Senin çıkmaz sokağın olmaktan korkuyorum... Zeynep farklıydı.
.
.
.
Anne hikayeye devam ederken battaniyenin altında gizlenen ufak munzur. Tatlı hareketleriyle kardeşlerini gülümsetmeyi her seferinde başarıyordu.
Anne kaşlarını sevimli bir şekilde çattığında. Ufaklık bir anda boynuna sarılıp "Ben biliyorum ki hikayeyi anlatayım mı ? " diyerek annesinin yanağından sıkıca öptü. Belliki annesine çok düşkündü. Diğer kardeşlerini iteleyip annesinin kucağına oturup,güzel yüzünü izliyordu. Ara sıra elini annesinin yanağına götürüp sevgi gösterilerinde bulunuyordu.Anne oğlunun yanağına kondurduğu tatlı busesinin ardından devam etti. :Zeynep farklıydı o yüzden her geçen gün düşlediğine biraz daha geç kalıyordu.
Çoğu zaman herşeyden vazgeçmeyi sevdi belki de kolayına öyle geldiği için vazgeçmeyi sevmişdir.Ama bir tek umut etmekten vazgeçmedi.Umut etmekten vazgeçenleri de umut etmeyi bilmeyenleride sevemedi...
Bazen kendiliğinden olsa herşey diyordu,keşke diye de ekliyordu.
Ahhh!! Yine keşke...!!! Onu tanırken keşke kelimesini ne çok kullanmıştı.Evet belki de mecbur bırakıldığından söylemek zorunda olduğu bu kelimeyide sevmiyordu.Ne çok sevmediği yönü olmuştu öyle... Genci tanırken kendini yeniden keşfediyordu..
Böyle bir aşamadayken herşeyin tüm suçlusu Zeynep miydi ?
Yoksa gelemeyişi miydi ?
Uzunn zaman oldu,haber alamıyor, haber veremiyordu.
Ne geliyordu ne de uğrayabiliyordu.İçinde haberi olmadan var olan gençle ne kadar yaşayabilirdi bilmiyordu...
Güzel bir günde rastlamışdı ona, güzel bir gündü ve Zeynep yüzündeki gülümsemesine tutulmuştu.
Bir göründü bir kayboldu bir gitti gidiş o gidiş ne isim bıraktı ardında ne tebessüm ne adres...Onu bulamayacak olmanın vermiş olduğu o his ne berbat bir histi anlatamazdı. İçinde yersiz açılan boşluklar nasıl dolacaktı.Zeynep kendisini tanıyamaz hale geldi. "Ben ben değildim o kesindi ama o iki dakika da ben kimdim ? Büründüğüm o kişi kimdi gerçekten bilmiyorum..." dedi ve içindeki bilinmeyen diyarlarla devam etti.
Genci tanımak istiyor olması doğru bir karar mıydı ?
Yoksa sadece bir gülümsemeye aklını ziyan edip sürekli hatırlayacak mıydı?O an sadece tebessümüne odaklanan Zeynep hafızasından silinmesin diye uzun uzun bakakaldı . Zeynep'in kendine yakıştıramadığı bir hareketti. Ama Zeynep'i gence doğru iten birşeyler vardı ve bununla mücadele etmesi pek de mümkün olmadı. Ve bakarken uzun uzun bitmesini hiç istemediği ama biteceğini bildiği kötü bir gerçekle savaş içerisindeydi. Tabii genç bu olanlardan bir haberdi...
Ona bakarken uzun uzun çok sonra fark etti ki genç de arada bir kendisine bakıyormuş.
Zeynep
O an şöyle söyledi :"Bakmam boşa değilmiş."
Zeynep fark edildiğinden emin olduğu için :
"Ne bakıyor ki bakmasın !"
diye kendi içinden boş yere duygulara kapılıyordu.Yetmezmiş gibi kendiliğinden kılıf uyduruyordu.
Çünkü artık düşlediği adamdan emindi. Çok sonra izlediğini tekrar görünce, hem izliyor hem de izlemesini istemiyordu. Onun başka şeyler ile ilgilenmesini o başka şeyler ile ilgilenirken Zeynep ise sadece onunla ilgilenmek istiyordu.
Zamanları kısıtlıydı ve ortam konuşmaları için müsait değildi.Zamanları ve mekanları farklı olsaydı konuşabilirdi. En azından gülümsemenin ardında gizlenen o güzel Adamın ismini bilebilirdi...Ne güzel Adam konuşabildi ne de Zeynep o çok aradığı ortamı bulabildi. Bir göründü bir kayboldu.Ne isim ne adres...
Geride bir tek tebessümünü Zeynep'in ömrüne armağan bıraktı.
Aklında taht kuran ara sıra ziyan olmamak adına kendini hissettiren tebessüm...🍁En küçük çocuk annesinin sözünü hikayeyi bildiği halde yine kesti :
"Ne yani anne? Bulamadılar mı ? "
Anne ise her seferinde aynı cevabı veriyordu.
"Sabrına sükûtu giydirmeyi bil oğlum. Sabırlı ol. Anlatıyorum..."
((((Bir daha görebilecek miydi ?
Görse bile tek mi görecek ?))))
Tabiki devamı var. 💓🌷🍁🎈
ŞİMDİ OKUDUĞUN
🍁🎈İKİ DAKİKADA SEN BİR ASIR GİBİYDİN🎈🍁( ...ASIR MİSÂLİ...Tamamlandı...)
Ficção AdolescenteBu hikayeyi çokça sevenler olmuştu. Zeynep,Mirza . . . (TELİF HAKKI MEVCUTTUR...!)