Okura özel, özel bölüm🌺

1.6K 120 135
                                    


Berkant:

Gözyaşlarım yanaklarımı ıslatırken Zühre'nin mezarında toprağını sıvazlıyordum. Toprağını avucuma alıp kokladım. Ölüm kokuyordu benim çiçeğim.

Kan kokuyordu. Silahın namlusundan çıkan barut kokuyordu.

O öldüğünde yüzüne bile bakamamıştım. Cesaret edip mezarına bile gelememiştim. Biliyorum, çok hata yapmıştım. Yalnızlığımı da sonuna kadar hak etmiştim ama onun yokluğu benim canımı çok fazla yakıyordu.

Keşke zamanı geri alıp o iddiayı kabul etmeseydim. Hırsıma yenik düşmüştüm. Eski günler aklıma bir bir gelirken zihnimdeki düşünceler daha çok kötü hissetmemi sağlıyordu.

Acı. Sadece acıyı hissediyordum. O hayattayken kıymetini bilememiştim. Suçluluk duygusu bana intihar et diyordu. Sen de intihar et.

Son kez yüzünü görmek için intihar et.

İntihar edersem gözyaşım diner miydi? Suçluluk duygusuna tekrar yenilir miydim?

"Seni özlemeye bile hakkımın olmadığını biliyorum." dedim gözlerim dolu dolu toprağını okşarken. "Çok hata yaptım. Benim hatalarımın bedelini sen ödedin."

"Hayatımda senden sonra kimseyi almadım. Alamadım. Kalbim acıyor Zühre. Sana yaptıklarım için kendimi affedemiyorum. Aslında bakarsan hiçbir zaman kendimi affedemedim."

Gülümsedim. Burukça bir gülümsemeydi bu. "Senin verdiğin değerin kıymetini bilemedim ya, şimdi herkesin bana gösterdiği sevgi yapmacık geliyor. Herkes yakışıklılığım için seviyor beni. Gerçekte ne kadar kötü birisi olduğumu bilseler beni severler miydi?"

"Keşke her şey çok farklı olsaydı. Keşke sen hayattayken seninle buralardan kaçıp gidebilseydim. Seninle beraber her yere gitmeye hazırdım."

"Kalbi sökülen bir insanın kalbinin tekrar atması için uğraşamazsın, demiştin. Peki, kabuk bağlamış yaraları kapattığında nasıl iyileştireceksin?"

"Hatırladın mı? Sen söylemiştin bana bunları Zühre. Aslında biliyor musun sen benim yüzümden öldüğünde kabuk bağlamış yaralarım açıldı. Kanadı. Çok kanadı. Hala da durmuyor."

"Çok yoruldum biliyor musun? Son kez bile olsun yüzünü görmek istiyorum. Hangi cesaretle bunu Allah'tan diliyorum bunu ama gerçekten biz birbirimizi çok yıprattık Zühre."

"Dayanamıyorum yokluğuna. Gerçekten çok yoruldum. Sensizlik beni çok yoruyor. Bunu gerçekten hak ettim sanırım. Sensiz kalmayı cidden hak etmiş gibi görünüyorum."

"Ne acı bir durum bu? Zamanında yüzünü gördüğü, kendisini sevdiği bildiği halde onu hep kendinden uzaklaştıran birisinin yalnız kalması... Sanırım bunu da sonuna kadar hak ettim sevgilim."

"Selim'i merak ediyorsundur değil mi? O benden daha iyi bir durumda sevgilim. Melek aslında kuzeni falan değilmiş. Yine seni bir kez daha olsun yıkmak istemem ama senden sonra başkasını hayatına almayı becerebildi sevgilim."

"Peki ben? Ben neden beceremedim sevgilim? Sen yokmuşsun gibi neden davranamadım? Hala aşık mıyım sana yoksa? Neden Selim gibi olamadım? Neden? Neden? Neden?"

"Senin mezarında burada taşında otururken bile seni özlüyorum. Aslında bu hikâyede en çok zoruma giden şey senin beni bırakıp gitmen oldu."

takıntılı [texting] Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin