İthafım biricik'im @indolentaphrodite'yee! :) O benim canım canıım:) Hikayesini de kesinlikle okumalısınızz, şahana şahane! :)
#
Bir şeyler olur ve içimize, taa derinlerde bir yere bir kelime gizleniverir. Sonra büyür bu kelime her bir umutla. Yerini her duyguyla daha da sağlama alır ve bir cümle oluverir. Özneli, yüklemli dolu dolu bir cümle...
Sen saklarsın bu cümleyi herkesten. Bu cümle artık tehlikeli bir sır olmuştur. Artık o ufak kelime kadar toy ve masum değildir. Bu sırla beraber sende tehlikeleşirsin. Sanki her an ağzından kaçacak, senden habersiz kendini açık edecekmiş gibi hissedersin. Sen bu sırdan çekindikçe korkaklaşırsın, sen bu sırdan çekindikçe sanki hayat daha da zalimleşir.
Aslında sen bu sırdan çekindikçe asla bir daha sen olmazsın...
#Efe tedirgin gözleriyle beni süzüp telefon konuşmasına devam etti.
"Tamam, ben halledeceğim." On saniye kadar beni süzüp telefon konuşmasına devam etti.
"Tamam dedim, halledeceğim. Ama onun haberi olmasın." 'O' da kim?
Efe hızlı bir hareketle telefonu kapatıp masanın üstüne koydu. Çekingen gözlerle bana dönüp ağzını araladı.
"Benim İstanbul'a geri dönmem gerek Alya." Ne? Beni yalnız bırakıp geri dönmek mi?
"Ne? Geri mi döneceksin?"
"Evet, dönmem gerek."
"Ama... Ama buraya beraber geldik Efe. Yarın, anneannemle konuşacağım biliyorsun. Beni şu an yalnız bırakamazsın." Olmaz, olmaz gidemezdi. Ben tek başıma yüzleşemezdim. Ona ihtiyacım varken, gidemezdi.
"Biliyorum, biliyorum ama gerçekten gitmem gerek." Uzanıp masanın üzerinde duran elimi tuttu. Bu içimi eriten dokunuşuyla beraber yumuşadığımı hissettiğimde hemen elimi çektim ve sinirli gözlerimle ona döndüm. Eğer sinirlenmesem ağlayabilirdim.
"Tamam git. Sorun değil." Tam ağzını açmıştı ki elimi kaldırıp susmasını sağladım ve ayağa kalktım. Efe de masaya bir yüzlük bırakıp hızlı adımlarla peşimden geldi.
"Alyaa nereye? Alya bekle! Alya dursana!" En sonunda bana yetişip kolumu tuttu ve derin bir nefes bıraktı.
Dokunuşuyla beraber iyice sinirlenip ona döndüm.
"Ne var ya ne var! Gideceğim diyorsun gitsene!"
"Bana kızma, gerçekten gitmem gerek."
"Sana kızmak mı? Buna hakkım var mı sence Efe? Sana ne olarak kızabilirim ki? Benimki sadece hayal kırıklığına bulanmış bir öfke. O öfke de kendime. Kusura bakma." Tam dönüp gidecektim ki Efe bir kez daha kolumdan tutup beni kendine çevirdi.
Bir anda boş bulunup ona döndüm ve Efe'yle burun buruna geldim. Dudaklarımız arasında santimler vardı. Sahiplenici elleriyle yüzümü kavrayıp dudaklarıma iyice yaklaştı ve dudaklarıma bakarak fısıldamaya başladı.
"Gözlerinden, sağ elini saçına geçirip sol elini sıkışından, kaşlarının arasındaki çizgiden anlıyorum sinirlendiğini Alya. Ama sen bu halinle bile o kadar güzelsin ki." Sözlerini bitirince yavaşça bana yaklaşıp dudağımın kenarına bir öpücük kondurdu. İçimdeki Alya dokunuşuyla bale yapmaya başlarken nefes almam için vücuduma komut gönderdim.
Efe bir adım uzaklaşıp beni süzdü.
"Hadi bin arabaya da seni otele götüreyim." Aklıma gelen şeytani planla içimden bir smile yaptım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DEĞİŞİM
ChickLit“En önemli hatalarımızı ne zaman yaparız?” diye sordu beynim. Hiç tereddüt etmeden cevapladım. “ Birine güvenince.” Sonra kalbim yöneltti aynı soruyu bana. Bu sefer durdum. Usulca fısıldayarak cevapladım soruyu: “Aşık olunca…”