MEZARA KADAR SIR

128 8 1
                                    

Ateş hızla ilerlediği yolda arkasına bakmadan ilerlerken peşinden de arkadaşları hızlı adımlarla ona yetişmeye çalışıyordular. Ateş'in arkasından Gökalp ve Alp giderken Araz Deniz'e mukayet olmak için okulda onun yanında kalmıştı. Alp ve Gökalp ateşe yetişmek için çaba sarf ederken Ateş yolda çevirdiği taksiye binip arkadaşlarından hızla uzaklaşmıştı. Alp ve Gökalp de etrafta tanıdık ve taksi ararken Ateş araya baya mesafa katmıştı. Alp ve Gökalp telaşa kapılmışken Ateş ise taksiye ormanın yolunu tarif etmeye çalışıyordu.

Uzun yolun tarifinden sonra Ateş istediği yere gelince takisye üccreti verip araçtan indi. Taksinin bulunduğu ortamdan uzaklaşması sonucu Ateş tek başına kaldığını anlayınca vardığı tepenin ucuna doğru yavaş yavaş ilerlemeye başladı.

Ateş tepenin ucuna geldiğinde hava hafiften rengini bozmaya başlamıştı. Mavi gökyüzü grimsi bir renge bürünürken Ateş ise artık dayanamadığı olayları bir bir aklından geçiriyordu. bulutların çoğalması ile başlayan çiseleme ile Ateş'in akan göz yaşlarına yağmur taneleri de eşlik ederken ateş sağ ayağını biraz daha öne uzattı. Yükseklik korkusu olduğu halde tepenin ucunda tüm cesareti ile duruyordu. İçinde ki acı onu bu kadar korkularını görmez hale getirmişken arkasından hızla bir araba geldi. Ateş arkasından gelenlerin arkadaşları olduğunu düşündüğünden arkasına bakmadan öne bir adım daha yaklaştı ama arkasından gelen ses arkadaşlarına ait omayınca geri adım atmadan arkasına baktığında siyah bir lüks arabadan Poyraz Ateş'e gel işareti yapıyordu. Ateş'in gölzeri fardan pek net göremese de onu çağranın Poyraz olduğunu anlamıştı.

Ateş olduğu yerden kıbırdamadan farın gözüne çarpmasından kıstığı gözleri ile poyraza bakarken poyraz aracın önüne gelerek ciddi bir sertlikle

- ateş bizimle gelmelisin diyerek tekrar aracına yöneldi. ateş kadir beyin çağırdığını düşünüp aklında ki ölüm planlarını erteleyip siyah araca bindi.

Ateş'in araca binmesi ile tepenin tozlu yollundan hızla araç ile Poyraz'ın Ateş'i götüreceği yola koyuldular. Ateş yol boyu susarken Poyraz dikiz aynasından Ateş'i izliyordu. Ateş yol boyu sustuğu sokakları bir bir izlerken araç Kadir beyin ofisinin önüne yavaşça yaklaştı ve park etmeye gerek duyulmadan arçtan indiler. Ateş kendisini kadir beyin çağırdığını tahmin etmişti ve tahminleri doğrultusun da ofise girdiğin de Kadir bey masasın da oturuyordu.

Kadir bey ateşi görünce ağırdan ayağa kalkarak ateşe doğru yaklaştı ve onuda oğlu gibi gördüğünden araza ve diğer çocuklarına davrandığı gibi davranarak ateşi koltuğa oturtup kendisi de ateşin karşısına geçip samimiyetini belli ederek direk konuya girdi

- ateş oğlum seni diğer arkadaşlarını evlatlarım olarak görürüm çünkü siz araza kardeşim dediğiniz için benimde oğlum sayılırsınız biliyorsun ki araz çok ağır olaylar atlattı hatta daha da atlatamadı kardeşine bu konuda yardım etmek istiyeceğini düşündük ve ağzında ki baklayı asla çıkarmamanı istiyorum

ateş kadir beyin ne demek istediğini az çok anlasa da duyduklarına şaşırmıştı ve şaşkınlığını mimikleri ile belli ederek ne demek istediğini sordu kadir beye

kadir bey açıklama yapmadan önce arkasına iyice bir gerilerek elinde ki sigarayı ateşleyip dumanlara karışan yüzü ile ateşe cevap verdi

- ilaydanın öldüğü gün arazın yarışa gittiğini ilayda ya sen söyledin dimi ?

ateş içini yakan durumu başkasının ağzından duymakla daha da canı yanmıştı. ıslak gözleri ile yere bakarak başını sallayarak kadir beyin dediklerini onayladı ve bunun üzerine kadir bey hemen lafına devam etti

- araza asla o kaza anını hatırlatılmamasını ve özellikle senin bu konu hakkında konuşmamanı istiyorum .

ateş kadir beyin dediklerini yadırgayarak affallayan bakışlarla lafa ama ile gireceği sıra kadir bey öne doru yaklaşarak ateşe ciddi tavırıyla ateşin konuşmasını engelleyerek kendisi konuştu

- sakın niçin diye sorma ilayda ya sen söyledin arazın yarıştığını ve tuzağa düşüreleceğini de bu sepepten ilayda araz için kendini ölüme attı halbu ki ilayda ya söylemek yerine olaya siz müdahale olsaydınız belkide ilayda yaşayacak olurdu. diyerek arkasına doğru yaslandı ve yeni yaktığı sigarasını içine derin çekerek ateşten olumlu yanıtını bekledi.

ateş ise kullaklarıyla işittiği her cümle ile içi sanki birinin eliyle parçalanır misali acıyordu. araza nasıl söylesem diye planladığı olay şimdi babası tarafından söylenmemesi emri ile ateş iyice çıldıracak duruma gelmişti.

ateş acı acı düşünürken kadir bey kendi masanına ait pantron koltuğan doğru ilerlerken ateşe son söyleyeceği kelimeleri de ekledi

- bu teklfim tamamen oğlumun ve sizin dostluğunuzun adına istenen bir şey.. Ben bir babayım ve oğlumun iyiliği için savaşıyorum kendi mesleğimden dolayı başına gelen onca şeyden sonra bundan dahasına da el veremem. Aklına koyduğunu yapan bir çocuk ona mani olmak istesem illaki yapacağını yapar ve bu ilaydanın ölümünde araza hazırlanan tuzağı araz öğrenirse bu sefer asla onu durduramaz ve böylece arazı da tıpkı ilayda gibi düşmanların tuzağı ile kaybederiz. dedi ve tekrar ateşin yanına oturark ateşin başında yavaşça elini bir baba şefkati gibi dolandırark konuşmasına devam etti.

- araza kaybetmeye canım dayanmaz her ne kadar bana kızsada onda ki yürek merhamet kimsede yoktur bunu sende biliyorsun . merhameti kadar da sevgisi de büyük ve kuvvetlidir bu yüzden aşkı için yapmayacağı şey yoktur heleki hakanın ve tayfunun ilaydanın ölmünde parmağı olduğunu öğrenirse olacakları görmek bile istemem sen şunu bilki bu intikamı maziye gömmeyecğim ilaydanın intikamanı hepsinden bir bir alacağım sana ve araz'a söz veriyorum sen yeterki.. dedi ve ateş kadir beyi daha fzla yormadan titreyen dudakları ile

- o gün olanlar bir ben bir siz ve birde Allah bilecek diyerek yerinden kalkıp kapıya doğru yöneldi. ateş tam kapıdan çıkacaktı ki kadir bey gür sesi ile " sağol evlat " diyerek tebessümde bulundu. buna karşılık ateş kafasıyla karşılık vererek ofisi terk edip yola çıktı.

ateş sessize aldığı telefonu cebinden çıkardığında elliden fazla cevapsız aramaları dikkate almadan yola doğru savurdu ve adımlarını daha da hızlandırarak evine doğru yol aldı.

Ateş hızla evine ilerlerken arkadaşlarına gözükmene çabaları içersindeydi. alt sokaklardan rahat gideni düşünüp hızla al sokaklarda yürüyorken oyuncakçının önünden geçnek zorunda kaldı. Dükkanın icerisinde oturan yaşlı adam ateşi görünce ona seslenmişti ve ateş istemesede yaşlı adamı kırmayıp hızını kesip geriye doğru baktığında yaşlı adam da ona doğru geliyordu. ateş telaş ettiği zaman da yaşlı adamın ağır adımlarına dayanamayıp kendisi yaşlı adama yaklaştı. yaşlı adam ateşin kendisine yaklaşması ile yüzüne dikkatlice bakarak

- kim bu güzel gözlerini soldurdu böyle dedi ama ateş cevap vermek yerine etrafına bakarak cevap vermekten kaçındı. ateşin bu tavırlarına karşılık yaşlı adam ateşi dükkanına davet etti ama ateş göz yaşlarını mani olmaya çalışırken yaşlı adamın kolunu tüm samimiyeti ile fazla sıkmadan tutarak

- senden bir arzuda bulanacağım dede benim mukăyet olamadığım kardeşlerime mukăyet ol dedi ve hızla yaşlı adamın yanından uzaklaştı. yaşlı adam ise kendisnin duyacağı şekilde cevabını duymadan giden ateşin arkasından " tabibikide bakarım" dedi ve şaşkın bakışlarla dükkanına girdi.

Ateş fazla sürmeden kat ederek vardığı evine hemen odasına çıktı ve yatağına oturup iki elinin arasına kafasını alarak düşünmeye başladı. saatlerce düşündü ama bir sonuca varamamıştı. ne yapacağını bilmez iken evin kapısı sert bir şekilde çalmaya başladı. ateş kapını çalması ile telaş yapıp odada dolanırken bir yandan da sakin olmaya çalışsa da eli ayağına dolanmıştı . el ayak birine girmişken kapı daha da sert ve ardı ardına çalmaya başlamıştı. ateş yatağın altından çıkardığı valizi yatapıb üzerinde koyup rasgele elbiselerini doldurmaya koyulmuştu. çanta dolunca ağzını kaaptıp salona indiğinde arka balkon kapısından çıkacağı sıra son kez arkasına baktığında masada ki arkadaşlarıyla çekildiği fotorafı gördü ve geri dönüp fotorafı alıp göz yaşını elinin tersiyle silip arka bahçenin kapısından garajın arka kapısınına doğru koşmaya başladı. garaja varınca kiliti sessizce açıp motoruna binip alt yola doğru hızla çıktı ve arkasına son bir kez daha dönüp kapıdakinin kim olduğunu merak eden düşüncelerle

- gitmekten başka cağrem yok affedin beni ... Tanrım onlar sana emanet. dedi ve hızla yoluna devam etti

AŞK ÇIKMAZIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin