ayrılmak and biber gazı and süt

10.2K 778 169
                                    

İyi okumalar.💎

"Hadi haneul ya, açlıktan öldüm burada." min jae öküz gibi bağırdığında elimdeki telefonu kenarı bırakıp mutfağa ilerledim.

İnstagramda fotoğrafımı paylaşmamıştı jungkook, ama eski fotoğraflarımı da silmemiş. Bu beni mutlu etmişti.

"Ne sırıtıyorsun öyle, cennetten haber mi geldi?" diyip şaşkınca bana bakmıştı min jae, öksürüp yüzümdeki gülümsemeyi sildim hemen. Neden mal gibiyim bu aralar tanrım?

Aşk insanı mallaştırmasa keşke.

"Yok bir şey, ayrıca haneul değil abla kalın kafalı!" dudak büzüp kaşlarımı çattığımda yanıma gelip boynumu kolunun altına sıkıştırıp saçlarımı karıştırdı. Öküz gibi gücü vardı, karşı koymak istesemdi de yapamıyordum ki.

"Ya sen bu minnoşluğun ve minnaklığınla, ablam olabileceğini mi sanıyorsun?" dediğinde eline vurdum beni bırakması için. Ama fayda etmemişti, ardından gözüme ilişen tavayı elime alıp havaya kaldırdım.

"Eğer bunun kafana şapka olmasını istemiyorsan bırak beni." dediğimde anında bırakmıştı.

"Ablam be, işte abla dediğin." iki eliyle bir şey sunarmış gibi beni gösterdiğinde kahkaha atmıştım.

"İşte böyle adam ol." diyip masayı işaret ettim anlayıp hemen oturdu. Kahvaltıyı hızlıca hazırlayıp önüne koydum. Ardından giyinmek için odama yöneldim.

"Sen yemiyor musun?" mutfaktan zannımca ağzı dolu bir şekilde bana bağırdığında göz devirdim. "Ağzın doluyken konuşma iğrenç herif, ayrıca ben dışarda yiyeceğim." diyip cevap beklemeden banyoya girdim.

Kısa bir duşun ardında üzerimi giyindim.

Saçlarımı kurulayıp at kuyruğu yaptım, hafif makyaj yapıp telefonumu çantama yerleştirdim

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Saçlarımı kurulayıp at kuyruğu yaptım, hafif makyaj yapıp telefonumu çantama yerleştirdim.

Ardından kapıya ilerleyip aykabılarımı giyindim. "Ben gidiyorum bebeğim, evi yakmamaya çalış." diyip güldüğümde huysuz mırıltılar çıkardığını işitmiştim.

Yan tarafa baktığımda jungkook yoktu, yokluğu çok belli oluyordu tanrım.

Aşağı inip dong hyun'un yanına ilerledim, gittiğim anda direk bana sarılmıştı her zaman olduğu gibi. Jungkook bizi bu halde görmeseydi her şey daha güzel olabilirdi aslında.

Bize ve sarılan bedenlerimize bakıp ardından sinirle apatmana girdi. Ben ise kasım kasım kasılmaktan bir hal olmuştum.

"Nereye gidiyoruz?" dediğimde gülümseyip elimi tutmuştu.

"Çok seveceğin bir yere, ama ilk önce kahvaltı yapalım?" dediğinde başımı olumlu anlamda salladım.

~~

"Yeter artık dong hyun, konuşmamız lazım diyorum." dediğimde eliyle bir aleti gösterip oraya sürükledi bedenimi.

"Konuşuruz sevgilim, buna da binelim." diyip adama biletleri uzatıp hız trenine binmeme yardımcı oldu. Ardından kendide bindiğinde tren hareket etmeye başladı.

apartment 55 ° jjkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin