25

1.7K 51 10
                                    


Sabah gözlerimi araladığımda leş gibi bir koku ile ister istemez burnuma yorganı tıktım yanımda uyuyan egeyi kokladığımda ise içip direkt uyuduğunu anladım çocukların odasına girdiğimde ikisi de mışıl mışıl uyuyordu 

"hadi bakalım kalkın" diyerek ellerimi çırpıp aşağıya kahvaltı hazırlamak için indim dolaptan kahvaltılık birkaç bir şey çıkarıp yemek için hazırladım bu sırada erva ve bora giyinmiş inmişti ege ise her zaman ki gibi takım elbisesi ile fazlasıyla iyi duruyordu ne ara onu süzmeye başlamıştım bilemesem de hemen hazırladığım yemekleri masaya yerleştirdim herkes yemeklerini sessizce yemeklerini yedikten sonra bende odaya çıkıp üzerime ne giyinebileceğime baktım sıradan bir tişört pantolon giyerken saçlarımı dağınık topuz şeklinde bırakmayı tercih etmiştim aşağıya indiğimde bora ile ege maç hakkında konuşuyorladı erva ise saçları ile oynuyordu 

"çıkabiliriz" deyip egenin arabasına yerleşirken erva ile bora arkaya çocuk koltuğuna oturmuştu bende egenin yanında yerimi almıştım bora ile ervayı okula bırakmak için yola koyulduk yaklaşık yarım saat sonra okula gelmiştik erva ile borayı kısa kısa tembihlerken onlar ise tamam anne anladık anne demek ile yetinmişlerdi sınıflarına doğru onlar giderken bizde ege ile yola koyulmuştuk arabada tek bir ses bile çıkmazken sessizliği bozan taraf ege olmuştu 

"biraz sahilde oturalım mı"

"olur biraz geç gidebilirim işe" dediği an deniz kenarında bir yerde durdu kayalıklara oturmuş sessizce denizin dalgalarını izlerken bu hale nasıl geldiğimizi düşünüyordum çocuklar olmadan önce hayatımızda egenin beni terk edip bırakacağı aklımın ucundan bile geçmezken şimdi bu adamı tanıyamıyordum ve ben bu adam için selimi karşıma almak zorunda kaldım belkide selim ile arkadaş kalabilseydik daha güzel olabilirdi gözümden ne ara böyle yaşlar düşmüştü bilmiyorum elimin tersi ile gözümdeki yaşları silerken 

"mahvettik çocuğu alt üst ettik hayatını erva darmadağan oldu çocuk"

"peki bizim bu yani yaşadıklarımız işte tetiklemiş midir hastalığını"

"olabilir sonuçta biz en sevdiği şeyleri aldık elinden  sen ile beni aldık yani" dediğimde o güçlü dağ gibi duran egenin de gözlerinden yaşlar akıyordu 

"böyle neşeleniyor işte arada iki gülüyor ya keyfi yerinde diyordum etkilenmiyor bizim yaşadıklarımızdan bok etkilenmiyor"

"söyledi mi sana"

"neyi"

"mırıl mırıl bir şeyler söylüyor anlamıyorum ben düşünemedim sonuçta çocuk etkileniyor yaşadıklarımızdan diyordum doktor olacağım birde" dediğimde konuşmaya halim kalmamıştı biz istemiştik böyle olmasını belki de ege o kadına gitmeseydi olmazdı 

"canı ile boğuşuyor çocuk hayatı ufacık parmaklarının arasından kayıp gidiyor haberi bile yok ama" 

"küçücük canı" dediğimde daha fazla kafamı taşıyamadım egenin omuzuna bıraktığımda kafamı o ise kollarıyla sarmıştı tüm bedenimi bazen insanın bir gram sevgiye bile ihtiyacı oluyordu işte hayatın neler göstereceği belli bile olamıyordu 

EGEDEN

Biraz Hazal ile oturup konuştuktan sonra onu hastaneye bıraktım bende efe ile beraberdim şu anda ne yapacağımı bilmiyordum bir tarafta karım ve çocuğum bir diğer tarafta da da beraber olduğum kadın ve bir can ne yapacağımı bilemiyordum  

"yarın ervanın doğum günü geleceksin değil mi"

"geleceğim tabi lan sorulur mu hem herkesin kendini biraz iyi hissetmeye ihtiyacı var"

ZORAKİ KOCAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin