Gözlerim dolu dolu telefonumdaki fotoğraflarımıza bakıyordum. Ben eminim Berkant kötü bir şey yapmazdı. Onu affedecektim, o da beni affedecekti. Sonra barışacaktık. Tekrar biz olacaktık. Başka çarem yoktu. Onun evindeydim hala. Yere çökmüş hıçkırarak ağlıyordum. Gitmeye niyetim yoktu. Bu sefer bırakmazdım. Bırakamazdım. Onu seviyordum.Kapının kulpunun anahtarla çevrilme sesi doldu kulaklarıma. Ayağa kalktım ve tekrar tartışmayalım diye yatağa paytak adımlarla gittim. Buraya gelene kadar beni 'gitti' sanacaktı ama gitmeye niyetim yoktu.
Yatağa atlayarak elimi yüzümü elimin tersiyle sildim ve ağladığımı belli etmemeye çalışarak gözlerimi yumdum. Uyuma numarası yapmakta çok iyiydim.
Ayakkabı seslerinden buraya doğru geldiğini hissedebiliyordum. "Neden hala gitmedi bu şimdi?" diyerek acı verici bir ses tonuyla konuştu. Yatağın ucuna gelerek parmaklarını yüzümde gezdirdi. Bu his o kadar güzeldi ki. Hep eli yüzümü okşasın istedim.
"O kadar kırılgansın ki." Pişmanlık içerisinde konuşması bana daha çok acı veriyordu. Saçlarımı okşarken "Seni her defasında kırdım, biliyorum." Fısıldayarak söylemesi huzursuz olmama sebep olmuştu.
Bu kadar kötü ne yapmış olabilirdi ki?
"Seni hak etmiyorum." Gözlerimin dolmasını engelleyemedim. "Kendi yaptığım hatanın bedelini sana ödettim. Günahımı kendimden çıkaramayacak kadar çok yorgundum. Hırsımı senden çıkardım. Özür dilerim."
"Senin hayatına hiç girmemeliydim, Zühre." Kurduğu cümleye karşı gözlerimden akan yaşa engel olamadım.
"Bu sefer beni affetmeyeceksin. Ben kendimi affedemezken senden nasıl affetmeni beklerim?"
*
Finale son 2💜
![](https://img.wattpad.com/cover/179500384-288-k9556.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
takıntılı [texting]
Short Story[tamamlandı] * [CRİNGE bir hikâyedir, lütfen okumayın] * "Kalbi sökülen bir insanın kalbinin tekrar atması için uğraşamazsın, demiştin. Peki, kabuk bağlamış yaraları kanattığında onları nasıl iyileştireceksin?" *Kapak tasarımı: sadecemeftun