flashback, 2004
Uyandığımda kendi odamda olmamanın şokuyla hızla dikleşirken uykulu halden yavaş yavaş çıktım. Çıktığımdaysa Jungkook'un odası olduğunu hızlıca kavramış ve odadaki Jungkook'un yokluğuna kaşlarımı çatmıştım.
''Anne uyanmıştır o. Birlikte kahvaltı yaparız, en sevdiği çizgi filmde başlamış.''
Jungkook'un gittikçe yakınlaşan sesiyle gözlerimi kapıya çevirdim. Saniyeler sonra kapıyı açmış ve uyanık olduğumu görmesiyle gülümsemişti.
''Günaydın!'' dedi. ''Hadi gel. Annem kahvaltı hazırladı bize.''
''E ben okula gitmemişim.'' dedim alt dudağımı büzerken.
''Bizde uyuyakaldığın için ve ben gitmediğim için annen izin vermiş. Bugün evdeymişiz!'' dedi ve yatağa koştu. ''Bak ben çok iyiyim. İyileştim. Annem seni görünce iyileştiğimi söyledi.''
Gözlerim mutlulukla parıldadı bir anda. ''Ay ben mi iyileştirdim yani?'' dedim. ''İyileşmiş!''
Jungkook güldüğünde yorganın içinden çıkıp ellerimi ve yüzümü yıkadıktan sonra peşinden aşağı indim. Güler yüzle karşılayan Jungkook'un annesine karşılık verip bizi sürüklediği kahvaltı masasında yerimi aldım.
''İkiniz de okuldan kurtuldunuz bugün.'' dedi Eunhee teyze.
''Jungkook olmayınca çok sıkılıyordum. Dün eve geldiğimde ağlamıştım.'' dedim sütümden bir yudum alırken.
''Her şeye ağlıyorsun. Ağlamanı hiç sevmiyorum.'' dedi Jungkook. ''Çirkin de oluyorsun öyle.''
''Ne?'' dediğimde şok içinde, Eunhee teyze gülerek bize döndü.
''Benim güzel kızım her zaman çok güzel.'' dediğinde ona kalp saçan gözlerle bakmıştım ama hemen sonra kaşlarımı çatıp Jungkook'a döndüm.
''Anne bir daha hiç ağlamasın diye çirkin oluyorsun dedim. Neden bozuyorsun ki?'' dedi huysuzlanırken.
Anında bakışlarım yumuşarken gülümsedim Jungkook'a doğru. Jungkook bana güzel ya da prensese benziyorsun dediğinde daha çok mutlu oluyordum.
''Prenseslere benziyor.'' derken sesi sonlara doğru kısılmış ve kafasını tabağa eğmişti. Sanki zihnimi okumuştu.
''Sen de tıpkı prensler gibisin.'' dedim ellerimi heyecanla çırptığımda. ''Geçenlerde Chaeyoung da sana prense benziyorsun demişti. Ona çok kötü bakmıştım. Kesin bana özeniyor. Ne dersem taklit ediyor!''
Jungkook güldüğünde annesi patates kızartmasıyla dolu tabağı masaya getirdi. Ardından ikimizin ortasında eğilerek boylarımızı eşit mesafeye getirdikten sonra bir Jungkook'a bir bana baktı.
''Bu dostluğunuz çok güzel.'' dedi. ''Tıpkı küçük kardeşler gibisiniz. Birbirinizi sakın kaybetmeyin tamam mı?''
Jungkook kafasını sallayıp yavaşça tekrar önüne eğerken gülümsemesi de gitmişti. Ben de aynı şekilde kafamı salladım ve önüme eğdim. Bir süre boş boş dizlerimi izledikten sonra tekrar Eunhee teyzenin sesini işitmiştim.
''Hadi, yapın kahvaltınızı. Jungkook ilaç saatin geçecek. Hadi!'' derken tekrar mutfağa döndü.
Jungkook ile birbirimize garip bir bakış attıktan sonra tabaklarımıza dikkatimizi vermiştik.
''Seni kaybedersem seni döverim.'' dedim uzunca bir sessizlikten sonra.
''Ben de saçlarını çekerim. Kafanda saç kalmaz, ciddiyim.''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
strawberry milk • jjk
Fanfiction''Tüm o güzel anılar ve fotoğraflar... Tutunduğum tek şey.''