2

8K 359 353
                                    

Eva'yı eve bırakan Batuhan kendi ofisine doğru gidiyordu. Ofisin önüne gelince arabayı durdurup arabadan çıktı.

Vale Batuhan'ın yanına gelip anahtarı aldı. Batuhan ofise girince asistanlardan biri gelip "Baha Bey geldi, odasında sizi bekliyor." Diye konuştu. Batuhan zaten sinirliydi iyicene sinirle asansöre bindi.

Asansör düğmesine basıp beklerken arkasına yaslandı. Derin bir nefes alıp verdi. Hiçbir şey olmamasını dilemişti. Neydi onu bu kadar strese sokan şey?

Asansör sonunda durunca ofisine girdi. Kendi baş koltuğunda oturan kişiye baktı. "Hoş geldin baba." Dedi Batuhan. Kendi koltuğu dolu diye masanın önünde duran tekli koltuğa oturdu. Baha Bey dedikleri kişi babası olmalıydı.

"Hoş buldum, seni yerinden aldım biraz ama rahatsız değilsindir umarım." Diye konuştu Batuhan'ın babası olan Baha Kuday. "Estağfurullah baba, keyifine bak." Diye söylendi Batuhan. Batuhan'ın aksine babası tek kaşını kaldırdı. "Zaten keyifime bakıyorum. Yakında burada hiç oturamayınca daha keyifli olacam." Dedi, oğlunu koltuğundan düşürmek mi istiyordu?

Batuhan sinirlerine hakim olmaya çalışırken Baha Bey arkasına yaslanıp gülüyordu. Batuhan tekrardan derin bir nefes alıp verdi. "Neden geldin?" Diye sordu.

"Yine öğrencilere ev vermişsin." Dedi Baha Bey, öğrencilere ev vermek yasak mıydı? Öğrencilere ev verdi diye mi evinden taâ ofise kadar geldi? Batuhan tam konuşacakken Baha elini masaya vurup ayağa kalktı.

"Sen bizi iflas ettirmeye mi çalışıyorsun!?" Diye bağırdı Baha Bey. Batuhan elini yumruk yapıp sıkarken babasına baktı. Yüz ifadesi gayet rahattı fakat elini sıkıyordu.

"İflas etmeyiz merak etme."

"Arada sana burayı bıraktım diye pişman oluyorum." Diye konuştu Baha Bey. Sesindeki ve bakışındaki pişmanlık zaten belliydi. "Seni okutmadık diye işte öğrencilere topril yapmana gerek yok." Dedi Baha Bey. Batuhan sinirle bakarken babası ayağa kalktı.

"Cidden okuma isteğini anlamıyorum. Direk şirketin başına geçtin, daha ne istiyorsun?"

Batuhan kendini tutmaya çalışırken ayağa kalktı. "Sana saygım var diye susuyorum." Dedi Batuhan. Baha Bey Batuhan'ı süzüp kapıya doğru ilerken "Sana acıyorum." Diye söylendi. Kapıyı açıp "Akşam size yemeğe geleceğiz." Dedi.

Baha Bey son cümlesini deyip çıktı. Batuhan oturduğu yerden kendi yerine geçti. Oturmadan önce ellerine hakim olamadan elini sinirle masaya vurdu.

Masadaki eşyaları sinirle yere doğru itti. Elini tekrar masaya vurup oturdu. Sinirlerine hakim olmak için "Gözde!" Diye bağırdı. Ofise girerken yanına gelen asistan içeri girdi. "Efendim Batuhan Bey?" Dedi, Batuhan alt dudağını yalayıp "Bana sakinleştirici bi çay may bir şey getir!" Dedi, isminin Gözde olduğunu öğrendiğimiz asistan kız odadan çıktı.

Batuhan arkasına yaslanıp düşünmeye başlarken "Ne istiyormuşum." Diye Baha Bey'in dediğini mırıldandı. "İşlerime karışmamanı istiyorum." Diye söyleyip alnını kaşıdı.

Kapı tıklatma sesi duyulunca Batuhan "Bitmedi bi." Diye mırıldandı. Gözünü açıp kapıya baktı.

"Gir."

Kapıdan Gözde girince Batuhan eline baktı ama Gözde'nin elinde sadece telefon vardı. Batuhan kaşlarını çatıp bakarken "Evinizden geliyor telefon." Dedi Gözde, telefonu Batuhan'a verip odadan çıktı.

Batuhan telefonu kulağına götürdü. "Dinliyorum." Diye ses verdi BatuhanBatuhan'ın sakin aksine telefondaki kişi tedirgindi.

"Eva hanım yarım saattir ağlıyor." Dedi evdeki çalışan Aysel. Batuhan'ın sinirli hali yerine endişeli hali gelmişti. "Neyi var? Ne oldu?" Dedi Batuhan, çok geçmeden cevap geldi.

"Konuşmamız yasak ama kapıdan baktım. Telefonu yere atmış kendi de iki büklüm olmuş hıçkıra hıçkıra ağlıyordu."

Batuhan ayağa kalkıp asansöre doğru ilerledi. "Tamam geliyorum ben."

AşiretHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin