Daha sonra beklemediği bir şey oldu.
Choi San mucizelere inanmazdı ta ki Woo'nun kolunda kelepçe ile kendine doğru koştuğunu görene dek...İpini koparmış köpeklerden farkı yoktu ona doğru koşarken.Tasma misali kolundan asılan kelepçenin soğukluğu bile işlemedi derisine çünkü üzerinde gerçekten ısınmasını sağlayan bir ceket vardı.Kan kokan bir ceketti kanısınca,ya da kendi üzerine sinmiş ölümün kokusuyla mı karıştırıyordu bunu?
"Siktir!"
diye bağırdı San.Artık kendine doğru koşan Wooyoung'a bakmıyor o da arkasına bakmadan mezarlığın karşısındaki harabeye koşuyordu.
Dümdüz arazide saklanabileceği başka hiçbir yer yoktu.Wooyoung ve San peş peşe koşarlarken az önce Wooyoung'un gitmesine izin veren polis arabadan inip koşarak yanına gelen diğer polisin kafasına vurmasıyla kendine gelmişti.
"Adamı neden bıraktın?"
diye sordu daha kıdemli olduğu anlaşılan. Diğeri hatırlamıyordu bile az önce olanları.En son Wooyoung'un bileğine kelepçeyi takmıştı sonrası ise yoktu.
***
Bay Jung koluna kelepçe geçmiş oğlunu görünce heyecanına yenik düştü ve simulasyonu yöneten adamdan simulasyonu durdurmasını istedi.Kanın damarlarında pıhtılaşıp kaldığını hissediyordu.Adrenalin savaş ya da kaç mekanizmasını çoktan aktifleştirmişti."Simulasyonu durdurmam imkansız efendim.En küçük bir hatada bile beyin silkuslarına bağlı kabloların yanmasına ve beyin ölümlerinin gerçekleşmesine neden olabiliriz."
"Siktir"
diye bağırdı büyük efendi.Wooyoung'un hapse alınması, bir hücre içinde simulasyondan çıkana dek kalması,savaşamaması ve San'ın da simulasyonda başı boş dolaşması demekti.
"Madem durduramıyorsun polisi kontrolün altına al"
Simulasyon görevlisi denileni yaptı ve önündeki klavyede bir şeyler yapıp polisin komuta merkezine bağlandı.
"Ona kelepçeyi kilitlememesini ve Wooyoung'u salmasını söyle."
Denileni yaptı görevli.Önündeki mikrofona efendinin söylediklerini aktardı.
Polis memuru tam kelepçeyi kilitleyecekken durdu ve karıncalanan kafasından gelen sesi anlamlandırmaya çalıştı.Kontrol yavaş yavaş kendinden çıkarken kelepçeyi kilitleyememiş ve Wooyoung'a kaçması gerektiğini söylemişti.
"Dur"
dedi Bay Jung.
"Wooyoung'a söylemesini istediğim bir şey daha var"
Görevli istenileni tekrar yaptı ve sistemden çıktı.Şimdi ikisi de polis memurunu izliyorlardı.
"Baban seni bekliyor" dedi polis.
Wooyoung tam koşacakken duraksadı ve ne demek istediğini anlamaya çalıştı.
Polisin bomboş bakan gözlerinde bir anlam bulmaya çalıştı.Babasının adamı mıydı? Babası neredeydi? Nereye gitmesi gerekti? Her yerde aranırken ne yapmalıydı?