14.6K 1K 400
                                    

 零
0

Jeon Jungkook, bir hayalciydi.

Gece saat dördü on geçe, insanların yatağına sızar, arkalarında uzanır, saçlarını koklar ve gitmeden önce kulaklarının tam altına ıslak bir öpücük kondururdu.

Her gece binlerce yatağa, düşe ve hayale misafir olurdu.

Ve binlerce geceden birinde, binlerce yatağın yalnızca birinde, uykusunda uyuyan bir çocuğu peri sandı.

Hayaletler sık sık Park Jimin'e aşık olmazdı ama Jeon Jungkook o gece, görünmez kalbini Jimin'in yastığının altına iliştirmiş, ve yok olup gitmişti.

Şeytanla bir anlaşma yapana dek Park Jimin'in hayalini kurdu.

Bu... alışılabilir bir şeydi. Zira Jeon Jungkook bir hayalciydi.

Ve bir hayalcinin sahip olması gerekenden çok daha fazlasına sahipti.

İpek çarşaflar ve ay ışıkları, parıldayan saç tutamları ve minik eller. Kırpışan kirpikler, büzüşen dudaklar.

Bir yanılsama, ya da yanılsamanın perdelediği bir gerçeklik.

Peri kılığına girmiş bir insan... Tıpkı şarkılarıyla korsanları avlayan sirenler gibi.

Jeon Jungkook, gözünü bile kırpmadan izlediği manzayı, hayalet zihninin en köşesine kazıdı, parmaklarına iki fırça aldı ve her bir zerresini resmetti.

Onun için geri döneceğine dair yeminler etti, kalbi uyuyan perinin avuçları arasına akarken, zeytin gözlerini titrekçe huzurlu yüzde son bir defa gezdirdi.

Ömründe biri daha Park Jimin'i peri sanmamıştı, öyle ya, Jimin aslında hiç mahbup yerine konulmamıştı.

Oysa bir hayaleti dahi kendine aşık edecek kadar güzeldi.

ヅ 

planlanmış onca kurgumun arasında dün gece ansızın aklıma sızan öyküyü yazmaya başlıyorum ya, cidden inanmıyorum kendime =(

bölümleri kısa, sayısı fazla (bilemiyorum) bir hikaye olacak gibi görünüyor sizi öncesinde bilgilendirmem gerekirse. oldukça farklı bir kurgu, kafamda oturan şeyler net değil, dediğim gibi dün gece resmen vahiy gibi indi ama çok fazla sevdim ben, umarım siz de çoook seversiniz. lütfen birkaç bölüm okuduğunuzda yorum bırakın çünkü tedirginim...  

 UKIYO 網 ʲⁱᵏᵒᵒᵏHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin