dudağının kenarına vişne bulaşmış

3K 350 170
                                    

O gün Chanyeol'ü o oğlanla gördükten sonra gönlümün orta yerinde bir ağırlıkla eve gitmiş ve kendimi odama kapatarak sabaha kadar düşünmüştüm. Belki de gördüklerimi yanlış yorumluyordum, bilmiyordum ama şu kalbimin sızısını önlemek imkânsız gibiydi. Yemin ederim şu ağzına tükürdüğümün Park Chanyeol'üne katlanmaktan nefret ediyordum. Bende bıraktığı etkiye tepki bile veremiyor, sanki devre dışı bırakılmışım gibi davranıyordum. Gerçi Chanyeol'ü anladığım da söylenemezdi, herif bir öpüyor ertesi günü yediği boku unutuyor veya hiç olmamış gibi davranıyordu.

Hiç istemeye istemeye okulun bahçesinde Yixing ile oturuyordum. Öbürleri nerdeydi hiçbir fikrimiz yoktu ve ikimizin modu da düşüktü. Yixing'e anlattığımda o pamuk dudaklarından kaktüs laflar çıkmaya başlayınca onu susturmuştum ve şimdi öylece oturuyorduk, Yixing'in omzundaki başım narin parmakları tarafından seviliyordu.

Sinirle, "Chanyeol'ün kafasına teflon tava geçireyim." dediğim anda okulun bahçesine dün gece gördüğüm çocukla beraber Chanyeol girdi. Chanyeol'ü ilk defa bu kadar mutlu görüyordum. Çocukla hararetle konuşuyorken gözlerinin içi parlıyordu ve çocuğun ondan hiçbir farkı yoktu. Chanyeol, ondan azıcık kısa, kumral çocuğun omzuna kolunu atarken göz göze gelişimiz kaçınılmazdı. Beni görünce kaşları havalandı ve yüzündeki gülümseme sırıtışa dönüştü. Sinir katsayım zirveye vurmak üzereyken Yixing birkaç küfür savurup ayağı fırladı ve elimden tutup, beni çekiştirerek oradan uzaklaştırdı.

Okulun arka bahçesine geçtiğimizde Yixing sırtımı duvara yasladı ve kendisi derin derin solurken bana da, "Şimdi sakin ol, içinden ona kadar say ve derin nefesler alıp ver." dedi. Dediğini yaparken hiçbir şeyin içimde patlamak üzere olan volkanı dindiremediğini fark ettim.

"Anlayamıyorum," diye bağırdım. Yixing beni susturabilmek için işaret parmağını dudaklarına panikle bastırdı fakat susmadım. "gelip beni öpüyor, kafamı karıştıracak sözler söyleyip kafamı karıştıracak hareketler yapıyor ama iki gün sonra onu başkasının kollarında buluyorum!"

Nefes nefese kalmışken neden bu kadar fazla ağlama isteğiyle dolup taştığımı anlayamıyordum. Bilirsiniz, ağlamaktan nefret eden biriyim ve bu durum, hakkında ağlamayı isteyeceğim son şeydi. Yixing hızla bana sarıldı. Saçlarımı okşarken aniden boncuklu bir kuzudan lazerli bir terminatöre dönüşmesi beni duygulandırmıştı.

"Sakin ol hayatım, bu herife güzel bir ders vereceğiz, sakin ol."

☆☆☆

Tüm günü Chanyeol ve isminin Sangwoo olduğunu öğrendiğim çocuğu izlemekle geçirmiştim. Şu lanet çocuk nereden çıkmıştı, Chanyeol'ün neyiydi zerre fikrim yoktu ama söylenenlere göre artık bizim okuldaydı ve son sınıftı. Cidden gün boyu sinir krizi geçirmemek için kendimi zor tutmuş ve öylece sahte gülümsememle terör estirmiştim.

Chanyeol'le ayarladığımıza göre bugün çekimlere başlayacaktık ve kameramanımız da Sehun olacaktı ama şu an kütüphanede benim dışımda kimse yoktu. Sehun'u aradığımda ekipmanlarını hazırladığını, biraz gecikeceğini söylemişti ama Chanyeol'e mesaj bile atmamıştım, kim bilir hangi cehennemdeydi. Ben de oturmuş, marketten aldığım bir poşet vişneyi mideye indiriyordum.

Şimdiye kadar yaşadıklarımızı gözden geçirdiğimde bu Park Chanyeol denen herifin durmadan başımı döndürdüğü veya ağzımı burnumu dağıttığı anılar gözlerimin önüne seriliyordu. Ona tutulduğuma emin oluyordum, beş dakika sonra suratını tokatlama isteği doğuruyordu. Çok tutarsız bir herif olduğu kesindi. Kahkaha atarken aniden ağlamaya başlayan insanlar gibiydi. Her zaman derim ya, herif ikizler burcunun beden bulmuş haliydi.

Ona güvenmek, tamamen ona sığınmak istiyordum. Bana anka kuşu olduğumu, küllerimden doğduğumu söylüyordu, çok güçlü olduğumu ve bana imrendiğini söylemişti ama beni ateşe kendi elleriyle itiyor, bir bardak suyu bile çok görüyordu. Psikolojimin gittiği noktayı çözmekte psikologlar, psikiyatristler bile zorlanırdı bu durumda.

rollerdisco king | chanbaekHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin