Hiiii! 1.100'ü geçmiş miyiz... Çok mutlu ettiniz beni çook :) Lütfen okuyan kişiler oylamayı ve yorum yapmayı eksik etmessiinn :)
Media'da Alya'nın arabada dinlediği şarkı ve Efe Alya çalışması var :)
Bu arada bu bölümde Alya'nın dinlediği şarkı sevgili @AddisonWatson'a ithafen. Alya önerin için teşekkür ediyoor :)
Hızımı birazcık daha arttırıp dikkatimi yan koltukla rahatça oturan Efe'ye verdim. Bir gözüm de yoldaydı.
"Ben şehir dışına çıkacağım Efe, seni yakında bir yere bırakabilirim." Efe hiç istifini bozmadan bacaklarını biraz daha aralayarak koltuğa iyice yayıldı.
"Mersin'e gittiğini biliyorum ve bende geliyorum. Yola dikkat et." Direksiyonu sağa kırarak yolun ortasındaki çukurdan kurtuldum. Sinirle söylenmeye başladım.
"Kaçıncı yüzyıldayız şu hale bak! Yolun ortasında çukur! Bu ne ya!"
"Sesinin seviyesini düşür. Kaç desibele kadar çıkıyorsun sen?" Ona göz devirip önüme döndüm.
"Nereye gittiğimi nereden biliyorsun ve neden geliyorsun be?"
"Şöyle 'be'li konuşmayı bırak önce bir. Öğrendim işte ne yapacaksın?" Sinir bozucu hali gerçekten çok sinir bozucuydu!
Arabayı yavaşlatıp sağa çektim.
"İner misin? Ben gelmeni istemiyorum, bana sormalıydın önce." Göz ucuyla beni süzüp yavaş hareketlerle emniyet kemerini çıkarıp kapıyı açtı. Gerçekten gidiyor muydu? Hadi ama nerede kararlılığı?
Sakin adımlarla arabanın önünden dolaşıp kapımı açtı. Şaşkınca ona bakarken nazik bir hareketle kolumu tuttu.
"İn."
"Ne?"
"İn dedim." Beynim sanki her kelimesine itaat etmeye hazırmış gibi vücuduma inmem konusunda emir gönderdi. Hipnoz olmuş bir şekilde yavaş hareketlerle arabadan indim ve ona yaklaştım. O da attığı ufak bir adımla bana yaklaşıp yüzüme eğildi. Aramızda az bir boy farkı vardı ve yüzlerimiz hemen hemen karşı karşıyaydı. Ah, dudakları gerçekten çok güzeldi.
"Benden kaçmamayı öğrenmelisin bence artık." Daha sonra beni hafifçe yana kaydırıp sürücü koltuğuna geçti.
"Ne yapıyorsun be?" Ne yapıyordu?
"Şu 'be'yi gerçekten kullanmamalısın. Ee hadi geçmiyor musun yan koltuğa? Yolumuz uzun." Ona göz devirip ayaklarımı yere vurarak yan koltuğa oturdum. Aslında bu tavrı içten içe beni mutlu etmişti. Ama bunu ona belli etmeme gerek yoktu tabii ki. Efe'yle bir yolculuk... Güzel olabilirdi.
"Sahi neden uçakla değil de arabayla gidiyorsun? Mersin çok uzakta."
"Öyle istedim çünkü." diyip kollarımı göğsümde bağladım ve başımı koltuğa yasladım.
"İlla ters davranacağım diyorsun yani, ha?"
"İstediğim gibi davranırım diyorum." dedim ve daha fazla konuşmaması için kolumu radyoya uzatıp öylesine bir şarkı açtım. Müziğin ritmi kulağıma dolarken, göz kapaklarım yavaşça kapanmaya başladı.
Yumuşak bir dürtülmeyle kendime gelip, şaşkın gözlerle bana tatlı tatlı gülümseyen Efe'ye baktım.
"Ne horladın kızım ya, içinde kaç yaşam formu var?" Koluna ufak bir çimdik atıp gülmesini durdurması için ağzına vurdum.
"Off, bu nasıl mizah!" Küçükçe bir esneyip ona döndüm.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DEĞİŞİM
ChickLit“En önemli hatalarımızı ne zaman yaparız?” diye sordu beynim. Hiç tereddüt etmeden cevapladım. “ Birine güvenince.” Sonra kalbim yöneltti aynı soruyu bana. Bu sefer durdum. Usulca fısıldayarak cevapladım soruyu: “Aşık olunca…”