Taehyung sağanak yağmurun altında kahkahalar atan Jimin'in elinden tutmuş evin bahçesine koşarken, onun kahkahalarının sebebi olmak için çok şey yapabileceğini geçirdi içinden. Gülünce kaybolan gözlerini öpmek istedi. Sımsıkı tuttuğu eli bırakmadan Jimin'i sürükledi peşinde. Ama arkasından gelen küçük bedenin pek de niyeti yok gibiydi eve girmeye.
"Taehyung! Dur! Zaten ıslandık. Tadını çıkarsana!" Jimin elini Taehyung'un büyük avuçlarından kurtardı. Coşkuyla yükselen sesi çınladı gecenin orta yerinde ve Jimin zevk almaya baktı her zerresini sırılsıklam etmiş yağmurdan. Onu bahçede bırakıp verandada bir şeyler arayan Taehyung'a kaydı gözleri. Bir kez daha bağırdı arkasından.
"Eğer şimdi buraya gelip benimle ilgilenmezsen o eve tek başına girersin Kim Taehyung!" Yalancı bir sinirle kaşlarını çatıp olduğu yerden onu izleyen Taehyung'a parmak sallarken korkutucu olmaktan çok uzak olduğunun farkında değildi Jimin. Hatta belki de Taehyung'un onu gördüğü en sevimli hallerinden biriydi o anki hali. Taehyung saksıların içinden bulduğu anahtarla hemen kapıyı açıp araladı hafifçe ve Jimin'in yanına attı kendini.
"O eve tek başıma girmemek için sizinle nasıl ilgilenmeliyim Bay Park?" Taehyung yağmurun altında dönüp duran Jimin'in kollarından tutup durdurdu onu. Bir anda durunca başı döndü Jimin'in. Sendeledi hafifçe. Taehyung'un güçlü kollarına sarıldı elleri. Gözlerini kapatıp sırılsıklam olmuş göğsüne yasladı alnını.
"Ahhhh... Kim Taehyung... Başımı döndürüyorsun." Jimin Taehyung'un kollarında gezinen parmak uçlarını beline indirdi. Beline doladı kollarını. Tıpkı Taehyung'un onun beline dolanan kolları gibi... Taehyung ayaklarını hafifçe yerden kestiği an itiraz etti ona Jimin. Kollarının arasından çıkıp bir adım geriye gitti. Islanıp yüzüne yapışan saçlarını geriye itip güzel yüzünü açtı Taehyung'a. Sanki daha çok görmeye ihtiyacı varmış gibi, sanki her bir milimetresini ezberlememiş gibi...
"Arabada hala yarım kalan bir şişemiz var. İçimizi başka hiçbir şey ısıtamaz. Hadi onu al ve gel. Ben içerideyim." Jimin uzanıp ensesinden sertçe kavradı Taehyung'u ve aceleci bir öpücük bıraktı onun nispeten ince olan dudaklarına. Başı alkolden mi, soğuktan mı yoksa Taehyung'un dudaklarından mı dönüyor emin olamadı. Yağmurun altında titreyen bedenlerini birbirlerine bastırıp alt dudağını dişleri arasına çekti Taehyung'un. Öpücüğüne minik bir ısırık ekleyip öylece bıraktı onu bahçenin ortasında. Gözlerini açmaya fırsat bulamadan git gide uzaklaşan kahkaha sesleriyle fark etti Taehyung onun kaçtığını. Bir akşam içinde tam iki kez, kendi istediği şekilde öpüp kaçmıştı Taehyung'dan.
Jimin eve girip titrek bedeniyle kendini karşısına çıkan geniş pencereli yüksek tavanlı salona attı. Dışarıdan gelen bahçe ışıkları salonu loş bir halde gözlerinin önüne seriyordu. Önüne çıkan üç basamağı inmeden Taehyung'un gelmesini bekledi olduğu yerde. Üzerinden akan suların evin her yerine bırakmak istemedi aslında.
"Geçsene içeri. Hasta olacaksın üzerini değiştir hemen Jimin." Taehyung elindeki yarım şişeyi mutfakla salon arasındaki mermer tezgaha bırakıp Jimin'in meraklı gözlerine dikti bakışlarını. Ayakkabılarını bir köşeye bırakıp çoraplarını ve üstündekileri de çıkardı olduğu yerde. Belinde sıkıca kemerle tutturduğu ve paçalarından sular akan pantolonu hariç yarı çıplak kalmıştı orta yerde. Jimin evi inceleyen meraklı bakışlarını bu defa Taehyung'un üzerine dikmişti ancak esmer olan durumun farkında değildi.
Taehyung Jimin'i arkasında bırakıp basamakları indi hızlıca ve ışıkları açtı. İkisinin de gözleri rahatsızlık hissiyle kısıldı o anda.
"Kapat şunları kapat!" Jimin elleriyle gözlerini kapatıp Taehyung'un yanından geçti ve aralık olan perdeleri sonuna kadar açıp içeriyi bahçenin ışıklarıyla aydınlattı. Çok daha dayanılır, çok daha hoş bir aydınlık kapladı geniş salonu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Weiss ✯ vmin
FanfictionBeyaz... Aklımı bıraktığım, tenimi sattığım, ruhumu dağıttığım toz... Beyaz... Aklıma dolan, tenime karışan, ruhuma ulaşan ten... Weiß - Vmin Cinsellik ve Olumsuz Örnek Oluşturabilecek Davranışlar Barındırıyor. Lütfen Dikkate Alın.