Erkan pastaneden çıktı. Ofise doğru giderken karşısında gördüğü kişiye inanamadı. Olduğu yere çivilenmiş gibiydi.
"Abi." dedi kısık sesle. Demir tebessüm ederek yanına geldi.
"Sen gitmemişsin."
"Evet gidecektim ama birçok aksilik oldu ve Amerikaya gitmek isteyen bir doktor arkadaşımın olduğunu öğrendim. Ben de gitmekten vazgeçtim."
"Tek neden bu olamaz değil mi?"
"Neyse bunları uzun uzun konuşuruz."
"Hazalın yanına gidiyorum. Sen de gel abi."
"Peki."
&&&
Hazal durgun bir halde masada oturuyordu. Önünde duran bardağa su doldururken elinden kayıp düştü. Yere düşen cam parçalarını toplarken elleri kan içinde kaldı. Birden içinde tuttuğu acıyla ağlamaya başladı.
"Günaydın." diyerek içeri giren Selin. Gördüğü manzarayla şaşkına uğradı. Üzerindeki montu çıkarıp Hazalın yanına geldi ve onu ayağa kaldırdı.
"İyi misin?" diye sordu Selin.
"Canım çok acıyor." dedi Hazal.
"Dur bakayım." diyerek Hazalın kanayan eline baktı.
"Ben hemen ilk yardım çantasını alıp geliyorum."
Az sonra Selin elinde ufak bir çantayla geldi. Çantayı masaya bırakırken Hazalın oturmasını istedi.
"Neyin var Hazal? Bu yara yüzünden ağlıyor olamazsın." dedi Selin bir yandan da Hazalın elini pansuman yapıyordu.
"Fakat biraz canın acıyacak." dedi Selin onun eline ilacı dökerken. Pansumanı bitirdikten sonra tam karşısında duran koltuğa oturdu.
"Annem." dedi Hazal.
"Annen mi?"
"Bir kızı varmış. Ve dediğine göre hasta. Benim onunla ilgilenmemi bekliyor. Selin düşünebiliyor musun? Benim bir kardeşim var ama bunu şimdi biliyorum. Hem önceden bilseydim ne değişecekti ki? Bizi ne için terk ettiğini bilmediğim bir kadının Amerikada yuva kurup doğurduğu kıza ablalık mı yapacaktım? Benden bunu nasıl bekler."
"Belki çok çaresiz."
"Ben de çaresizdim. Ama sen biliyorsun okulda pek arkadaşım yoktu. Herkesin gözünde annesi tarafından terk edilmiş değersiz bir varlıktım."
"Böyle konuşma lütfen. Başkaları için değil sevdiklerin için çok değerlisin."
"Onu henüz affetmemişken kızıyla ilgilenmemi istiyor. Hala aklım almıyor. Kendisi alanında uzman bir doktor belki daha fazlası ama neden kızına yardım edemiyor."
Konuşmanın ortasında Demir ve Erkan içeri girdi.
"Annen bizim hastanenin sahibi ve çok yetenekli bir doktor. Fakat kızının bir doktora değil birine ihtiyacı var. O da sensin Hazal" dedi Demir.
"Sen?"
"Evet benim." diyerek gülümsedi Demir.
"Onun bana ihtiyacı yok. Onu görmeyeceğim. Lütfen kimse bu konu hakkında tek bir soru bile sormasın." dedi Hazal kollarını yukarı kaldırarak. Tam o sırada elindeki yara gözüktü.
"Bu ne zaman oldu?" diyerek hızla Hazalın yanına gitti Erkan.
"Önemli bir şey değil. Bardak düşünce almak istedim o yüzden oldu."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ONSUZ AŞK-2
General FictionHazal ve Erkan başlarındaki Utku belasından kurtulduktan sonra yeni hayatlarına devam ediyorlardı. Fakat sorunlar bitmiyordu. Hazal ve Selin avukatlık bürosunun kredi borçlarıyla başları dertteydi. Kimseden yardım almadan büroyu kurtarmak için her ş...