part 23

218 8 0
                                    

ambulansı aradık, kriz geçirmiş adam, ilk müdaheleyi yaparken hemşire bu yazı nedir dedi, bilmiyoruz tanıdığımız olur, ziyarete geldiğimizde böyleydi dedik, ıslak mendil ile sildi adamın alnını, bildiğin kül idi, hastaneye götürdüler ordan, yaşıyordu ancak o günden sonra düzelemedi, *** ruh ve sinir hastalıkları hastanesindeydi en son hala orda mı bilmiyorum, belki de yaptıklarının cezasını çekiyordu, bu karmaşanın ardından çağırdığımızın hala gidip gitmediğini bile bilmiyorduk, ne kadar nefret etsem de atakan'a ihtiyacım vardı, oturduk konuştuk, son çare kalmıştı, her ne kadar bir insan öldürmek kadar günahsa da, öldürecektik, ama bu sefer direk atakan'ın lafıyla hareket etmiyordum, çocuğu ne zaman öldürdüğünü sordum, kitapta bir ayin varmış, *** çocuğu öldürürsen onları kendine köle yaparsın diye, bu hırsla onlardan birinin cocugunu cagırmıs sonra öldürmüş, ama ters tepmiş, ters tepmemesi imkansızdı zaten, o zamanda düsünüyordum hala düsünüyorum bunlar tuzak bence, hırs ugruna insanın hayatını zehir eden şeyler , onlarla baş etmek zordu çünkü, atakan hırsları uğruna bunca belaya sebep olmuştu, içten içe ona olan nefretim yüzüne her bakmamda katlanarak artıyordu, ilk yaptıgı ayini tekrar yapacak onları cagıracak ve öldürecektik, isimlerini biliyorduk, bütün bunları konusurken telefonum çaldı, babamın sesiydi, dedemgilin köydeki evin alt katı ve ahırı yanmış, ölen yoktu ama evin çoğu harap olmuş, istersen köye bir gel oğlum dedi, atakan'ı buldum bu sefer kacırmazdım onu da yanıma alıp köye gittim, hic hoş karşılamadılar beni

evin üst katında pek zarar yoktu ancak alt kat ve hemen bitişikteki ağıl bayağı yanmış harabe olmuş, vardığımızda üst katta dedem, babannem,annem ve babam oturuyorlardı, içeri girince dedem yüzüme dahi bakmadı, hoşgeldin bile demedi, babannem de gözlerini yere dikmiş halının desenini süzüyordu, kısacası benim orda olmamın ve yaşadıklarımın dedemin de babannemin de umrunda olduğu söylenemezdi, yanan evlerine acıyorlar suçlu olarak beni görüyorlardı, dedem yüzüme baktı, sadece bize zarar veriyorsun dedi, başkalarının yaptıkları neyse de öz dedemin böyle demesi fena koydu, ne yaptım dedim, bilerek isteyerek sana ne zararım oldu şu yaşıma kadar dedim, ev senin yüzünden yandı dedi, onları başımıza topladın, uğursuzluk getirdin dedi, kurban oluyum dede ben senin evine çakmak mı çaktım ateş mi attım, sen böyle yapma bari, bunları diyemedim içime attım, yangın da şöyle çıkmış, dedem inekleri yemlemeye gitmiş babannem o sırada mutfakta kahvaltılık hazırlıyormuş mutfağın kapısında dedemi görmüş, dedem gözlerini yere dikmiş ayakta duruyor öylece, babannem bakmış dedeme ne istiyorsun demiş, dedem hiç konuşmamış, konuşsana efendi niye tuhaf tuhaf dikiliyorsun orda demiş, dedemin babanneme bakmasıyla babannemin çıglıgı köyü kaplamış, gözlerinin ici alev doluymuş, bunu görünce babannem direk ayaklarına bakmış tersmiş o görüntüyle korkusu katlanmış dili durmuş, çığlığı duyan dedem ağıldan koşmuş gelmiş babannem kekeliyormuş ne olduğunu anlamaya çalışırken tam bu sırada ağıl alev almış ordan eve sıçramış 2. kata sıçramadan söndürmüşler, bunun suclusu olarak beni görüyorlardı bana destek vereceklerine zaten psikolojisi altüst olmuş birine iyice ağır bir yük yüklüyorlardı

dedemin tavırları, söylediği sözler babamın da ağırına gitmişti besbelliydi adamın halinden, o yaşına kadar saygısızlık yapmadığı babasına o an da ses etmedi, sadece, baba çocuk arkadaşıyla gelmiş biz eve gidelim sığmayız şimdi buraya yarın yine geliriz dedi, bunun bahane olduğu belliydi, yoksa koca eve 1 yatak fazla sersekte sığardık, annem, babam,ben ve atakan eve vardık, annem sağolsun ben atakanla üniversite okudugum şehirdeyken onla beraberken odamı temizlemiş, ancak yangının izleri yine belliydi boyanması lazımdı odanın, atakanla ben bizim odaya geçtik, annem yatmadan yanımıza geldi elinde o baş belası kitap vardı, kitabı verdi, oğlum odanda bulduk dışındaki sayfası kararmış ama kitap sağlam odanın köşesindeydi dedi, ama içi sağlam garip şekiller arapça yazılar var ne kitabı bu dedi, atakan da ben de şok olduk o yangından çıkması imkansızdı kitabın, hemen kitabı annemin elinden aldım, diyecek hiçbirşey bulamadım, kitap elimde anneme bakarken bir taraftan ne söylesem diye düsünüyordum, o sırada atakan imdadıma yetişti, benim büyük dedemden kalma bir günlük dedi, incelemesi için verdim dedi, ilk defa işe yaradı şerefsiz, nedense kitabı görünce atakan'ın gözleri iyice parlamıştı, zaten olmayan güvenim onun gözlerindeki kitaba karşı olan hayranlığı gördükçe daha da azaldı, yüzüğüne hayran gollumdan farkı yoktu adamın, belki kitap işimize yarardı, onları yok etmek, daha doğrusu öldürmek için daha kuvvetli şeyler olabilirdi içinde, annem iyi geceler diledikten sonra çıktı odadan, biz hemen kitabın içini açıp sayfalarını incelemeye başladık, gayet sağlamdı, bu da onların işimiydi hiçbir zaman öğrenemedim zaten bu kadar eski bir kitabın bu zamana kadar gelmesi de zor birşeydi demek ki birileri kitaba birşey olmasını istemiyordu, dikkatimi çeken şey atakan'ın direk bana bahsettiği sayfayı açmasıydı, kitaba elimi koydum, bilader dedim aklından ne geçiyorsa sonra yap, buraya beni bunlardan kurtarmaya geldik, benim işimi hallet sonra kitabını da al ne yapıcaksan yap, onlara mı katılırsın, namaza mı başlarsın bilmem, ama bu kez beni karıştırma dedim, direk bul şu sayfayı cagırıp öldürelim dedim, şu an korkunc geliyor, ancak zaten hergünü korkunc ve onlarla gecen biri onlardan kurtulmak için her türlü şeyi yapardı zaten, bir taraftan izliyordum atakan'ı kitabı incelerken, 28. sayfayı açtı, şekiller vardı yine büyük bir boy aynası, mumlar, fakat bu sefer hepsinden farklı olarak hepimizin günlük hayatta kullandıgı *** da vardı, atakan kagıtlara sayfadakileri yazmaya başlamıştı, artık onlardan kurtulmayı normal hayatıma, 3 ay önceki mutluluguma dönmeyi dört gözle bekliyorudum

Korku HikayesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin