17

2.7K 68 7
                                    

Sabah gözlerimi bana ahtapot gibi sarılmış olan efe ile bunalarak açtım bir dakika bu bana nasıl sarılır ya avazım çıktığı kadar çığlık attığımda gözlerini irkilerek açıp yataktan yere düştü bana senden o ses nasıl çıktı der gibi bakan efeye sinirli bakışlarımı attım 

"ne bağırıyorsun ya"

"neden yastığı attın ya sen ahtapot gibi yapışmışsın"

"asıl sen bak bir kendine böyle güzel ve tatlılığına dayanamamıştır uyku sersemi ilede sarılmışımdır ya abartma"

"sen buradan gidene kadar yerde uyuyacaksın"

"yok ya neden uyuyormuşum sevdiğime sarılmak mı suçmuş"

"evet suç ben artık seni sevmiyorum" bir anda gözlerindeki sinir parlayınca yeniden eski öküze döndüğünü anladım yavaş yavaş yanıma oturup yüzümü elleri arasına aldıktan sonra yavaş yavaş yaklaşmaya başladı of ter mi bastı ne sanki ben kızardıkça o dahada sırıtıyor olmaz yaklaşma demek için itecektim ki beynim komut vermeyi engellemiş gibiydi dur bile diyemiyordum dudağıma nefesini üfleyip kulağıma yaklaştıktan sonra 

"ben senden vazgeçmeyeceğim sanada kendimi affettireceğim" deyip boynuma küçük bir buse kondurup banyoya gitti neden ona hayır bile diyemiyordum karşı koymak neden bu kadar zordu arkasından

"senden nefret ediyorum" diyerek avazım çıktığı kadar bağırıp sakinleşmeyi bekledim bağırmak rahatlatmıştı birazda olsa dolaba ilerleyip ne giyebileceğime baktım dolpatna birtakım giysiler seçtikten sonra efe gelmeden hızlı hızlı üzerimi giyindikten sonra saçlarımı kısa bir şekilde tarayıp makyajımı yaptım o sırada ise efe altında sadece havlu ile çıktı ister istemez ellerimle gözlerimi kapatmıştım küçük kıkırdama sesi tüm odayı doladurduğunda ister istemez içimdeki hormonlarım delirmişti 

"sanki hiç görmedin" deyip benimle dalga geçmişti 

"pislik" 

"ne dedin" kısık sesle söylemiştim nereden duymuştu ki herhalde 8 tane kulağı var tamam biraz abartmış olabilirim ama her şeyi duyuyordu 

"hiçbir şey" 

"tamam giyindim aç gözlerini hadi" ellerimi açtığım an giyinmemiş beni kandırmıştı hemen kafamı yastığa gömüp bakmamaya çalışmıştım

"beni kandırdın seni yalancı pislik" 

"sende kanmasaydın bence kahvaltıya az daha geç inebiliriz"

"ha-hayır hemen gidelim" deyip çıktım odadan arkamdan koşan efe ise mal mal sırıtıyordu kahvaltıya indiğimizde el ele tutuşmuş hazal ile egeyi kahvaltı yaparken gördüğümde hızlıca hazalın yanındaki boş yere oturdum sandalyemi hazala doğru çevirmiştim karşımda efeyi görmemek için görmek istemiyordum onu önce beni kandırdı sonrada beni utandırdı 

"herhalde barıştınız" diyen egeninde sırıtması ile onunda dalga geçtiğini anladım

"o nereden çıktı enişte" 

"ne bileyim her zaman ki gibi sen efeye yüzünü çevirdiğine göre" dediğinde suratımın düştüğünü anlayabiliyordum efe bıyık altından gülerken bir yandan da bana bakıyordu hazalda aynı efe gibi bıyık altından gülüyordu bıkmıştım hem beni aldatıyor hemde gülüyor bunu takmamaya çalışıp cevap verme gereksinimi bile duymadım ege ile sürpriz yapacaktık hazala 

"hazal bir yere gitmem lazım benimle gelir misin" 

"olur gideriz değil mi canım" deyip egeye umutla bakan hazal 

"güzelim bizim efe ile işimiz var siz bakın" deyip alnından öptü hazal ile ayaklanıp gelinlik dükyanına doğru gitmek için taksiye atladık takside ikimizdende ses çıkmazken hazal yüzüğüne bakıp tebessüm ediyordu ben ise efe ile nasıl bu hale geldik onu düşünüyorum gerçekten canımı yakıyor her haraketi gülüşü sesi gözleri nefes alışverişi çölde susuz kalmış bir insana su etkisi yaratabilirdi yaklaşık 10 dakika sonra gelmiştik arabadan inip ücreti ödedikten sonra gelinlik için hazalın koluna girip mağazaya sürükledim hazal bana anlamamış gözlerle bakıp içinden sabır çekiyordu girdiğimiz an kadının bize tebessümle yaklaşması içimi rahatlatmıştı 

ZORAKİ KOCAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin