7- iki ağlak çocuk.

4.3K 342 74
                                    

flashback, 2005

Sağıma soluma bakına bakına geçtiğim koridorda sürekli Jungkook'a bakınmıştım ama bulamamıştım. Beni kantinin önünde bekleyecekti ama birden kaybolmuştu.

Direkt sınıfa girip etrafı iyice gözlerimle taradığımda yine bulamamıştım onu. Gözüm benden sonra Jungkook'un yerini bilebilecek olan kıza takıldı. Derin bir nefes verdim, bu ne kadar beni kızdırırsa kızdırsın, Jungkook'u bulamıyordum sormalıydım.

''Chaeyoung-ah!''

Uzun saçlarını savurarak bana döndü.

''Jungkook nerede biliyor musun?'' diye sordum.

Kafasını sağa sola salladı. ''Bilmiyorum, ben de onu soracaktım sana.''

''Sen niye soracaktın ki?'' demiştim kendimi tutamayarak.

Ani çıkışımla suratıma üzgün üzgün bakan Chaeyoung'tan dikkatimi çekmeme sebep olan ses biraz arkamdan geldi.

''Ben gördüm. Temizlikçi ahjussi'ye yardım etmek için bodrum kata iniyordu.''

Hızla bunu söyleyen çocuğa döndüm. ''Ne? Tek mi?''

Çocuk kafasını salladı. ''Evet ama ahjussi merdivenlerin başında bekliyordu onu.''

Jungkook, bodrum katlardan korkuyordu. Ahjussi neden onu göndermişti ki? Şimdi de korkmuş ama yardım etmek istediği için zar zor inmiş olmalıydı. Keşke birlikte inseydik, ben yanındayken korkmazdı belki.

Sınıftan koşarak çıkmıştım ve koridorda koşmamam için uyaran öğretmenleri dinlememiştim. En fazla düşerdim ama Jungkook daha zor bir durumda olabilirdi. Korktuğumuz şeyler insanlara basit gelebiliyordu ama ben onu anlıyordum.

Ahjussi'nin beklediği merdivenlerden koşa koşa aşağı indiğimde onun da uyarılarını duymuştum fakat dinlememiştim. Kendisi yaşlı olduğu için aşağı inince hemen yoruluyordu ama şükürler olsun ki haftada bir gün çalışıyordu. Kalan günlerde başka bir kadın geliyordu. Bir keresinde bu adamın burada neden çalıştığını sorgulamıştım ama Jungkook tarafından para cevabını alınca ikna olmuştum hemencecik.

''Jungkook!'' diye bağırdım. ''Jungkook-ah nerdesin?''

''Yun, Yun!'' sesini duyunca etrafa bakındım. Temizlik malzemeleri odasının kapısının önünde elindeki uzun fırçayla bekliyordu öylece.

''Çıksana yukarı! Neden bekliyorsun burada? Ayrıca temizlikçi ahjussi'yi görünce kaç. Sürekli bize bir şeyler getirtiyor.''

Jungkook elindeki fırçayı birden elinden bırakıp ağlamaya başlayınca birazcık afallamadan sonra yanına koştum. Elleriyle kapattığı yüzünü görebilmek için ellerini yüzünden zar zor çektim ve sürekli yaşlarla dolan gözlerine baktım. Çok korkmuş görünüyordu.

''Yukarı çıkacaktım ama çok korktum! Yürüyemedim. Çok korktum.''

Jungkook'a kocaman sarıldığımda elimle yavaş yavaş saçlarını okşadım. Annem ağladığım zaman bana böyle kocaman sarılır ve saçlarımı okşardı yavaş yavaş. Ben çok iyi hissediyordum öyle yapınca. Jungkook'un da iyi hissetmesi için annemin bana yaptığı gibi yaptım.

''Sakin ol tamam mı?'' dedim hala sarılırken. ''Bak ben seni hemen buldum. Yalnız değilsin ki burada, ben geldim.''

''Çıkamadım yukarı. Neden çıkamadım?'' diye daha çok ağladığında ben de daha çok sarılmıştım.

''Birlikte yukarı çıkacağız. Bir daha da asla buraya inmeyeceğiz tamam mı?''

Ondan ayrılıp yere düşürdüğü fırçayı elime aldıktan sonra Jungkook'un elini tuttum gelişigüzel. O yavaş ve korkak adımlar atarken ben çoktan hızlı yürümeye başlamıştım. Onu peşimden sürüklerken sürekli yere çarptığım fırçaya çok sinirlenmiştim.

strawberry milk • jjkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin