flashback, 2011
Okulun büyük bahçesindeki bankta otururken direkt büyük sahada takım kurmaya çalışan Jungkook'u izliyordum. Beden dersindeydik. O her zamanki gibi aktif iken ben sadece oturuyordum. Bugün sürekli kavga etmiştik onunla. Bir şekilde söyledikleri beni sinirlendirmişti. Normal durumda en son sinirlendiğim şeye sinirlenmemem gerekiyordu. Bana en yakın arkadaşım ve dostum dediği zaman sinirlenmemem gerekirdi.
Ailelerimiz sürekli kardeş gibi olduğumuzu söylediğinde, Jungkook'un abisinin beni ikinci kardeşi gibi gördüğünü söylediğinde ve Jungkook'un bana en yakın arkadaşım dediğinde sinirlenmemem gerekiyordu. Söyledikleri bu şeyler içime büyük bir sıkıntı oturtmaktan başka hiçbir şey yapmıyordu. Uzun süredir farkındaydım, çok uzun bir süredir onu arkadaşım olarak görmediğimin farkındaydım. İstesem de göremiyordum ki. Kalbimi çok hızlı attırıyordu, öyle ki kalbimin göğüs kafesimi terk edecek olmasından korkacak hale geliyordum. 14 yaşımıza gelmiştik ama ne hissettiğimin farkındaydım. Hatta küçüklüğümüzden beri Jungkook'u ilk ve büyük aşkım formuna oturtmuştum belki de ama şimdi olduğumdan daha küçük olduğum için farkında olmamıştım işte.
Ortaokulun son yılının başlaması üzerinden 1 hafta geçmişti ve ben onlarca kez Chaeyoung'a saldırma ihtimaliyle karşılaşmıştım mesela. Jungkook'u yanımdan alıp gitmesine dayanamıyordum, arka sıramda oturan Jungkook'u kendi yakınına çekme isteğine dayanamıyordum. Şükürler olsun ki, Jungkook onunla ilgilenmiyordu. Kibarlığından dolayı birkaç kez götürdüğü yerlere gitmişti ama defalarca Yun ile kalacağım diyerek reddettiğini duymuştum.
Keşke beni arkadaşı olarak görmeseydi, keşke beni en yakın dostu olarak görmeseydi.
''Aishh, aptal çocuk beni yine yedeğe bıraktı.''
Yanıma söylene söylene oturan kişiye döndüğümde bunun Hyunwoo olduğunu anlamıştım.
''Jungkook mu?'' diye sordum ve gülmemek için dudaklarımı birbirine bastırdım.
Hyunwoo ve benim aram iyi olduğu için Jungkook, Hyunwoo'yu sevmiyordu. Bunu elbette en yakın arkadaşını paylaşmak istemediği için yaptığını anlıyordum ama içerilerde bir yerde daha farklı anlamda beni kıskandığını hayal edip duruyordum.
''Evet! Aptal. Şimdi birinin yorulup çıkmasını bekleyeceğim. Umarım Jungkook çıkar.'' derken hırsla derin bir nefes aldı. ''Kendi kurduğu takımın kazanacağını iddia ediyor. Sen onu izlediğin zaman kazanıyormuş.''
Kafamı hızla topun peşinden koşan Jungkook'a çevirdiğimde onun da bana baktığını ama dikkati dağılmasın diye çabucak topa döndüğünü görmüştüm.
''Jungkook spor konusunda kendini sürekli geliştiriyor. Seni takıma almadıysa bir bildiği vardır.'' dedim. ''Yorulacağını düşündüğü için almamıştır belki? Seni düşündüğü için?''
Hyunwoo bana bakarken gözlerini devirdi. ''Gayet iyi oynayabilirim.''
Dakikalar sonra bir kişinin yorulup çıktığı oyuna Hyunwoo dahil olmuştu. Dikkatle onları izlerken Jungkook gülerek bana dönmüş ve göz kırpmıştı. Yüzündeki gülücüklere karşılık verip parmaklarımla küçük bir kalp yaptıktan sonra ona doğru kaldırdım.
Belki biraz daha büyüdüğümüzde, içimdeki duyguları daha fazla tutamayacağımı hissettiğimde açıklayabilirdim ona. O beni terslemezdi ki hiçbir zaman, beni kırmamaya özen gösterirdi. Söylediğim zaman beni öldürecek değildi ya?
Seneye liseli olacaktık ve o zaman anlatabilirdim veya üniversiteye geçtiğimiz zaman. Her an birlikteydik, vaktimiz daha çoktu ne de olsa.
Oyunları son bulduğunda koşarak bana doğru gelen Jungkook'a gülerek bakmaya başladım. Nefes nefese yanıma ulaşmış ve bankta yanıma bıraktığım su şişemi alıp su içmişti. Terden ıslanmış saçlarını izlerken bana doğru döndü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
strawberry milk • jjk
Fanfic''Tüm o güzel anılar ve fotoğraflar... Tutunduğum tek şey.''