Ortalıkta kuzu taklidi yapmayı takıntı haline getirmiş, koyun olsaydım kıvırcık tüylerimin ucuna boncuk taktırırdım diyerekten henüz bu sabah saçlarına perma yaptırıp üstüne bir de yetmiyormuş gibi uçlarına renkli renkli boncuklar taktıran Yixing, bugünümüzün sitcom başrolü olmaya hak kazanmıştı.
Yine tüm tayfa Yixing'in evinde powerpuff girls gecesi yapmak için toplanmıştık fakat eve geldiğimde koyu pembe perdelerin sonuna kadar çekilmiş olduğunu gördüm. Etrafta Yixing'e hiç uymayan kasvetli bir hava olduğunu düşünüyordum ki deli arkadaşlarımı salonun ortasında, Yixing'in nenesinden kalma yadigâr italyan halısının üstünde cin çağırırken bulmuştum. Ayrıca Yixing'in nenesi bildiğim kadarıyla fransızdı.
Her neyse, canım arkadaşlarıma sürpriz olsun diye odaya büyük bir gürültüyle girmiş olmam çağırdıkları Yixing'in nenesinin ruhunun cidden geldiğini sanmalarına sebep oldu ve kıyamet koptu. Etrafta bir karmaşıklık dönmeye başladığında el ele tutuşan arkadaşlarım aniden ayaklanmış, oradan oraya koştururken Yixing'in elindeki bantlı televizyon kumandası ile üstüme saldırmasıyla her şey saniyeler içinde son bulmuştu.
"Sana yedek anahtarı veren beynimi sikeyim, Baekhyun." diye çığırdı suratıma doğru. Hah aferin, yine bir bok yapmamama rağmen tüm küfrü ben yiyecektim. Anlamıyorum kardeşim, ben sizin dart tahtanız mıyım, neden tüm darbeleri ve atışları ben yiyorum ya?
"Ben de senin bize 'Hadi, hortlak nenemi çağıralım!' diye fikir veren aklını sikeyim, Yixing." diye sızlandı, Kyungsoo. Sehun ise tüm bu olanlara güle güle altına sıçmıştı.
Benim suçum ne yiaa, diye mızmızlanan Yixing'e, "Beyinsiz, sen demedin mi benim nenem arada buralarda takılıyor, beş çayına çağıralım diye?" diyerekten çıkışan Minseok, "Yeter ulan!" diye bağırmama sebep olmuştu. Sehun'un gülmekten karnı ağrıyordu.
Yixing'in elindeki bantlı kumandayı hışımla çekip, televizyonu açarken ve Sehun'un yanına kıvrılırken o meşhur selamlaşmamızı yaparak omzunu ısırmıştım. Ayakta olsaydı da o dolgun kıçını ısırabilseydim diye hülyalara dalmışken beş kişi göt kadar kanepeye sıkışmış, Profesör Utonium'un Samuray Jack'e inanılmaz benzediğini konuşuyorduk.
Konu benzerliklere gelmişken Chanyeol beyinsizinin Mojo Jojo'ya ne kadar çok benzediği kafama dank etti. Bulduğum bu benzerliğe gülmeye başladığımda bizimkilerin konuşmasında adımın geçtiğini duydum. Minseok bir şeyler diyordu.
"Bence Baekhyun tüm powerpuff girls'ü kapsıyor. Bazen mantıklı yanı nadiren ortaya çıktığında Blossom, huysuz olduğunda Buttercup oluyor ama genel olarak ruh hali Bubbles."
Öbürleri de ona katıldığında arkadaşlarımı beni onca karakter arasından en gerizekalı olanla bağdaştırdıkları için kınadım. Ama adamlar haksız da değillerdi şimdi, olaylara yaklaşımım genelde Bubbles gibiydi.
Aniden kapı çaldığında hepimiz şaşırarak birbirimize döndük. Genelde Yixing'in misafiri veya kapı çalanı olmazdı. Bakışlar Yixing'e yöneldiğinde sanki yeni aklına gelmiş gibi 'haaa' yapıp koşa koşa kapıya giderken, "Afrikalı kuzenim Savannah geldi kesin." diye hoplaya zıplaya çığırmayı da unutmadı.
Yixing'in international familysinden çok, bir insan neden kızının ismini çöl ismi koyar onu düşünüyordum. Ayrıca neden Yixing'in bitmek bilmeyen sülalesinin her bir bireyi ayrı bir ırktan oluşuyordu, Yixing'in dedesi mi hızlı ve öfkeliydi bilmiyorum ama cidden adamın tek bir kendi ırkından akrabası yoktu resmen.
Ben aptal gibi bunları düşünürken hiç ama hiç Yixing'in Chanyeol'ün koluna girmiş bir vaziyette salonun ortasına dalacağını düşünmemiştim. Gözlerim şokla büyür ve dudaklarım aralanırken Chanyeol'ün bıkkın surat ifadesi 'ne işim var lan burda benim' cümlesini bas bas bağırıyordu. Evet, aynı şeyi ben de soruyorum, ne işin var lan senin burda?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
rollerdisco king | chanbaek
Fanfictionhangi daldan koparmışlar seni bilmiyorum ama yaprakların penceremin kenarında duruyor, rüzgar uçurmasın diye içeri mi alayım yoksa elimdeki kibritle tutuşturayım mı seni