{18.bölüm}

56 11 2
                                    

Buraya bir şarkı bıraktım , bölümün ortalarına doğru dinlersiniz .

İyi okumalar ... 💙

"Artık çok sıkıldım bu oyundan , tek başıma oynuyor gibiyim . Beni ne zaman bulacaksınız . Halbuki beni bulun diye de o kadar kameralara el salladım , evinize silah yolladım . Hâlâ nasıl bulamadınız beni , anlamadım doğrusu . Bak beni bulun diye de camdan girip çıktım .

Neyse biraz ciddileşelim , beni bulamadığınız sürece bir bir eksileceksiniz .

                              G "

Yazıyordu . Bakışlarımı camdan çevirdikten sonra kağıt elimden düşüverdi .

Başım dönmeye başladı o an , Nida'nın cenazesi geldi birden önüme ve cinayetin olduğu gün ki kamera kaydı . Hepsi gözümün önünde bir bir canlandı .

Yere çöktüm ve kulaklarımı kapattım . Zihnimde ki düşüncelerle sesler birbirine karışıyor ve kulağıma uğultular geliyordu .

Ne yapacağımı bilmiyordum . Gözlerimi de kapatmıştım , korkuyordum , her şeyden , herkesten .

Kapıdan bağırış sesleri geliyordu , o bile beni korkutuyordu artık .

Başıma bir ağrı saplandı , gitmek bilmeyen bir ağrı , bu sefer gözlerimi açmak istedim ama açmadım , göz kapakların buna engel oldu .

Yere yığılmamla duyduğum son sesler , kapının açılma ve bir kaç tane insanın gereksiz gürültüsüydü .

                             》《

Gözümü açtığımda her taraf karanlıktı . Kapkara bir oda da , bir yatağın üzerinde yatıyordum .

Yataktan doğruluğum an biliyordum tekrar aynı şeyleri yapacağımı . Neresi ? Kiminleyim ? Nasıl geldim ? Demeden tekrar aynı şeyleri yapacaktım .

Ama doğruldum , bunların olacağını bile bile . Sonra yanımda bir varlık hissettim , etraf karanlık olduğu için seçemiyordum ama bu kokuyu nerede olsa tanırdım . Çölde kaybolsam , beni ait olduğum yere getirebilecek olan kokuydu bu , bu koku Oğuz Bey'in kokusuydu .

Yanımda olmasını umursamadım , sadece dizlerimi kendime çektim , kollarımla kulaklarımı kapatıp acı kahve ve ıslak toprak karışımı kokusunu içime çektim . Bir kaç saat olmuştu oysa ki bu kokuyu almayalı . Ama özlemiştim .

Yatağın üzerinde sallana sallana gözyaşlarım pınarlarımdan yanaklarına doğru süzülmeye başladı . Bir süre sonra hıçkırıklarım da eşlik etti , yanaklarından naifçe akan yaşlara .

                              》《

Oğuz'un ağzından

Ses çıkarmamak için içe atılan bir hıçkırık sesi duyduğumda hemen yatakta doğrulup ışığı açtım .

Eylem ağlıyordu . Ama böyle yapma be gamzeli . Canım yanıyor seni böyle gördükçe . Ben zaten bitik haldeyim , bana enerji veren , benim ayakta durmamı sağlayan o güzel gülümsemenken , böyle yapma . O güzel yaşlarını harcama be gamzeli .

Sen hiç dökme yaşlarını , ben ağlarım senin için...

Hemen Eylem'e doğru yaklaşıp narin ellerini , nazik dokunuşlarla kulaklarından çektim ve naifçe ellerimin arasına aldım.

Bu sefer de ağzından cümleler dökülmeye başladı ve kafasını sağa sola doğru salladı .

"Yok yok , b-ben izin veremem . Dayanamam . Yapamam , birinin daha gidişine katlanamam , ben bunu kaldıramam ." dedi ve bana baktı , 'nıt nıt nıt' yaptı inkar etmek istercesine .

KarAşkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin