{25.bölüm}

43 7 3
                                    

Dağılıyordum , tuzla buz olmuş bir cam gibi . Parçalara ayrılıyordum . Onunla attığım her adımda , zorunda kaldığım için elini tuttuğum her dakika , burada Oğuz'la duramadığım , üzerine bu adamla burada olduğum için , bunları yaptığım her saniye dağılıyordum .

Hâlâ dans ediyorduk , gözlerimin içine bakıyordu Barkın , sakin ama sert bir tavırla . Ben de inadına gözlerimi , gözlerinden ayırmıyordum .

"Senden korkmuyorum Barkın SANCAKTAR !" dedim , cesur bir sesle .

O sırada yanımızdaki çiftlerin , pistten ayrıldığını hissettim , şarkının vurgulanan kısmı çalıyordu ve hareketler birazcık daha hızlanıyordu .

Son harekete gelmişti sıra . İkimiz de kollarımızı açtık , sonra beni kendine çekti ve belimden tuttu .

"Benden korkmanı istemiyorum... Eylem DİNÇER ." dedi .

Şarkı bitmişti , Barkın'dan kendimi zorla çektiğim de etrafıma baktım , herkes bizi alkışlıyordu . Oysa alkışlanacak bir çift göremiyordum ben ortada .

Bizi alkışlayan onca kalabalığı aşıp , dışarı çıktım . Ve söylediklerini hazmetmeye çalıştım .

Yaşadıklarım...

Normal şeyler değildi . Canımı acıyordu sadece , yaşadığım her saniye...

Derin bir nefes aldım , ciğerlerimi yakan , bana şu yaptığımdan sonra , yasaklanan nefesi içime çektim .

Bir süre sonra herkes dağılmaya başlamıştı . Ben de içeri geçip etrafa bakmıştım , bom boş bir mekan kalmıştı ortada .

Dışarıdan içeri giren Oğuz'u gördüğümde , yüzüne nasıl bakacağımı bilmiyordum . Suçluydum çünkü .

Oğuz birden , sertçe kolumu tuttu ve beni çekiştirdi .

"Ege , SANCARTAR'IN yerini bul ve at ! Tebrik mesajlarını da sen al !" dedi ve benimle birlikte dışarı çıktı .

Kapının önündeki arabanın kapısını açtı ve beni içeri sertçe attı , sonraysa dolanıp kendi tarafına geçti .

Arabayı çalıştırdı ve hızlıca sürmeye başladı , tek kelime etmiyordu ama siniri gözlerinden de , fazlasıyla kasılan çenesinden de belli oluyordu .

Bir kaç kere direksiyona geçirdi yumruklarını . Elleri acımıyor muydu ? Hem de benim yaptığım , saçma bir dans yüzünden .

"Eylem bu ne demek oluyor !" diye kükredi . Sonra ise yüzünü sıvazladı .

"Ben anlamıyorum ! Bir tek bana mı anlamsız geliyor yaptıkların !" dedi , bağırıyordu . Bense sadece susuyordum , ne söylesem fazydasızdı , çünkü... Çünkü , suçlu bendim . Bu sefer hatası olan , hatayı yapan bendim .

Gelen bildirim sesi ile Oğuz telefonuna baktı ve bir süre sonra , arka koltuğa fırlattı telefonunu .

"Bekle , bekle sen ." dedi Oğuz ama sözleri bana değildi , kendi kendine konuşuyordu .

Yarım saat süren yolculuğumuzdan sonra Oğuz arabadan aşağı indi ve beni indirmeden , arabanın kapısını kilitledi .

Bense sadece yapacağı şeyleri izlemekle yetindim .

...

"Ben kalamam sende , annemler çok kızar ." dedim telaşlı bir sesle , Oğuz'a karşı .

"Onu dans etmeden önce düşünecektiniz , küçük hanım !" dedi imalı bir sesle . Benimle imalı bir şekil de konuşmasına mı üzülsem , yoksa bana 'küçük hanım' demesine mi sevinsem bilmemiştim .

KarAşkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin