{7.bölüm}

63 14 1
                                    

"İkinizinki de çok güzel olmuş ama , şimdi Eylem kabul etmeliyim ki senin ki daha güzel olmuş . Ve ikinizin çiziminin arasında dağlar kadar fark var . Sen baya çok ünlü bir tasarımcıya fark atmışsın ." dedi Oğuz Bey.

Oh 60 , 70 , 80 , 90 alnıma para yapıştırdım para . Şu ana alemin kralındaki Jülide gibi şık şık yapasım geldi. Ben ablanız , şu an Oğuz Bey'in masasından ağzı bir karış açık olan yelloza baya fark atmışım ya , şaka gibi .

"Yani demek istediğim çizimin baya iyi olmuş . Sen iyi bir tasarımcısın ve daha da iyi olacaksın ." dedi Oğuz Bey, ondan böyle şeyler duymak beni benden alıyor . Çünkü genelde sığır olduğu için patronum , onu beni överken görmek beni mutlu ediyor .

"Teşekkür ederim Oğuz Bey. " dedi ve yellozun yüzüne baktım . Kuduruyor köpek , kudur kudur , daha çok kuduracağım seni .

"Sen şimdi odana git . Önce benim telefonuma şu geçen gün toplantı yaptığımız adamları bağla . Sonra da bir iki şey daha düşün çizim hakkında , öğlen yemeği vaktin gelince de öğlen yemeğine çıkarsın." dedi . Ben de tamam diyip çıktım odadan . Odadan çıktığım gibi dans etmeye başladım ve sessizce

"La la lallala. " deyip odam yürümeye başladım.

Odama geldiğim de sandalyeme oturdum ve telefonumla toplantı yaptığımız adamları Oğuz Bey'in telefonuna bağladım . Sonra da bir kağıt alıp düşünmeye başladım . Arda bir de camımdan Oğuz Bey'in odasını inceliyordum , yelloz ve Ege Bey çıkarmışlardı . Oğuz Bey hâlâ telefonla konuşuyordu ve arada bana bakıyordu , ben de düşünmek için etrafıma bakınınca , e o da bana bakınca gözlerimiz karşılaşıyordu . Ve benim biri beni izlarken çizim yapmam çok zordu . O yüzden hemen gittim ve odanın perdesini çektim .

"Hoh be , şöyle izlenmeden , rahat rahat ." dedim . Ve çizim yapmaya başladım . Yanı yapıyordum ama bir türlü güzel gelmiyordu . Masamın üzerine baktığımda masanın her tarafının kağıt olduğunu gördüm .

Hemen masamın altındaki çöp kovasını aldım ve biraz ileri koydum , sonra da ayaklarımı masamın üzerine koydum , masanın üzerindeki kağıtları kucağıma aldım ve atmaya başladım .

1.atış = "Babanda mı basketbolcuydu be ? Bu ne güzel atış be kızım Eylem." diyip kendi kendime konuşuyordum .

2.atış = "Tüh be , tam giriyordu ."

3.atış = "İşte 9 numaralı oyuncumuz Eylem'den mükemmel bir atış daha ."

4.atış = 'hasssstroloji' atışıydı.

Çünkü Oğuz Bey içeri giriyordu ve ,

"Eylem bu perde bir daha çekil..." dedi ve durdu . Benim şu an bu olaydan tek kazancım , bugün elbise değil pantolon giymemdi . Yaa öfff, neler yaşanıyor sen ne diyorsun Eylem !

Oğuz Bey kapıyı kapattı ve içeri girdi . Perdenin oraya gitti ve perdeyi açtı .

"Bu perde bir daha çekilmeyecek Eylem ." bu cümleyi sakın söylemişti .

"Bir de bir daha seni bu halde görmeyeyim ! Burası bir şirket , hareketlerine ve tavırlarına dikkat et !" dedi ve ben tek kelime edemeden odadan çıktı . Niye çıkıyorsun ya ! Ben ne güzel söyleyeceğim , açıklayacağım ! Geldi burada konuştu konuştu , benim sözümü beklemedi , sonra cool cool çıktı . Pis herif !

Oğuz Bey odasına girdi ve pür dikkat beni izliyordu . Bense o yokmuş gibi çizim yapmaya çalışıyordum . Yani ama sadece çalışıyordum işte .

Birazcık daha kâğıda bir şeyler karaladıktan sonra saate baktım ve öğlen arasına geldiğini anladım . Hemen odamdan çıkıp bizimkilere bakındım , ama yoklardı . Ben de kendim gittim kahve . Yemek yemek istemiyordum , aç değildim .

KarAşkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin