boyunu bükükler

17.9K 1K 230
                                    

İyi okumalar. 💎

"Benim bu apartmandan ölüm çıkacak heralde ıseul." diyip derin bir nefes verip, sinirle kampüstün koridorunda yürümeye devam ettim. "Uf, saçmalama haneul. Alışırsın zamanla." bedenimi tamamen ıseul'e çevirip olduğum yerde durdum.

"Salak mısın? Sakatlanmaya mı alışırım. Boynum tutuldu, çeviremiyorum resmen." diyip kaşlarımı hüzünle çattım, çevirmeye çalıştığımda boynum acayip ağrıyordu. "Ya sen uyumuşsun koltukta, çocuk napsın?" diyip jungkook'u korduğunda önüme dönüp hızla sınıfa yürümeye başladım.

"Heyyoo-ovv, bu ne sinir?" taehyung'un yanından geçip giderken dediklerini takmaya tenezzül bile etmemiştim. "Ya dur be dur, ben sana teselli veriyorum." diyip koluma girdi ıseul. "Ne biçim teselli veriyorsun?" diyip göz devirdim.

"Tamam sakin ol, sakin ol ya." diyip kolumu okşamaya başlayınca derin bir nefes alıp sinirimi atmaya çalıştım. Yan komşum benim ölüm sebebim olacaktı sanırım. "Hadi derse girelim." diyip sınıfa giriş yaptım, sırama geçip sıkıntıyla nefes verdim.

"Ne oldu yine? Bu aralar çok sinirlisin haneul." diyip sıraya yerleşti daniel, sorma arkadaşım sorma. "Ya uzun hikaye." diyip göz devirdim, saatine bakıp tekrar bana bakmaya başladı. "Yeterince vaktimiz var." elini 'dökül' der gibi açıp kapattığında sıkıntıyla nefes verip göz devirdim.

Olan biteni anlattığımda karnını tuta tuta gülmeye başlamıştı, haaah. Hatta şuanda sandalyeden düştü, gülmekten. "Gül diye anlatmadım gerizekalı."  diyip göz devirdim. "Anır anır, biraz daha anır." diyip yan gözle yerde kahkaha atan arkadaşıma baktım. Malum boynumu döndüremiyordum.

"Ne oluyor burada, bu salak neden anırıyor böyle?" diyip tek kaşını kaldırıp bana bakmaya başladı jimin, bedenimi çevirip jimin'e baktım. "Salak işte, her boka gülüyor." diyip önümde ki dersleri kontrol etmeye başladım.

"Ya bir duy, neler gelmiş başına." diyip ayağı kalktığında kaşlarımı çatıp bedenimi daniele çevirdim. "Sakın, gebertirim." diyip işaret parmağımı hayava salladığımda omuz silkip jimin'in koluna girip koridora koşmaya başlayınca elimi başıma vurup omuzlarımı düşürdüm.

Salak, şimdi abarta abarta anlatacaktı herşeyi. "Nereye koşuyor bunlar?" diyip yanıma geldi ıseul. "Daniele-" sözümü bitirmeden şaşkınlıkla konuşmuştu. "Anlattın mı?" dediğinde bıkkınca kafamı salladım. "İki gündür ısrar ediyor." diyip omuz silktim.

"Boynuuu bükükler." kart sesiyle kulaklarıma işkence yapa yapa içeri girmiştiler daniel, jimin ve taehyung. Önüne gelene anlatmış gerizekalı. "Yeni apartman, yeni komşu, yeni sakatlıklar." diyip yanıma ilişti taehyung, elini omzuma atınca eline tutup ısırdım. Anında elini çekip ovuşturmaya başladı. "Acıdı be, köpek." diyip kaşlarını çatarak bana bakınca sırıttım.

"Oh olsun sana, mal." diyip göz devirdim başımı çevirememek tam bir ölümdü. "Ağrıyor mu boynun kuzum?" diyip yalandan üzülür gibi yapıp diğer yanıma geldi jimin, üçüz dingiller ya. "Ya bi gidin başımdan, ben sakat bir kızım." diyip başımı ovuşturdum.

"Yıllardır 'yazık sakat heralde' diye işaret parmaklarıyla işaret ettikleri sen miydin haneul?" diyip kahkaha atmaya başladı daniel. "Çok komik gerizekalı, aç da götüne gül." diyip tekrar göz devirdim. Sınıfa öğretmenin girmesiyle bir oh çekip arkama yaslandım. Anında susmuşlardı gerizekalılar korosu.

...

"Ya bir cafe'ye gitseydik?" diyip koluma girdi ıseul, yorgunlukla derin bir nefes alıp başımı ovaladım. "Ya halime bak, sen hala cafe diyorsun. Boynumda boyunluk, uyku uyuyamamaktan kızarmış gözlerim. Saçımı başımı hiç söylemiyorum." diyip omuzlarımı düşürdüm.

"Sana moral olsun diye ya, belki düşünmezsin başka şeylerle alakalı olsan." dediğinde gülümseyip bedenimi ıseul'e çevirdim. "Sağol, ama sarılamam sana kusura bakma. Bu boyunlukta sıktı be." diyip boyunluğa vurdum fakat altında boynum olduğunu unutmuş olmalıyım. Acımıştı!

"Salak mısın haneul?" dediğinde hafifçe başımı onaylarcasına sallayıp göz devirdim. "Hadi ben durağa gidiyorum." diyip el salladım. Eliyle bana öpücük atıp parmak kalp yaptığında gülümseyip dil çıkardım.

Durağa geldiğimde şanslıyım ki otobüsüm hemen gelmişti, binip kartımı okuttum. Fazla dolu değildi. "Buyrun şöyle." bir çocuk kalkıp bana yer verdiğinde gülümsedim. "Teşekkürler, ama gerek yok." diyip elimi salladım. "Lütfen." diye ısrar edince tekrar gülümseyip baş selamı verdim, tabi boynumu her zaman unutuyordum.

"Huh, iyi misin?" diyip tedirgince kolumu tuttuğunda ilk önce kolumu tutan ele sonra da yüzüne bakmıştım. "İyiyim, teşekkürler." diyip gülümsedim. Kalktığı yere oturup arkama yaslandım. Uyumak istiyordum, sadece uyumak. 10 gün uyumak, tatlı tatlı uyumak.

15 dakika sonra lanet durağa geldiğimde otobüsten inip lanet apartmana ilerledim. Apartmandan girip asansörün düğmesine basıp bekledim, asansör geldiğinde binip katımı tuşladım. Tanrım, lütfen jungkook denen baş belasını görmeyeyim. Lütfen.

Asansör durduğunda inip etrafa bakındım. Şimdilik kimse yoktu, teşekkürler tanrım. "Haneul!" neşeyle bana seslendiğinde göz devirip demin ettiğim teşekkürümü geri aldım. "Ne var?" diyip arkamı döndüm, asansörden çıkıp yanıma gelmişti.

"Ne yapıyorsun asansörün önünde?" diyip kaşlarını havalandırıp dudak büzerek bana bakmaya başladı. "Çifte telli oynayacağım şimdi." diyip ciddiyce jungkook'a baktığımda bana anlamazca bakmıştı. "Boynun nasıl oldu?" diyince derin bir nefes alıp sinirle güldüm. "Sen şaka mısın?" diyip ağırlığımı tek ayağıma verip kollarımı göğsümde birleştirdim.

"Hayır, neden bana karşı böyle ön yargılısın anlamıyorum." dediğinde derin bir nefes alıp dediğini düşünmeye başladım. "Sence de belli değil mi?" diyip dudak içimi ısırarak karşımdaki yan komşum'a baktım. "Sana bir zararım olduğunu sanmıyorum." diyip omuz silkti.

"Bana zararın yok mu? Boynum senin yüzünden tutuldu, buraya ilk taşındığım zaman tabak ve bardaklarımı kırdın, o gün beni uyutmadın ve ders yapamadım senin yüzünden. Ertesi gün okula geç kalıp öğretmenden azar yedim. Vs, vs." diyip ellerimi belime indirdim, hayretle beni dinleyip kafasını aşağı yukarı salladı.

"Özür dilerim ama, boynunu ben tutturmadım. Sen uyuya kalmıştın, ve uyandırmak istemedim." diyip omuz silkti, ah sanırım kafayı yedim şimdide dibini sıyırıyorum. "İşte 2.neden ise çok rahatsın, ve hala beni uyutmamaya yeminlisin. Ama bugün ses olursa şimdiden söyleyeyim polisi çağıracağım." diyip kaşlarımı anlık kaldırıp indirdim.

"Yapabileceğim bir şey yok, işim bu. Kusura bakma." diyip omuz silkip evine ilerledi. Ayağımı sinirle yere vurup kaşlarımı çattım, ayağımda acıdı. Cidden!

Oy ve yorum atmayı ihmal etmeyin, sizi seviyorum. Kendinize cici bakın! 💜

apartment 55 ° jjkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin