-5-

1.1K 162 58
                                    

Ne polisler gelmişti ne de Wooyoung tarafından tuzağa düşürülmüştü San.
Güven oyunu burda biterken ağzında acı bir tat kalmış,nasıl bir psikopata rastladığını sorgulayarak elindeki silahı yere fırlatmıştı.

Öleceğini bilmesine rağmen San'a gelmişti.İşler garipleşiyordu.

Kafamda dönüp dolaşan minik karıncalar asla durmuyor sanki beynimin her köşesine sızmak yer edinmek ister gibi birbirleriyle savaş veriyorlardı.

Böyle hissettiriyordu hastalığım.Kafamı
bazen ne yapmam gerektiğini durmadan söyleyen sesler bazen de durmadan karıncalanan hücrelerim yüzünden koparıp atmak istiyordum.

"Bana döner misiniz?"

Hemşirenin telkiniyle kafama sardığım kollarımı göğsümde birleştirdim ve karnıma çektiğim bacaklarımı aşağı indirdim.Bu şekilde daha rahat işini yapabilecekti.Damar yolunu hızlıca açtıktan sonra hekimin girmesini beklemiş ve aralarında birkaç şey fısıldaşmışlardı.Kesinlikle ne konuştuklarını merak etmiyor ya da durumum hakkında bir şeyler öğrenmek için debelenmiyordum.Zaten burdan kaçmak gibi mükemmel bir fikri de karıncalanan beynimin arka köşelerine savurduysam kesinlikle yorgun olduğumdandı.Yoksa defalarca kere burdan çıkıp gitmiştim.Moritatın sahibini durduracak güce sahip değillerdi.

"Wooyoung Bey,dışarıda polis merkezinden gelen arkadaşlar var.Sizle görüşmek istiyorlar.Eğer kend-"

"Çağırın gelsinler."

Orta yaşlardaki güzel hekim cümlesini bitirmesine izin vermediğim için sinirlenmiş olacak ki tek kelime etmeden odadan hemşireyle ayrılmış ve polislerin girmesine izin vermişti.

İki uzun ve yapılı polis memuru kafa selamı verip yatağın yanındaki koltuğa oturduklarında konuşmaya hazır olup olmadığımdan emin değildim.

"Real şapkalı adamı ispiyonlamalısın,
kamera kayıtlarına bakıp onu yakalayabilirler."

"Sen salaksın Seo,neden ispiyonlayacakmış ki Woo onun cezasını ona oyun oynamaya devam ederek de verebilir."

Seo ve Ho yeniden bir savaşa tutuşmuşlarken konuşmalarına izin verdim.En azından bir fikirleri vardı ve beni yönlendirmeye çalışıyorlardı.Benim şuanda onu yapacak gücüm bile yoktu.

"Geçmiş olsun Bay Jung.İyi misiniz?"

Şu hal hatır sorma aşamalarından nefret ettiğim kadar hiçbir şeyden nefret etmiyordum.Halimi merak etmedikleri bu kadar belliyken basmakalıp diyaloglara gerek duymaları sinir bozucuydu.

"İyi değilim desem benden bilgi almaya çalışmayacak mısınız?"

Sessizce söyleyip, yorganımın altında duran makası çıkarmış ve beyaz hasta gömleğimin uçlarını kesmeye başlamıştım.

Daha yetkili olduğunu düşündüğüm
polis diğerine bakarak 'bu ne bok yiyor' edasıyla dudak büzdüğünde gülümseyerek kalp şeklinde kestiğim küçük gömlek parçasını memura uzattım.

Memur eline aldığı parçayı çevirip incelerken diğeri tekrardan söze girdi.

"Nerde bulunduğunuz hakkında bir fikriniz var mı?"

"Biliyor musunuz? cehennemin dibinde bulunduysam beni o bok çukurundan çıkardığınız için bu makasla sizi de doğrayacağım."

Ciddi bir şekilde makası onlara sallayıp daha sonra kahkaha attığımda ikisi de boş gözlerle tekrar birbirlerine bakmışlardı.Medyada görmeye alışkın oldukları havalı ve saygın genç bilim adamı Jung Wooyoung yoktu karşılarında sonuçta.

magoa ⚘ woosanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin