0

20.2K 525 681
                                    

Aşkarım canlarım hello

Umarım iyisinizdirrr <3 

Media: Eva

İyi okumalarrr

。◕‿◕。

Güneşin yüzüme vuran ışığıyla gözlerimi açarken istemsizce tekrardan gözümü kapatım. Uykunun bendeki yeri o kadar farklı ki. Esneyince mecburen yataktan kalkıp etrafa baktım.

Ait olmadığım yere alışmaya çalışmak. Sanki uçan hayvana yüz demek gibi bir şeydi.

Yataktan kalkarken etrafa baktım. Koskocaman birer oda. Eskiden bu oda kadar evimiz vardı fakat tek değildim. Yanımda ailem vardı. Şimdi ise hiç kimsem yok.

Ailem dediğime bakmayın. Ailem beni kullanılmış peçete gibi atmış ben iste yerde sessizce bekliyorum.

Şimdi soracaksınız peki bu zenginliğin kaynağı ne diye. Zengin olan ben değilim. Zenginlin olan daha yüzünü bile görmediğim bir haftalık kocam.

Yüzünü görmedim derken babam beni satarken görmüştüm. O da benim yaşlarımdaydı ama neden bu yaşta benimle evlenmek istedi bilmiyorum.

Evlenirken de gördüm zaten koronadan dolayı çok kişiyi çağırmadık ki benim tarafımdan kimse yoktu. Zaten kimin gelmesini bekliyorum ki? Babam beni birine satıyor, annem babama bu fikri veren kişi.

Kardeşim ise aralarında en masumu fakat buraya tek gelmeye yaşı tutmuyor. Daha beş yaşında olan kardeşim gelmedi diye onu suçlamıyorum.

Odamdan çıkıp yan odaya yani giyinme odasına gidip biraz bakındıktan sonra üstümü değiştim.

Hafif dağınık topuz yaptıktan sonra ev halimle aşağıya inip kahvaltı masasına doğru ilerledim. Masaya yaklaşınca masanın başında birinin yemek yediğini gördüm. Biraz daha masaya yaklaşınca kocam olduğunu fark ettim.

Yanına gittim. "Eve gelmişsin?" Derken sandalyeye oturdum. "Evet, sakıncası mı var?" Dedi, önümdeki tabağa salata koyarken "Yok, hoş geldin. Sadece evde insan görmek hoşuma gidiyor." Dedim, ağzındaki lokmayı çiğnerken bana baktı. Tekrar önüne dönüp "Hizmetçiler yetmiyor mu?" Dedi, yetiyor ama ben özellikle seni istiyorum. Ne saçma saçma sorular bunlar.

"Onlar benle konuşmuyor." Dedim, elinden oyuncak alınan çocuk gibi masum ve üzgün durmaya çalışarak bakıyordum. Umarım bir işe yarar.

"Çünkü seninle konuşmaları yasak."

Hadi ya, yemin et. Ben bilmiyordum (!)

Bir şey demeden kafamı biraz eğip tabağıma baktım. Tabağımdaki salatayı yemeye başladım. Salata gibi mükemmel bir sey daha varsa o da birden çok salatadır.

"Koltukların oradaki çuval," Diye konuşmaya başladı müstakbel kocacım. Arkamı dönüp çuvala baktım. Kesin cinayet işledi bu vatan haini. Acaba beni de öldürecek mi?

Önüme dönüp kocama geri baktım. "İçindeki altınlar senin. Düğüne gelmeyenler sana yolladı." Diye ekledi konuşmasına, acaba ben o altınları alıp ne yapacağım? Sanki evden dışarı çıkabiliyorum.

"Teşekkür ederim ama gerek yok." Dedim, ulan bana altın getireceğine insan getir duvarlar ile konuşmaktan sıkıldım. Kocam bana tuhaf tuhaf bakarken "Yani evden çıkmama izin vermiyorsun, ben o altınları ne yapacam ki?" Diye konuştum.

Ortamda sessizlik olunca kahvaltı yapmaktan yorulup geriye yaslandım. Az dinleneyim, karnımda yer açılsın, tekrardan yiyecem.

"Benden bir şey ister misin?" Dedi kocam, ne gibi bir sey istememi istiyor? Ne istesem ki? Acaba benimle konuşması için birini tutabilir mi?

"Okumak istiyorum." Dedim, galiba en mantıklısı buydu zaten daha yeni üniversite sınavına girdim. "Olur." Dedi, uzaktan falan eğitim verdirir şimdi bu.

"Zaten ülkenin gelişmesi için kızların da çalışması lazım. Erkeklere bırakınca bi bok olmadığını gördük." Dedi, aşiret kadın düşmanı değil miydi? Ben mi yanlış biliyorum?

"Öyle bakma. Aşiret olabilirim ama bu illah kadınlarını döveceğim, kızacağım, öldüreceğim anlamına gelmiyor." Dedi, sen ne tatlı konuşuyorsun. Tam evlenmelik adamsin. Lan dur! Biz zaten evliyiz.

"Ama aşiret üstün değil mi?" Dedim, aslında üstün görmüyorum ama çoğu şeye kolayca sahip olabiliyorlar. "Sanmıyorum. Para insanı üstünleştirseydi padişah devrine geri dönerdik." Dedi, biriyle konuşmak cidden çok güzel bir duyguymuş.

"Ne okumak istersin?" Dedi, aslında puanlar belli olmadı ve ne okuyacağıma karar vermedim fakat onun karşısında kararsız biri gibi durmak istemiyorum.

"İç mimarlık olabilir fakat tam karar vermedim." Dedim, bu cümlem az kararsız oldu. Gayet güzel ve zekiyim.

"Hangi okulu istersen de gerisini hallederim." Dedi, zenginliğin gözü kör olsun. "Topril yapmana gerek yok, lisede okul birincisiydim." Dedim, aynen okul birincisiyim (!)

Dirseğini masaya koyup biraz bana yaklaştı. "Kaç yaşındasın sen?" Dedi, ona yakından bakarken "On sekiz." Dedim, zaten reşit olmamla hemen evlendik. Nasıl bilmiyorsun?

Yüzündeki şaşkınlıkla bana bakıyordu. "Niye hemen evlendin?" Dedi, bana soran mı vardı bunu? "Uyandımda sana satıldığımı öğrendim, daha ismini bile bilmiyorum." Dedim, geri çekilip arkasına yaslandı. Halen daha bana bakıyordu.

"Batuhan."

Kaşlarımı çatıp bön bön ona baktım "Hah?" Diye istemsizce ağzımdan çıkarken "İsmim." Diye söylendi. Ben cidden malım.

Elimi uzatıp "Eva ben, memnun oldum." Dedim, gülümseyip elimi sıkarken "Memnun oldum." Diye söyledi.

"Eva ne anlama geliyor?" Dedi Batuhan, artık ona kocam değil de Batuhan demek içimi rahatlattı.

"Yaratılan ilk kadını temsil ediyor."

İkimiz de sessizce yemek yedikten sonra bana baktı. "Dışarı çıkmak ister misin?"

Galiba bu soruya hayır diyecek kadar aptal değilim. "Evet."

Gözleriye beni süzerken çekinip kafamı eğdim. "Okula giderken çıkarsın dışarı." Diyen kişiye baktım. Hayır yani neden böyle yaptı ki? Demin güzel güzel konuşuyorduk. Resmen sağ gösterip sol vurdu.

Batuhan, namı değer kocam. Masadan kalkarken bana baktı. "İstersen yarın birlikte dışarı çıkabiliriz." Deyince ona bakıp gülümsedim.

Bu çocuk sürekli umutsuzluğa kapıldığım anda mutlu ediyor. Aşık bana aşık (!)

"Hem sen üniversitelere bakar istediğini seçersin."

Manavdan meyve mi seçiyoruz? Gülümseyip "Tabi, olur." Deyip yanına gittim.

Yanına gidince bana baktı. "Adam akıllı kıyafetim yok.." Dedim çekinerek, karşımda bana bakıp baştan sona süzdü.

"Telefonun yok mu? Bir siteden getirttir. Alışveriş yapan kızları bekleyecek erkek tipi mi var bende?"

Bana doğru biraz eğildi. "Yok." Deyip geri çekilince ona bakmaya devam ettim.

Tek kaşını kaldırıp bana 'Ne var?' dercesine bakıyordu. "Telefonun yok." Deyince bana boş boş bakmaya başladı.

"Nasıl?" Kaşlarını yukarı kaldırıp bana bakıyordu.

"Yok işte."

"Yarın sabah sana telefon getiririm."

Batuhan son sözünü deyip evden çıkınca ben de arkasından ona baktım.

(✿^‿^)

Sizi seviyom heee





AşiretHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin