Mj : Bilmem ki? Giyin bir dene bence. Ama...sana en çok siyah yakışıyor.
Jk : Omo! Benim bebeğim utanır mıymış!
Mj : Ya!
Eğilip yanağını sıktığımda mızmızlanarak geri çekilmişti. Bu halleri fazla tatlıydı.
Jk : Tamam tamam. Bu takımı alıyoruz o zaman?
Mj : Evet alalım.
Jk : Tanrım..oğlumuzu unuttuk!
Mj : Ne! Dylan düğünümüze mi gelicek!
Jk : Ben akıllı bir babayım her çocuk anne babasının düğününü görmek ister bu yüzden oğlum da gelicek. Hadi sana gelinlik bakalım.
Mj : E...tamam.
Gelinliklerin olduğu sıraya doğru yürüdük ve Min Ju'nun seçebilmesi için birini çağırdım. Yakın zamanda evdeki hizmetlilerin sayını artırsam iyi olucak.
Hepsini Min Ju'ya yaptıramam. Yaptırmam. Onunla daha önemli işlerimiz olucak kkkk. Min Ju gelinlik seçerken ben oturmuş onu bekliyordum.
İçeriden çıktığında hayran olmuşcasına sadece onu izliyordum. O mükemmeldi. O kadar güzel olmuş ki...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
*Min Ju'nun gelinliği*
Jk : Sen... mükemmel olmuşsun sevgilim.
Utanarak başını eğdiğinde yanına gitmiş ve ona sarılmıştım.
Jk : Hadi üzerini değiştir oğlumuza da almalıyız kkk.
Mj : Evet..
O üzerini değişmek için içeri geçtiğinde az önceki yerime geçtim ve onu beklemeye başladım. Tam içeri neden geç kaldı diye bakmaya girecekken kafası omzuma çarpmış ve sendelenmişti.
Düşmemesi için belinden tuttum ve kendime doğru çektim. Bu halleri onu öpme isteğimi artırıyordu. Kafamı eğerek dudaklarına yapıştığımda gözlerini kocaman açmıştı.
Diğer taraftan erkeklerden 'ooo' diye bir ses çıktığında ondan ayrılmıştım. Kadınlar şaşkın şekilde bakarken suç mu işledim der gibi bakmıştım.
Min Ju'nun elinden tutarak dışarı çıktım ve Dylan için takım bakmaya gittik. Acaba şu lacivert olur mu? Oğlumun hangi rengi sevdiğini bile bilmiyorum aferin bana.
Mj : Siyah.
Jk : Ne?
Mj : Dylan senin gibi siyah rengi seviyor.
Yüzümde bir gülümseme oluştuğunda önümdeki siyah takım elbiseye baktım bence harikaydı. Benimkine de benziyordu hem.
Jk : Bunu alıyoruz.
Kadın : Tamam efendim. 30.000 Won (143 TL).
Kasaya gidemem şimdi..parayı kadına uzattığımda hemen almıştı bir bekle cebimden çıkarayım. Paragöz mal.
Min Ju'nun elindeki poşetleri aldım ve koluma girmesini söyledim. Gülerek koluma girdi ve mağazadan çıktık. Poşetleri arabaya yerleştirdim ve sürücü koltuğuna oturarak gaza bastım..
