2/2

8K 339 98
                                    

Jungkook'dan :

Jk : Bulamadık da ne demek oluyor ha! Size onu bulacaksınız dedim! Bulut musunuz demedim aptallar! Eğer 30 dakika içinde Min Ju ve oğlumu bulamazsanız hepinizin ölüm günü olur! Hemen defolun ve onları bulun!

Koruma : Hemen efendim!

Cidden bulamadık da ne demek. Bunca yıl sonra Dylan'ın gerçekte benim oğlum olduğunu öğreniyorum ve onlardan bazıları mı geçeyim? Tch ben ve vazgeçmek mi? Ben asla kaybetmem.

-26 dk sonra-

Koruma : Efendim Bayan.Jeon Hongdae yakınlığında yeni açılan restoranda çalışıyor. Ve Jung Suk isimli bir eşi var. Onunla birlikte restoranın önündeki 18 katlı binanın 12 katında yaşıyorlar.

Jk : Hm...hemen çıkıyoruz. Sevgilimi bekletmeyelim.

30 yaşım olmasına rağmen hala aynıydım. Ne dış görünüşüm değişmişti nede psikopatlığım. Ben hala eski psikopat mafyaydım. Ben hala eski aşık psikopatım.

Min Ju güçlü kızdı. Bunca olanlara rağmen hala ayakta durmayı başarmıştı. Ben de ona bunu öğretmiştim. Arabaya geçtim ve 5 yıl öncesini hatırlamaya çalıştım.

Annem iyileşecek mi bayım?

••••

Lütfen susun! Evet? Doktor annem iyi mi?

••••

Konuşması bile seninki gibi ciddi.

••••

Sen benim oğlum musun?

Bana mı dediniz bayım?

•••

Ben küçük prensinim. Gerçek prensin kim?

•••

Koruma : Geldik efendim.

Jk : Ha?

Koruma : Bayan.Jeon ve oğlunuz Dylan'ın evine geldik.

Jk : Ah iniyorum.

Arabanın kapısını açtım ve koca binanın önünde durdum. İçeri geçtim ve asansörün önüne geçtim. 1 katta olması işime gelmişti beklemeyecektim. Asansörün kapısı açıldığında 2 koruma arkamda olarak içeri girdim.

12 katta durduğumuzda asansör açılmıştı. Önümde Min Ju'yu görmeği beklemiyordum. Eskisi gibi güzeldi. Saftı. Ama..boynundaki morluk?

Yoksa....

Çatık kaşlarımla asansörden çıktım ve Min Ju'nun saçlarından tuttuğum gibi eve doğru sürüklemeye başladım. O acı ile inlerken evin kapısını açmış saçlarını bırakmış onu yere doğru itmiştim.

Üzerimdeki ceketin kollarını temizledim ve çömelerek yanına eğildim. O arkaya doğru gitmeye çalışırken saçlarından tutmuş kafasını bana doğru kaldırmıştım.

Jk : Onunla yattım mı?

Mj : Ben-

Saçlarını bıraktığımda kafası yere değmişti. Ancak onunla yatmanın bedelini ödeyecekti. Ayağa kalktım ve üzerimdeki siyah ceketi çıkardım. Min Ju yerde sürünerek arkaya doğru giderken ben ise aksine üzerine yürüyordum.

Jk : Korkuyor musun? Tch. Zaten korkmalısın.

Duvarla aramda kaldığında karnına doğru tekme atmıştım. Acı dolu inlemelerine ve göz yaşlarına hakim olamıyordu. Yanına doğru eğildim ve çenesinden tutarak bana bakmasını sağladım.

Jk : Oğlumu okulundan alın ve evimize götürün. Ah prensesimi burada bırakamam. Şu Jung Suk mu ne..onunda gebertip bir çöplüğe atın.

Gözlerine bakarak söylediğimde gözlerindeki yaşlar firar etmişti. Bu kadar mı seviyordu o Jung Suk'u? Lanet olası!

Jk : KES AĞLAMAYI! SEN SADECE BENİMSİN! İLKİN DE SONUN DA BEN OLACAĞIM! SADECE BENİ SEVECEKSİN! O KADAR Kİ BENİM İÇİN ÖLMEYE HAZIR OLACAKSIN JEON MİN JU!

zoraki evlilik 2 • jungkook ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin