9

5.2K 288 151
                                    

Media; Batuhan

İyi okumalar aşklar

o((*^▽^*))o

Batuhan acele ile demin bağırdığı adamın yanına gitti. Ben de arkasından gittim. "Çocuğun mu vardı?" Diye sordu Öykü'nun elini tutan adam. Batuhan sinirle Öykü'yü kolundan tutup çekti. Öykü Yiğit denilen adamın elini bırakıp Batuhan'ın arkasına geçti. "Bu arada hediyen elime ulaştı, ne kadar ince bir düşünce." Dedi Yiğit, Batuhan sinirlerine hakim olmaya çalışırken elini yumruk yapıp sıkıyordu.

"Böyle devam edersen sana daha çok hediye yollayacağım."

Yiğit ve Batuhan arasındaki gerginlik belliydi ama ne gerginliği? Onu anlamadım. İkisi sinirle konuşurken Öykü'ye baktım. "Yenge, kısa biz zaman sonra tekrar görüşeceğiz." Diyen Yiğit dikkatimi bozmuştu. Ona baktığımda bana gülümsedi. Öykü'ye göz kırparak yanımızdan ayrıldı.

Batuhan sinirle Öykü'ye dönüp derin bir nefes alıp verdi. Öykü'nün önünde eğilip "Öykü yabancılar ile konuşmaman gerekiyor." Diye söyledi, Öykü bana bakınca "Batuhan haklı." Diyerek Batuhan'ı savundum. Öykü benden bir hayır gelmeyeceğini anlayınca tekrar Batuhan'a baktı. "Ama bana senin arkadaşın olduğunu dedi." Diye söyledi, Batuhan sinirlerini koturol etmek istercesine derin bir nefes alış verişi yaptı. "Benim seni tanıştırmadığım hiç kimse arkadaşım değil. Bi daha yapma tamam mı?" Dedi, Öykü kafasını olumlu anlamda sallayınca Batuhan ayağa kalkıp bana baktı.

"Eva eve gidin, bu gün mümkünse korumasız dışarı çıkmayın."

Batuhan'ın dediği cümleden sonra eve geçmiştik. Batuhan ise kapıya koruma koydurmuştu. Gün boyu evde durup Öykü ile oynamıştık. Geceye doğru Batuhan eve gelmişti. Yorgun olduğu için yemekten sonra direkt uyumuştu. Ben ise Öykü'yü yatırıp yatağa geçtim. Yatağa geçtiğinde Batuhan'ı izledim.

Cumartesi

Gözlerimi açıp etrafa baktım. Yatağımda biri eksik gibi hissettim. Kocam yokmuş. Yataktan kalkıp odadan çıktım. Çalışanlardan birine "Batuhan nerde?" Diye sordum ama Batuhan'ın sesi gelince cevap vermediği halde teşekkür edip sesin geldiği yöne doğru yürüdüm.

Yemek masasının etrafında oturmuşlardı. Eva, Batuhan ve tanımadığım birisi vardı. Büyük ihtimalle bu Yusuf'du. Sandalyenin bir tanesini çekip oturdum. "Günaydın yenge." Dedi Yusuf diye düşündüğüm kişi. "Günaydın, Yusufdimi?" Diye sordum. Kafasını olumlu anlamda aşağı yukarı sallarken "Evet." Diye cevap verdi. "Ne ara geldin?" Dedim gülümseyerek. Çalışanlardan biri önüme yemeği koyunca teşekkür etmeyi de ihmal etmedim.

"Sabah beşte geldim de abim aldı beni." Dedi Yusuf, dediği cümlenin ardından Batuhan'a baktım. "Uyandırsaydın ya beraber gidip alırdık." Diye söylendim. Batuhan gülümseyip "Uykunu bölmek istemedim ki bu gün zaten yorulacaksın." Dedi, bugün ne vardı ki? Hatırlayınca kaşlarımı çattım. Bugün akrabaları gelecekti. Kaşlarım normal hale getirip gülümsedim. "Ne kadar mutluyum, anlayamazsın(!)"

Küçük bir kahkaha dan sonra Batuhan bana bakıp "Çalışanlara ne hazırlamaları gerektiğini söyledim yarım saate falan burada olurlar." Dedi, keşke bir şey olsa da gelmeseler.

Kahvaltımı yaptıktan sonra kapının çalması ile göz devirdim. Ya bu kadar erken gelinir mi? Derin bir nefes alıp verdim. "Baban ve annenin ismi ne?" Dedim Batuhan'a bakarak. Salona doğru geçerken Yusuf gülerek "Yenge ayıp be." Dedi, ardından Öykü'yü kucağına alıp koşarak salona gitti. "Emel ve Baha." Diye cevap verdi Batuhan .

AşiretHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin