piknik and top and instagram

11.9K 843 474
                                    

İyi okumalar. 💎

5 gün sonra..

"Ne yapıyoruz?" diyip kollarını sıvadı ıseul, evet lanet pikniğe gidecektik bugün, bu 5 gün içerisinde jungkook beni görmemiş gibi davranmaya devam edip sinirlemi zıplatmıştı. Az kaldı saçını başını yolacağım.

"Bilmem, elimize ne gelirse. Ya ne yenir ki piknikte. Yani et yenir bence." diyip omuz silktim, yani ne yiyenir ki başka? "Tamam o zaman biraz da mandu yapalım, gerisi et ve öyle atıştırmalıklar olsun?" diyip soru sorar bir şekilde konuştuğunda başımı sallayıp gülümsedim.

"Olur." diyip omuz silktim, gidip televizyondan şarkı açıp mutfağa geri döndüm. Şarkı dinlemeyi severdim, fakat öyle hüzün dolu dram şarkılar değil. Daha çok dans etmelik türdendi dinlediklerim.

Ne diye dram dinleyip üzüleyim ki? Ciguli'de dinlemiyorum tabiki. Ariana grande- break up with your girlfriend. Evet gayet güzeldi. Hafif hafif dans ede ede mutfağa gittiğimde ıseul halime gülmüştü. "Ağız tadıyla eğlenmeyi özlemişim ya." diyip güldüm, gerçekten buraya taşındım taşınalı sinirli ve gergindim.

Yavaş yavaş manduyu yapmaya başlamıştık, bir yandan şarkıyı söyleyip diğer yandan yemeği yapıyordum. Umarım piknik güzel geçerdi, zira o salak kızların yanında 2 dakika duramazdım. "Break up with your girlfriend, ye ye." diye haykırdığımda ıseul halime gülmüştü. Şarkı durduğunda kaşlarımı havalandırıp ıseul'e baktım. Ne oldu şimdi?

"Bir bakayım." diyip mutfaktan çıkacakken bir bedene toslamamla frenledim, kafamı kaldırıp kim olduğuna baktım. Jungkook? Bir dakika içeri nasıl girdi? Mal mal jungkook'un gözlerine bakakalmıştım, yutkunup ne zaman koyduğumu bilmediğim ellerimi jungkook'un tişörtünden çekip geri çekildim. Üzerimi düzenleyip hafif öksürdüğümde gözüm arkadaki bedenlere kaydı.

"Hi!" diyip el salladı jimin. "Siz. Nasıl girdiniz evime?" diyip gözlerimi kısıp karşımdaki üçlüye baktım. Daniel, taehyung ve jimin. "Bununla." diyip kenarı çekildi jimin, arkasından min jae çıkmıştı. Sinirle nefes alıp arkamı döndüm, jungkook gülerek bana bakıyordu. Benim ona baktığımı görünce hemen ciddileşip öksürmeye başladı.

~~

"Hadi kalk bizde oynayalım ya." diye isyan edip kolumdan tutup sarsmaya başladı ıseul. Derin bir nefes verip göz devirdim, o salakla oynamak istemiyordum. Yada o salak kızlarla. Başımda acı hissetmemle birden çığlık atmıştım, önüme düşen topla ne olduğunu anlamam uzun sürmemişti.

Kimin attığına bakarken bong cha denen kız sırıtıyordu, gel beni tavayla döv diyor yani arkadaş. Bağırdığımda bizimkiler başıma toplanmıştı, min jae kafamı ovalamaya başlayınca eline vurdum. Amına koyayım sanki tencere telliyor. "Dur be dur." diyip kaşlarımı çattım.

"İyi misin haneul?" diyip tedirgince bana bakıp başımı okşadı taehyung. "Fazla sert atmadım, bir şey olmamıştır umarım." diyip üzülmeye çalışan muşmula surata bakıp kaşlarımı çatıp. "Hadi devam edelim." diye olaya atladı platonik.

Hızla kalkıp topu elime aldım, kenardaki sepete gidip keskin bir şey aradım. Hemen bulmuştum, bıçağı top'a geçirdim. Anında sönmüştü havası. "Alın oynamaya devam edin." diyip topu kıza fırlatıp başımı yana eğdim. Ardından göz devirip geçip kenara oturdum.

"Ya naptın ya, benim topumdu o!" diyip kaşlarını çattı jimin. "Artık çöp." diyip omuz silktim. "Hadi, bir şeyler hazırlayalım bari." diyip suratsızca bana baktı platonik. Hazırlasında yiyelim bari.

~~

"Siz barıştınız mı?" diyip sırıtarak bana baktı jimin. Kaşlarımı çatıp elimdeki çubukları kenarı koyup meyve suyundan bir yudum aldım. "Ne saçmalıyorsun?" diyip jimin'e baktığımda telefonunu kapatıp yanına bırakmıştı.

apartment 55 ° jjkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin