bir sen vardın güzel bakan
Birde ben vardım ne yapacağını bilmeyen. İç sesi her an tartışma halinden kaçınmayı bırakıp farklı sözcükler var ediyordu yüreğinde.İçindeki duygu heyecanın bir parçası mıydı bilmiyordu.Ne yapması gerektiği hakkında da bir fikri yoktu. Ama şöyle bir bakınca arkasına, düşlediği yine ardındaydı görmüştü.
Genç daha fazla dayanamayıp işi sonuca vardırmak isteyen bir işareti yineledi. Zeynep sinirlenerek çattı kaşlarını
"Ne var, ne bakıyorsun?"
der gibi baktı. Gençde esprili bir şekilde bakmıştı..
Genç gülümseyince Zeynep'de kendini tutamadı ve gülümseyen kalbiyle ona doğru baktı.
Aylarca gülüşünün yolunu gözlediği adam karşındaydı.Zeynep'in arkadaş grubu yine ilerledi, yine hareket ettiler. Ve Zeynep :
"Acaba yine gelir mi? Hayır! Gelmez. Hem zaten çok uğraştı ben birşey yapamadım. Demek ki ikimiz için de HAYIRLISI böyleymiş."
Diyerek teslimiyetini ALLAH'A bırakıyordu. Ama içten içe üzülüyordu,tabi durumu kabul ediyordu,kabul etmeme gibi bir lükse sahip değildi.
İlerlerken yine ardında kaldığını biliyordu,Gelmeyeceğini hatta pes ettiğini düşündü. Belki ardında çok güzel bir adam bırakıyordu.
Tam bitti,gördüm ve bitti.Artık yok derken arkasına bakıp emin olmak istediğinden dönüp son kez baktığını zannetti..Arkasında yoktu. Ve genç birden önünde durdu.
İlk defa bu kadar yakındı,Genç önünde durunca aman ALLAH'ım içini müthiş bir duygu karmaşası kaplamıştı...
Hiçbir şey bilmiyordu,içinde her duyguyu bulundurduğu için konuşmak yerine o güzelim anı elinin tersi ile itip arkadaşlarına şiddetli bir ses tonu ile seslendi :"Hey!!!Beni niye yanlız bırakıyorsunuz,yanlız bırakmayın birlikte ilerleyelim demedim mi?"
diye gruba sesleniyordu.
Ama işte olacağı varmış ki yanlız kaldı ve karşısındaydı. Gencin gözlerine bakmadan, konuşmadan yanından geçip gitmek istedi. Delikanlının yanındaki adam her kimse birlikte bir anda Zeynep'i çember altına aldılar. Düşlediği adamın elindekini ,Zeynep'e vermek istedi.Yani genç ve arkadaşı hep bir plan dahilinde ilerlerken Zeynep en ufak bir plana sahip değildi.Elini uzatınca Zeynep'de ; Korku,öfke,sinir,sevinç,hızlanan bir kalp,şaşkınlık,heyecan,bilmemezlikle birlikte :" Ne oluyor ya,bir müsade edin!"
diye sert bir tepki vermişti.
Çünkü elinde ne var ? Ne yazıyor?
Zeynep'i incitecek birşey mi yazıyor? Ne yazdığını bilmediğinden sinirlenmişti. Daha naif bir tepki verebilirdi. Ama içinde bilmemezlik vardı. Zeynep ismini söyler diye tahmin ediyordu. Ya da evine kadar takip edip okulunu öğrenmesini istiyordu. Ya da sadece ismini söylemesi bile onun için yeterli olacaktı. İsmini her yerden araştırabilecek güce sahipti. Arkadaş gurubundan Dildar polisdi. Ona sordurup ismini her türlü yoldan bulabilirdi. Ama işler tahmin ettiği gibi ilerlemedi... Bu nedenden cesaret edip alamadı belki onu uğraştırmadan susup elindekini alması gerekirdi ama yapamadı... Ve düşlediğine dönerek :"Bir müsade edin!"dedi.
Sonrasında yine kendiyle münakaşaya tutundu.
" Ahhh! Zeynep ahh! Bir müsade edin de ne demek!! Ne yapıyorsun kendine gel artık,toparlan! Niye susamıyorsun ki sen!Belki ismini yazmış,belkide düşündüğün gibi kötü birşey yazmamıştır. Deli değil ki kötü şey yazsın. Ne yazabilir ki!!"diye konuşmaları var etti beyninde...
Niye susmamıştı.İçindeki korku onun tüm bedenini esir almıştı.
Cesaretsiz oluşuna kızıyordu! Kaderi olan adamı belkide sonsuza dek kaybedecekti...
İnsanlara da sürekli bağırıyordu. :"Beni bekleyin!!!"
diye sürekli sinirleniyordu...
Genç o kadar çaba sarf etmişti ki, Zeynep hiçbir şey yapamamıştı. Genç belli bir süre sonra artık yorulmuştu Zeynep bunu biliyordu.Gencin yanındaki arkadaşı yorulduklarını fark edince :
"Artık gidelim."
diye sürekli lafını yineliyordu.Genç o kadar kararlıydı ki gitmiyordu.
Zeynep ve arkadaşları bulunduğu konumdan baya bir ilerlediler.
Zeynep :" Bu sefer gelmez ki yok artık daha gelmez zaten bakıncada yoktu. yanındaki zorla götürdü."
bu sefer gitti dedi.Tamamıyla kaybetiğini düşündü.
Sürekli ilerlediler,yürüdüler,ara sıra bakıyordu ama yoktu!!
Kesin gitti dedi!Kesin gitti artık göremeyeceğim diye düşündü.
Çünkü karanlık oluyordu ve zamanı geri alabilme gibi bir şansları da yoktu.
Kendine geç kalıyordu,
Kendine adım atamıyordu...
Genç o esnalarda ortalarda yoktu..
Baya bir dakika araya girmişti."Ah o dakikalar!" dedi.Zeynep...
O dakikalarda genç henüz yoktu.
Ve son şansıydı. Zeynep kaderine yön veremedi!"ALLAH'IM izin vermişti neden yön veremedim!" içten içe ağlıyordu.
Zeynep bunları yaşarken birinin kendisini izlediğini fark etti.
Kalbinin güzelliği yüzüyle bütünleşmiş bir Adam.
Neler söylüyor neler düşünüyordu... Meğer ne alışmış ne sevmişdi öylece ardında dolaşmasını...
Zeynep'e bakarken artık dayanamayıp :" Ne var ?Ayıp olmuyor mu ?
Yanımda insanlar var görecekler.""Gideyim mi ?"
"Ayıp oluyor,yani gidebilirsiniz."
"Gidiyorum."
"Lütfen."
"İyi peki."
"ALLAH'A EMANET OLUN"
Gencin sesini ilk defa duymuştu. Kendisine ait bir şivesi vardı. Zeynep gitmesine razı olmadığı halde yine Genci en güzel olan RABBİNE emanet ediyordu...
Genç giderken ben önüne döndü. Biraz kırgınlık,biraz pişmanlık,biraz da kızgınlık yaşadı ki sormayın!
Tabi gururda yapıyordu."Ne takıyorsun canım, kimseye evet demedin, nasip değil zorlama tamam çok istedin gördün,sen bu değilsin boşver..."
kendini böyle avutmaya devam etti.
"Yine sen,herşey sen
Sen yine gelmiştin."
🍁
🍁
🍁
🎡
🎡
🎡
🍁(Devamı hemen şimdi)🍁😊
ŞİMDİ OKUDUĞUN
🍁🎈İKİ DAKİKADA SEN BİR ASIR GİBİYDİN🎈🍁( ...ASIR MİSÂLİ...Tamamlandı...)
Ficção AdolescenteBu hikayeyi çokça sevenler olmuştu. Zeynep,Mirza . . . (TELİF HAKKI MEVCUTTUR...!)