atakan yanımdayken sürekli bir bunalma hali oluyordu bende, belki bu yaşananlardan dolayı, ondan nefret etmemden dolayı, belki de yine işin içinde başka şeyler vardı artık herşeyden süpheleniyordum cünkü gördüklerim yasadıklarım kolay şeyler degildi, vardık üniversiteyi okuduğum şehre, içimi bir mutsuzluk kaplamıştı gerek rüyalarımdan dolayı gerekse herşeyin başladığı yer olduğu içindi sanırım, bir işhanına geldik, eski püskü pis bir işhanıydı, iki kat çıktıktan sonra bir kapının önüne geldik atakan burası dedi, sadece isim yazıyordu, içeri girdik, adam atakanı görünce ters ters baktı, bir sorun mu var dedi, atakan bir taraftan bana bakıyor yan yan, bir taraftan adama birşeyler anlatıyordu, adamın internet sitesi dahi var medyum *** diye geçer, ifşa yasak diye bir de böyle pisliklerden uzak durun diye vermiyorum şu anda, adam sonra bana baktı o hareketleriyle gel bakalım buraya dedi, adamın yüzüne bakmak bile insanın icine bir ızdırap veriyordu, yavaş yavaş vardım yanına kurtuluşum mu olacaktı yoksa zaten battıgım bu aleme en dibe kadar beni çeken biri mi olacaktı bu adam bunu düsünüyordum oraya varana dek bu adamı görünce artık sunu düsünmey baslamıstım, daha ne kadar batacaktım pisligin icine
bu ecenin amcası olacak lavuk, sorular soruyordu, yaşımı falan sordu, cevap verdim, sen atakanın kitabını gördün mü dedi, evet dedim, peki hiç bir ritüel düzenledin mi dedi, düzenlemeye çalışırken yangın çıkardığımı anlattım, ilk ne zaman bir ritüele şahit olduğumu, atakanın odasında sadece sessizce oturmam gerekirken, ses cıkardıgımı ve o ritüelin ilk şahit olduğum ritüel olduğunu aynı zamanda kötü sonuclandıgını söyledim, ritüel harici yaşadığın ilk olay bumuydu dedi, hayır dedim, daha öncesinde atakanın odasından sesler duydugumu filan söyledim, birinin kapıdan seslendiğini, sana dedi *** kabilesinden 5 tanesini yollamışlar, bunlar gerçekten güçlüdür ancak herkesin zayıf bir noktası vardır dedi, benden bazı malzemeler istedi bunu burda yazmıyorum, onları buldum getirdim
malzemeleri adama verdim, arka tarafta bir oda vardı 30 m2 civarı bir odaydı bu, ancak penceresine tuğla ördürmüştü bu odanın, iç bunaltıcı ve zifiri karanlıktı, ışığı açtı biz odaya girerken, ışıgı açmasına rağmen o iç bunaltıcı bir atmosfer hakimiyetini kaybetmemişti, belki de bunun sebebi daha önce burada sayısız kere gerçekleştirmiş olduğu ritüellerdi, o günahlar tıpkı örümcek ağları gibi yuvalanmıştı belki bu odanın her bir köşesine, genel hatlarıyla boştu oda lakin bir köşede duran masa ilk etapta göze çarpan şeydi, detaylı olarak odaya göz gezdirince yönü duvara çevrilmiş yerde duran büyük bir boy aynası, 4 sandalye ve masanın üzerinde duran kağıt kalem, mumlar, ve çukur bir tabak göze çarpıyordu, adam sandalyelerden birine oturmadan ayak üstü benim getirdiğim malzemeleri masanın üzerine koydu bunları ayrıştırıp tabağın içine koydu, masanın üzerinde duran kagıtlardan birine yine masanın üzerindeki kalem vasıtası ile yazmaya başladı, ben sadece izliyordum, atakanın yaptıgından çok daha ciddi bir ritüel olduğu bu kadar hazırlıktan belliydi, sandalyelere oturmamızı söyledi, o dakikaya kadar ne olursa olsun diyen ve korkularımı bastırmış olan ben artık iş bu noktaya gelince yaşadıklarıma, gördüklerime ve kabuslarıma rağmen içimdeki ürpertiye hakim olamıyordum