Cumartesi günün parti sabahı ev biraz olsun dağılmıştı bu nedenle eve gelen arazın en küçük kardeşi duygu sabah erkenden gelmiş evi topluyordu. duygu daha 16 yaşında olmasına rağmen oldukça ilgi çeken biriydi hatta bir çok kendisini büyük zannedip teklifler almıştı. duygu dış güzelliğyle ilgi çeken biri olsada içi de dışı gibiydi sonuçta insanın içinde ki neyse dışa da o vurudu. duygu abilerinden en çok korktuğu araz olduğu için onun yanına gideceği zaman dağa uygun kıyafetler giyinirdi. duygu bir eliyle üzerine giydiği boydan uzun siyah bol elbiseyi partiden kalan çöplere değmemesi için toplamış diğer eliyle de çöpleri alıyordu. duygu neredeyse evi temizlemişti o toplamaya devam ederken merdivenlerden aşağıya inerek mahmur gözlerle ateş salona geldi. üzerindeki tişörtü çıkarıp duş almaya hazırlanırken duyguyu evi toplarken gördü. ona küçük bir şaka yapmak için arkasından sessizce yaklaştı. duygunun tam arkasına geldiğinde onu korkutacağı an duygu arkasını döndü ve bi an da çığlık attı. ateş planını tutturamasa da istediği olmuştu bunun zaferiyle gülüyordu. duygu ise şaşkın şaşkın ona bakıyordu. aralarında çok bir mesafe yoktu nefeslerini birbirilerin yüzünde hissedebiliyordular. ateş gülmeyi kesip duygunun abisi gibi derin okyonus mavisi gözlerine bakıyordu. duygunun gözleri ise ateşin ela gözlerin içinde boğulur gibiydi. ateş kendini toplayıp farkında olmadığı elini duygunun belinden çekerek uzaklaştı. ateş ne olduğunu anlamadan yarım türkçesinin verdiği pek anlaşılmaz şekilde ondan özür dileyip banyoya girdi. duygu ise yerinde mıhlanmış ateşi izliyordu. duygu da abisinin aşağıya inmesiyle kendine geldi araz sarı saçları daha kurumamış haldeydi ve gözleri düne göre iyidi. üstü giyiliydi duygunun anlından öpüp dışarı çıktı. duyguda yarı da kaln işine devam etmeye koyuldu.
araz arabayı almadan yürüyerek ilaydanın evine gidecekti. yolda giderken içinden neelr diyeceğini sayıklıyordu ama bir türlü diyeceklerini topluyamıyordu . içinden sayıklarken ilaydanın evinin önüne gelmişti . korkar adımlarla ilerken herzaman yaptığı gibi balkondan çıkmak için balkonun altına gizlice geldi. ilayda ya msj atmak istedi fakat babannesinin telefonunu almış olduğunu düşünüp atmadı ve ağaca çıkmak için hazırlanırken balkona biri çıktı. araz kendini hemen geri çekip kimin çıktığına baktı. toz pembe rengi olan uzun elbise giymiş ilayda çıktı balkona ilayda üzerinde ki koyu mavi kot ceketini nin önünü ilikleyip aşağıya inmeye çalıştı. biraz zorlanıyordu çünkü elbisesi vardı sessizce inmeye çalışırken ayağı kaymıştı yere tam düşecekti ki araz hemen koşup onu tuttmuştu. ilayda telaşlı gözlerle ona bakıp sarıldı. ikiside birbirine geliyordu. babanneye kendilerini duyurmadan hızlı adımlarla ordan uzaklaştılar. araz ilaydayla yanlız kalmak istediğinde gideceği tek bir yer vardı beyaz klübe. beyaz klübe ormanın içinde tenhada bir yerdeydi. en güzel yanı güneşin doğuşunu izleye bileceğin bir tepenin hemen yanındaydı. araz ile ilayda klübeye varmış içinde ki boş duvarları süslemeye başladılar. önceden biriktirdikleri resimleri tek tek asıyordular . resimler duvarı kaplamasada güzel bir görüntü oluşturmuştu. Resimlerle işleri bitince klübedeb çıkıp tepenin kenarında ki yeni açmış papatyaların içine oturdular. ilayda arazın dizinine koyduğu kafasıyla onuyordu araz ise mayışmış gözlerini kapatıp ilayda nın mırıldandığı şarkıyı dinliyordu.
Bak yağıyor yağmur
Her damlada gözlerin
Bak esiyor rüzgar
Rüzgar dediğim de sensin
Bak sımsıcak güneş
Sevginle ısındı içim
Sen vazgeçemediğim
Yanımda bile hasretimsin
Güneş doğarken çiçek açarken
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AŞK ÇIKMAZI
RomanceHep istediği hayalleri vardı ve yıllar sonra onlara ulaştı fakat hayallerin ona yaşatacağı kabusları hiç hesap etmeden hayallerine koştu... HAYAL PERES VE AŞIK BİR GENCİN HİKAYESİ