apartment 55 ° jjk

kütüphane

İyi okumalar. 💎

Sinirle telefonu elimden bırakıp yattığım yataktan doğruldum. Resmen bizimkilere söylemişti ya, birde 'öptüm' değil 'öpüştük' dedi. Şimdi jimin'in ve diğerlerinin diline düşecektim. Sinirle duvara vurdum bir kaç kere, odası vurduğum duvarın tam arkasındaydı.

Biraz sonra diğer tarafta karşılık olarak duvara vurmuştu, mükemmel. Hiç bir bok kaçmıyor gözünden. Göz devirip yatağıma yattım, şimdi gider kapısında bağırırım ama. Şimdi olmaz, yine öperse ne yapardım bilmiyorum.

~~

Gözlerimi açtığımda dibimde olan karaltıyla hafif geri çekildim, tamamen görüntüm netleşince gözlerimi şokla açıp yatakta doğruldum. "Jungkook? Ne işin var senin burada?" diyip yumruk yaptığım ellerimle gözlerimi ovaladım. Burayı boşverin evimde ne işi var?

"Beraber kahvaltı yaparız diye düşündüm." diyip omuz silkip biraz daha yaklaştığında geri çekildim iyice. "Ne diye dibine giriyorsun acaba?" diyip omuzunda hafif itip yataktan kalktım, arkamdan kıkırdayıp yatağıma oturmuştu.

Banyoya girip elimi yüzümü yıkadım, kapıdan çıktığımda tam önünde jungkook'un belirmesiyle irkilip geri çekildim. "Ne yapıyorsun be, bir orda bir buradasın." dedim suratımı bueuşturarak.

"Sen nerede ben orada." dediğinde kaşlarımı havalandırıp omuzundan tutup kenara ittim nazikçe(!) salona ilerleyip bir şeylerle uğraşan min jae'ye bakıp ne yaptığını anlamaya çalıştım. "Sen ne yiyorsun öyle?" diyip min jae'nin ağzına tıkıştırdığı şeylere baktım. "Ben bir kaç bir şey getirdim ama, anlaşılan bitmiş bile." diyip omuz silkip gülümsedi jungkook.

Derin bir nefes verip göz devirdim, mutfağa ilerleyip kahvaltılık bir şeyler hazırlamaya başladım. "Yardım ister misin?" diyip tezgahda yanıma gelip ne yaptığıma bakmaya başladı jungkook.

"İsterim, madem geldin boş durma." diyip önümdeki yumurtayı çırpmaya devam ettim. "Seve seve." diyip sıtınca kafa salladım. "Sütü getirebilirsin şimdi." diyip dudak büzüp önümdeki yumurtaya tuz kattım. Krep yapacaktım, sütü getirdiğinde alıp kaseye döktüm.

"Şimdi salata domates doğra." diyip işime ciddiyetle devam ettim, yemek yaparken çok ciddi oluyordum. Neden bilmiyorum ama, işte böyle oluyor. "Tamam, doğradım." diyip tanıma geldiğinde kafa sallayıp tezgahı kontrol ettim.

"Portakal sıkabilirsin şimdide, sıkacak orada." diyip tezgahtaki meyve sıkacağını işaret ettim. "Keşke her zaman böyle sakin olsan." diye mırıldanıp meyve sıkacağına ilerledi. "Duydum." diyip göz devirdim. Krepleri yapmaya başlamıştım çoktan.

Masaya üç tabak koyup tekrar ocağa döndüm. Sonunda her şeyi hazırlamıştık, ellerimi birleştirip masaya son bir kez bakıp kaşlarımı havalandırıp dudaklarımı gerdim. "Dün için kızarsın sanmıştım." dediğinde dudak içimi ısırıp kaşlarımı havalandırdım.

Başımı jungkook'a çevirip baktığımda sırıtıyordu. "Kızsam ne fayda?" diyip göz devirip masaya yerleştim. "Hadi min jae! Hazır kahvaltı." diye bağırıp yemeğime başlamıştım. "Ne bekliyorsun?" diyip ayakta dikilen jungkook'a baktım.

"Im, sadece sana dalmışım. Sorry." diyip yanıma yerleştiğinde kaşlarımı havalandırıp masaya yerleşen jungkook'a bakakalmıştım. "Abla krep'e Nutella sürer misin?" min jae'nin sesiyle kendime gelip kafamı iki yana salladım.

"Tabi, işine gelince abla." diyip önündeki krepleri önüme çekip nutellayı sürmeye başladım. "Ay sen benim canımsın, canım ablam benim." dediğinde göz devirip gülümsedim. "Krepler çok güzel olmuş, ellerine sağlık." diyip yemeğine son hız devam etti jungkook.