15

3.5K 186 53
                                    

İyi okumalar :)

---

Bir insan nasıl birinin hayatına kıyabilir? Onu nasıl görmezden gelebilir? Kafamı eğip Öykü'ye baktım. Elindeki barbieler ile oyun oynuyordu. Birinin ismine Dilara koymuştu. Benim karnımda olan çocukmuş, oynattığı bebek. O bebeği bana uzatıp "Bu bebeğe çok iyi bak tamam mı abla?" Diye söylendi. Ben daha karnımdakine iyi bakamıyorum diyemedim.

Batuhan içeriye gelince ona baktım. "Ben bi üstümü değişip geliyorum." Dedi, gülümseyerek onaylarcasına kafamı salladım. İşi olduğunu bu gün gelemeyeceğini biliyordum ama gün içerisinde beni arayıp "Akşama gelmeye çalışacağım, sen nasılsın?" Diye sorular soruyordu. 

Arkama yaslanıp onu bekledim. Onu beklerken Yusuf salona gelip "Ben dışarıya çıkıyorum, bizimkiler ile buluşacağız." Dedi ardından etrafa bakıp tekrar konuştu "Abim halen daha mı gelmedi?" Öykü kafasını oyuncağından kaldırdı. "Geldi üstünü değişecekmiş." Diye Yusuf'a cevap verdi. Yusuf gülümseyerek salondan çıktı. 

Öykü'yü izlemeye devam ettim. Ayak sesine karşılık tekrar kapıya baktım. Batuhan yanıma geldi. Yanağımı öpüp "İyi misin güzelim?" Diye sordu meraklı bir ifadeyle. Kafamı onaylarcasına salladım. "Öykü sen odanda oynamaya devam edebilir misin? Bizim özel konuşmamamız lazım." Öykü bana bakarak ayağa kalktı. "Tamam abla." Derken yerdeki oyuncaklarını eline aldı. Batuhan'ın yanına geçip "Ben ikna ettim kardeşim için." Diye fısıldadı. Galiba benim bunu duymamam lazımdı. Hafifçe tebessüm ettim. Batuhan ise Öykü'ün yanağından makas alıp "Teşekkür ederim prenses." Dedi.

Öykü yanımızdan ayrılınca "Benim senle bir şey konuşmam lazım." Dedim, Batuhan ayakta dikilmiş bana bakarken "Ne oldu güzelim?" Diye sordu. Yalandan boğazımı temizleyip "Otur istersen." Dedim. Batuhan gülümseyen bir ifade ile yanıma oturup elini yanağıma koydu. Yanağımı okşarken "İyisin dimi?" Diye günlük sorusunu bir kere daha sordu. 

Hafifçe kaşlarını çattı. "Eva bi sorun mu var?" Kafamı olumsuz anlamda hafifçe salladım. Alt dudağımı yalayıp "Şey.." Diye mırıldandım. "Hım?" Gözleri dudaklarıma kaydı. Yanağımdaki elini çekip ellerimi sıkıca tuttu. Bana yaklaştığında halen daha dudağıma baktığını fark ettim. "Düzgün dur bir şey söyleyeceğim." Hafifçe geri çekildim. Ellerini çekip bana pür dikkat baktı. "Tamam dinliyorum." Sakince nefes alıp verdim.

"Ben bu gün Serpil'den hap istedim."

"Vitamin için mi?" Gözlerinin içi gülüyordu. Onu hayal kırıklığına uğrattım. Bana karşı içten bir şekilde gülümsedi. Tekrar elimi tuttu, sıkıca ellerine karşılık verdim. "Hayır, düşük yapmak için." Diye mırıldandım. O demin gülümseyen yüzünden eser kalmamıştı. Ellerimi ittirerek bıraktı. Boğazındaki yutkunmaya kaydı gözlerim. 

Hızla ayağa kalkıp bana baktı. "Şaka mı?" Ne yapacağımı bilemediğimden onu izledim. "Hayır." Sesim deminki mırıldanmadan daha gür çıkmıştı. Sanki övünüyormuşcasına çıkmıştı sesim. Gözlerini karnıma dikti. Bir süre karnıma baktıktan sonra gözleri dolmuştu. Yine gözlerinin dolmasına sebep oldum. Acının tatlı tebessümü olarak gülümsedi. İki elini de başının arkasına koydu, arkasını dönüp yavaşça kapıya doğru ilerledi. 

Ellerini başından çekip kapının elçeğini tuttuğunda arkasından seslendim: "Hapı yutamadım." Elini elçekten çekip durdu. Bana doğru döndü "Yalan söylüyorsun." Kaşlarım istemsizce çatıldı. Bana doğru bir adım atıp "İlacı aldın, içtin ama yutmadın." Sesindeki alay mı yoksa hayal kırıklığı mı tarif edemiyorum. "Dalga geçme benle Eva! Bebeği ne kadar istemediğini biliyorum. Yaptın değil mi? Vazgeçtin ondan!" Bana bağırırken ellerimi karnıma koydum. 

AşiretHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin