kapıyı açmamla şok olmam bir oldu bütün odaların lambaları sönük, koridorda mumlar yanıyordu, küçük mumlardan, ışığı açtım hemen bunun odasına gittim kapıyı çaldım önce ışığı sonra kapıyı açtı, bu mumlar ne oğlum dedim, ya kusura bakma kardeşim elektrikler kesilmişti yanık unutmuşum dedi, zaten ona karşı içimde şüphe vardı iyice tırsar olmuştum, hiç uzatmadım odama çekildim bir sigara yaktım tavana bakıp düşünüyorum, acaba bu son günlerde olanlar neydi diye, böyle olaylardan tırsmam normalde ama beyler o anı yaşayınca yani eve gelip karanlık bir evde yanan 3 tane mum görünce gerçekten tırsıyor insan ki daha onun öncesinde adamın odasından sesler geliyor kapının altından duman gibi birşey çıkıyordu kapıyı çalınca adam yeni uyanmış gibi kalkıyor yani artık işi bırakıp memlekete mi dönsem gelince de bu evden ayrılsam mı diye düsünmeye baslamıstım ama kendime cesaret veriyordum, tesadüf diyordum.
herneyse o gece tavana bakarken uyuyakalmışım, sabah oldu uyandım ancak üzerimde bir ağırlık var, kalktım pencereden dışarı baktım, hava kızıl, ancak ilginç birşey var güneş gözükmüyor havada, sadece iç bunaltan bir kızıllık, sokaklar bomboş biraz daha yatıyım diyip arkamı dönmemle atakanı o masmavi gözleriyle bana bakarken ve ayakları ters bir halde görmem bir oldu ancak yüzü görünmüyor sadece bana baktıgını görebiliyordum, olduğum yerde bayılır gibi olurken uyandım, ter içinde kalmıştım hayatımda böyle bir kabus görmemiştim, saat gece 2:30 du ama sanki yıllardır uyuyor gibiydim, o anki çaresizliği anlatmak çok güç sadece oturdum yatağa ve kendime bir taraftan teselli veriyorum, kendimi güldürmeye çalışıyorum işte bu zamana kadar anlatılan hikayerlerden dolayı böyle bir kabus gördüğümü, bunun bilinçaltımın bana oynadığı bir oyun olduğunu falan söylüyorum, herneyse, her zaman odamda su bulundururdum baktım sürahi boşalmış kendime sövdüm, ışığı açtım su almaya mutfağa gideceğim ancak böyle bir kabustan sonra, mutfağa gitmeye korkuyordum, aldım sürahiyi ilerliyorum karanlık koridorda, ışık açma düğmesi koridorun sadece diğer ucunda yani benim odamdan evin diğer yerlerine gitmek için o koridordan geçip daha sonra ışığı yakmak gerekiyor, odamın kapısını açık bıraktım koridoru biraz aydınlatsın diye hızlı adımlarla mutfağa doğru gidiyorum
nihayet mutfaktaydım, musluğu açtım suyu dolduruyorum, bir taraftan musluğa sövüyorum niye bu kadar az akıtıyorsun diye, sürahi doldu musluğu kapadım arkamı dönmemle atakanı görmem bir oldu, sürahi yere düştü, betim benzim attı, bu noldu kardeşim dedim kusura bakma korkuttuysam falan dedi, dedim önemli değil bilader de ses vermeden niye geliyon gecenin köründe diye buna biraz atar yaptım, yaa işte susadım da kalktım falan diyor, nasıl sessizce yılan gibi ne ara geldin arkama da bekliyorsun diyorum içimden, tamam dostum iç suyunu dedim koridorun ışığını yaktım, atakan mümkünse koridorun ışığını söndürme benim odanın ampulünde arıza var az ışık veriyor dedim, ne diyim korkuyorum senden kapatma ışığı mı diyim öyle bi bahane uydurdum işte, gittim odama sabah ezanı okunana kadar sigara içtim düşündüm sigara içtim düşündüm, 1-2 saat uyuyup sabah işe gittim, düğün salonunda çalışıyordum iş rahattı aslında, öğrenci için parası da idare ederdi bahşişlerle falan iyi bile sayılabilirdi, benim aklıma girip çalışalım burda kalalım gitmeyelim memlekete diyen atakan ise ancak evde odasında vakit geçiriyordu eve gidince konuşacaktım biz bu yazı burda çalışıp para biriktirmek icin geciriyoruz, sen odandasın sürekli vaktine yazık diyecektim neyse akşam oldu o gece patron bırakmadı kürtlerin dügünü vardı iyi bahşiş verirlerdi benim de işime geldi açıkcası gece 1 gibi işten çıktım eve gidiyorum yürüyerek yarım saat falandı düğün salonunun uzaklığı bizim eve bu saatte otobüs yoktu yürüyerek eve varmıştım kapıyı açtım