Media : Oğuz ve Eylem
Bir hafta sonra...
"Ilgaz'ın geçen gün neden peşinden koşuyordun Murat ?"
"Ters bir şeyler mi var ?"
"Bilmiyorum . Nasılsın Ilgaz diye sormuştum sadece , sonra iyiyim neden iyi olmayayım ki , ters giden hiç bir şey yok , bilmeniz gereken bir şey de yok , falan dedi Ilgaz . Sonra da odasına doğru koştu , odasına girince de kapının arkasına sindi ve ağlamaya başladı , ağzını bile açmadı ama yanında durdum , yardımcı olmaya çalıştım ama izin vermedi , kovdu beni , ben de çıktım ." dedi dişlerini sıkarak .
"Eylem ben onun orda öyle ağlamasına dayanamadım ama dokunamadım da . İzin vermeyince , saçının teline bile dokunamadım ." dedi .
"B-bben , hiç bir şey yapamadım Eylem ."
"Tamam , sakın ol şimdi . Ne yapacağız biliyormusun şimdi ." dedim ve planımı anlatmaya başladım .
...
Bir hafta geçmişti kabusu gördüğüm o günden , tamı tamına bir hafta . Kavuşum da Oğuz , beni bir otoparkta , artık her şey bitti , biz bittik , diyerek bırakıyordu . Hala hatırladıkça bir tuhaf oluyorum . O yüzden kasılmıştım , Oğuz'da beni hastaneye götürüp , annemleri çağırmıştı , sonra da bizi eve bırakmıştı .
Özür dilemişti Oğuz o gün benden ama affedilecek bir şey yapmamıştı ki , sinirliydi belki de o gün , ben çok üstüne gitmiştim . Neyse .
Sonra da Oğuz'un elini birazcık zorlayarak , yaz kreasyonumuzu tamamlamıştık .
Şimdi sıra Ilgaz ile Murat'da idi , güzel bir çiftin olumunda yardım etmek istiyordum Murat'a . Çünkü o , Ilgaz'ı kırmamak için onun her istediğini yapacak ama üzülünce onun yanında olamadığı için de paramparça olacak kadar çok seviyordu onu . Bunu dün öğrenmiştim şirketteyken . Şimdi gene şirkete gidiyordum .
...
"Ee , hani nerede bu Ilgaz ?" dedim bizimkilere , asansörden , kendi katımda iner inmez . Neredeyse şirketin çoğu bizim kattaydı çünkü .
"Beş dakika içinde burada olacak ." diye elinde 'seni seviyorum Ilgaz , her şeyim .' gibi üzerinde daha bir sürü yazı yazan uçan balonlarla , ayakta mutlu bir şekilde duran Murat'a baktım , çok mutluydu ve Ilgaz'ın şirkete geliş saatini bile dakikası dakikasına bilmesi , beni gülümsetmişti .
Beş dakika sonra Murat'ın dediği gibi oldu ve Ilgaz asansörden indi . Ama elinde bir valiz vardı .
Murat hemen yere diz çöktü ve ceketinin cebinden bir gül çıkardı , önce kokladı ve sonra Ilgaz'a uzattı .
"Ilgaz , hiç bir çiçek , senin kadar güzel kokamaz . Hiç bir çiçek , senin gibi olamaz , senin gibi , salarken bile tatlı olamaz mesela hiç bir çiçek . Sonra işler çok olunca bir sohbetle bile günün o yorgunluğunu , üzerinden atamaz mesela bir çiçek . En önemlisi de... Bir gülüşü ile , kalpler de , bin tane çiçek açtırabilir mi bir çiçek ?" dedi Murat gülerek . Ilgaz , ona o kadar umutsuz baktı ki...
Sanki bir şeyler fısıldadı gözleri , Murat'ın o ışıldayan gözlerine .
"Ben , vedalaşmak için gelmiştim ." dedi Ilgaz yutkunarak .
"Nereye Ilgaz ?" diye sordum şaşırarak , kimse böyle bir şey beklemediği için herkes çok şaşırmıştı .
" İtalya'ya . Artık , İtalya'daki şirkette çalışacağım , buradan daraldım çünkü . İtalya'da yaşamak istiyorum , zaten bir kaç ay önceden da vardı aklımda şirketten ayrılmak . Ayrılıyorum işte .
Vedalaşmak için gelmiştim ama sanırım yapamayacağım . Görüşürüz SOYKAF TASARIM , kendinize iyi bakın ." diyerek dönüp gidiyordu ki , Murat tuttu kolundan ."Cevap ?" dedi yurkunarak , bir umudu vardı ama tükenmek üzereydi sanki , öyle söylemişti , öyle kurmuştu cümlesini , bir kelime dahi olsa .
Bir şey bekliyordu , bir cevap istiyordu .
"İnan bana Murat , seni sevmeyi denemeyi çok isterdim . Ama ben bunu hak etmiyorum , bu hikayede , senin çiçeğin ben değilim . " dedi Ilgaz dudağını dişleyerek .
"Gitmesen ? Kalsan ? Değişmez mi her şey ? Üzerine her yükü kaldırıp atarım üzerinden , seni bunaltan ne varsa , arındırırım ruhunu ."
"Kalsam , her şey değişir . Ama Murat..." dedi ve hıçkırdı Ilgaz ve ağlamaya başladı .
"Sıratama öyle bir yük bindi ki , değil sen , bir başkası gelse kaldıramaz o yükü üzerimden ." dedi . Murat Ilgaz'ın kolunu çoktan bırakmıştı ve o da asansöre binip gitmişti .
Son bir kez bakmadan . Belki... Yıllar sonra pişman olacaktı bunun için , onu deli gibi seven adama son bir kez bakamadan , onu , kafasını sürekli kurcalayak deli sorularla bıraktığı için . Ama ya dönemeyecek , ya da... Dönüp de bulamayacak .
...
"Gitme , olur mu ?"
"Bırakma beni ."
"Beni senizlikle sınama ."
"Unutma mesela. "
"Hayat beni unutsa da , sen unutma ."
"Olur mu gök gözlü adam ? Tut ellerimden , gözlerime bak hep , aynı böyle , şimdi baktığın gibi ." dedim Oğuz gülümsedi , yorgundu ama gülüşü .
"Olur . Gitmem , bırakmam , unutmam . Sonra... Hep ellerinizi tutarım , gözlerinize bakarım hep , aynı böyle , şimdi baktığın gibi deniz gözlü kadın . Emriniz olur." dedi ve beni koca gövdesinin altına aldı , koca ama huzur veren gövdesinin altına...
Sahildeydik şuan , oturuyordum Oğuz'la . Ilgaz gittikten sonra ben Ilgaz'ın peşinden koşmuştum ama bir şey öğrenememiştim , çekip gitmişti , kimseye bir şey anlatmadan , hiç bir şey bilmeden belki de , gitmişti .
Ardında da , onu seven bir sürü insan ve kalbi kırık bir adam bırakmıştı .
...
Eve geleli bir kaç saat olmuştu . Çizim yapıp , masamın üzerine koymuştum ve tuvalete gitmiştim . Geldiğimde ise çizimi bulamamıştım ve onu arıyordum . Çok yorgun olduğum için midir nedir ? Göremiyordum , halbu ki odanın her yerine bakmıştım .
"Uçmuş olamaz ya ! Nerede bu kağıt !" dedim kendi kendime söylenerek . Saat biraz geç olmuştu ve anne babamlar da uyuyordu .
"Ya biri uçurduysa güzelim ?" Arkamdan gelen sesle ürkümüştüm ama sesin ve bazı kelimelerin tanıdıklığıyla , biraz da uyku mahmurluğuyla , arkamı yavaşça dönmeye başlamıştım .
Bölüm Sonu 💙
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KarAşk
Mystère / Thriller"Aklım almıyor , sevmediğin , nefret ettiğin birini hala nasıl yanında tutabiliyorsun !" "Şşt . Öyle deme ." "Ben onu hala seviyorum , ona hala deliler gibi aşığım ." dedi sarhoş sesiyle . "Ve ondan nefret etmiyorum ." "Edemiyorum..." dedi . Ve üz...