21

1.9K 128 27
                                    

Kanlar içinde olan adamdan gözlerimi ayıramıyordum. Ruhum bedenimden çekiliyor gibi ne hareket edebildim ne de konuşabilirdim. Batuhan elimi tutup "Hadi çıkalım buradan." Dese de benim beynimin içinden gelen o uğultu sesi daha baskındı.

Elimden çekince gözlerimi kan içinde kalan adamdan ayırıp önüme döndüm. Beni çekiştirmeye devam edince depodan hızla çıktık. Batuhan elimi bırakıp önüme geldi: "Beni burada bekle hemen geliyorum."

Bir şey diyemeden ona baktım. Elini yüzümün önüne getirip işaret ve baş parmağını birbirine sürterek ses çıkardı. İstemsizce dikkatimi parmaklarına çekildi. "Eva, duyuyor musun beni?" Kafamı onaylarcasına salladım onun yüzüne bakarken.

Batuhan yanımdan ayrılınca olduğum yerde sabit durdum. Demin birini mi öldürdü o? Duyduklarıma inanmamak için bin tane bahane bulabilirdim ama gördüklerimi ne yapacaktım? Benim kocam, katil miydi? 

Benim aşık olduğum adam.

Katil miydi?

Nefes alışlarım derinleşiyordu. Kalbimin her hızla atışında kalbime bıçak saplanıyor gibiydi. 

Elimde bir hissiyat hissettim, kafamı yerden kaldırdığımda Batuhan'ın elimi tuttuğunu gördüm. "Hadi gidelim." Ben bir şey diyemeden elimden çekiştirerek şirketten çıkarttı. Arabaya geçince ön koltuğa oturdum. Batuhan şoför koltuğuna oturup önce benim sonra kendi emniyet kemerini taktı. 

"Başkası öldürürken, beni korumaya mı çalışıyorsun?" Sesim cılız çıkmıştı ama ortamın sessizliğinden beni duymuştu.

Bir şey demeden arabayı çalıştırdı. Benim konuşasım vardı ama söyleyecek bir söz bulamıyordum. Ne kadar bağırmak istesem de sessiz kalıyordum. En acısı da bunu isteyerek yapıyordum.

Yol boyu sessiz kaldık, yani o konuşmaya çalıştı ben cevap vermedim. 

En sonunda birer yolun kenarında durduk. Bana burada silah işlerini anlatmıştı. "Çıkalım, hava alalım." Zaten arabada boğuluyordum. Hızla emniyet kemerini açıp arabadan çıktım. Batuhan karşıma gelince ona baktım. 

Bana bakışlarında bir gram bile suçluluk yoktu. "Ne gördün bilmiyorum a-" Kafamı diğer tarafa çevirmemle sustu. "Eva." Dedi. "Bana bakar mısın?" 

Ona baktığımda bu sefer gözlerinde suçluluk hissiyatı gördüm. Rol mu yapıyordu, yoksa gerçekten suçlu hissediyor muydu? Gözleri parlamıyordu bu sefer. Her seferinde bana bakan, pırıldayan gözleri bu sefer öyle değildi. 

Konuşmuyorduk ama benim gözlerim dolmuştu. Batuhan ise konuşarak çözemeyeceğimizi anlamış olacak ki belimden çekerek bana sıkıca sarıldı. Dolu olan gözlerime hakim olamadım, omzunda ağlamaya başladım. 

Nasıl hayatımın darbesini bu yaşımda en güvendiğim insandan alabilirim ki?

Ben onun mükemmel bir adam olduğunu düşünürken gördüklerim beni hayal kırıklığına uğrattı. Şimdi karşımda olan adama nasıl 'Seni seviyorum.' diyebilirdim? Nasıl onun gözlerinin içine bakıp gülümseyebilirdim ki? O birinin gülümsemesini sonsuza kadar soldurdu.

Sahi, benim de gülüşümü soldurur muydu?

"Seni kırmak istemedim." Bir elini belimden çekip saçımı okşamaya başladı. "Özür dilerim." Diye konuştu. Gözlerimi işaret parmağımı bastırarak sildim. Geriye çekildim, gözlerinin içine bakarken kendimi suçlu hissediyordum. Benden mi özür diliyordu? Cidden, benden mi ya? 

AşiretHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin