Az önce doktor önlüğü giyen adam etrafta kimseler yok iken Yeliz'in odasına girdi. Elinde bir iğne vardı. Seruma göz ucuyla baktı adam. Hiç vakit kaybetmeden serumun içine iğnedeki ilacı enjekte etmek üzere iken Yeliz gözlerini açtı. Gördüğü adamı hemen tanıdı. Çığlık atmaya başladı. Adamın elinden kurtulamayacağını anlayınca serumu kolundan kopardı Yeliz.
Az önce koridora kadar duyulan çığlık seslerini yeni fark etti Hazal. Telefon konuşmasını sonlandırdı. Koşarak odaya girdiğinde adam çoktan kaçmıştı. Yeliz korkmuş bir halde kalbine dokundu ve nefes almaya çalıştı.
"Ben hemen hastane polisine haber vereceğim." dedi Hazal. Hemen Yeliz'in yan tarafında duran acil düğmesine bastı. Az sonra bir hemşire geldi ve Yeliz ile ilgilendi. Hazal onu hemşireye emanet edip Erkan'ı aramaya başladı.
***
Güvenlik kameralarına bakan Erkan o saatteki kayıtların hiç olmadığını gördü. Birisinin gelip buradan kayıtları sildiğini anladı. Hazal ise adamı gören tek kişinin Yeliz olduğunu bildiği için yanına gitti. Peşinden Erkan ve Mertte geldi. Yeliz kendini biraz daha toparlamış görünüyordu. Adamı tarif ettiğinde Hazal bugün gördüğü adamı hatırladı ve ona benziyordu. Birden o adama söylediklerini hatırladı.
"Yeliz davadan çekilmediği sürece ben vazgeçmiyorum. Hiçbir şey bunu engelleyemez."
"Belki de bu söylediğim onların daha da öfkelenmesine sebep oldu. En önemlisi bu odadan çıkıp telefonla konuşmamalıydım. Yeliz neredeyse ölüyordu." diyerek içinden konuştu Hazal.
"Hepsi benim yüzümden oldu." dedi Hazal mırıldanarak.
Elini ağzına götürmüş bir halde olduğu yerde duraksadı. Gözleri dolmuştu. Erkan başını çevirip ona baktı. Onun bu yüz ifadesini görünce ters bir şeyler olduğunu anladı. Hazal yutkunarak başını eğdi ve elini boynuna götürdü. Sonra nefes alamayacak kadar daraldığını hissedince ellerini yüzüyle kapatıp kapıya yöneldi. Daha rahat ağlayabilmek için koşarak odadan çıktı. Erkan ne olduğunu öğrenmek için peşinden koştu. Koridorda kimseyi göremediği sırada bir ses işitti. Adımlarını sıklaştırıp köşeye saklanmış Hazal'ı gördü. Erkan onun olduğu yere eğildi. Hazal ise dizlerini kırıp yere çömelmiş bir pozisyonda iken başını dizlerinin arasına almış ağlıyordu. Köşedeki duvarın sağ tarafında boş kalan yerine de Erkan Dizlerini kırıp çömeldiği sırada yavaşça sırtını duvara dayadı. Kafasını yukarı doğru kaldırdı ve ağlama seslerinin şiddetlenmesi ile ona doğru döndü.
"İyi misin?" diye sordu Erkan.
Hazal yavaşça kafasını gömdüğü yerden çıkarıp Erkana baktı. Sulu gözleriyle onu bulanık görüyordu. Eliyle gözlerini ovuşturup tekrar ona dönüp baktı.
"Yeliz az kalsın benim yüzümden ölecekti. O adamı kızdırdım ve az önce Yeliz'i yalnız bıraktım. Ben nasıl iyi olabilirim Erkan? Neyim ben? Kahraman mı? Kendi inadım ve biraz önceki düşüncesizliğim yüzünden Yeliz hayatını kaybedecekti."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ONSUZ AŞK-2
General FictionHazal ve Erkan başlarındaki Utku belasından kurtulduktan sonra yeni hayatlarına devam ediyorlardı. Fakat sorunlar bitmiyordu. Hazal ve Selin avukatlık bürosunun kredi borçlarıyla başları dertteydi. Kimseden yardım almadan büroyu kurtarmak için her ş...