*5*

7.7K 647 191
                                    


Giray'ın dediği komik cümleyle beraber yüksek ve tatlı bir şekilde kahkaha attığımda yüksek sesle güldüğüm için herkesin gözleri buraya dönmüştü. Berkant'ın gözleri ilk önce Giray'a sonra bana odaklandı. Giray'a anlam veremediğim bir bakış attığında Giray'ı kendime çektim.

Kıskandırmaya çalışmama gerek yoktu çünkü Berkant'ın kudurduğuna kalıbımı basabilirdim.

Giray ayaklandığında ne olduğunu anlamaya çalışır gibi anlamsız bir şekilde yüzüne baktım. "Nereye gidiyorsun?" Dudaklarıma tatlı bir öpücük kondururken "Kütüphaneye güzelim. Matematikten proje ödevi aldım. Onu yapacağım." dedi.

"Tamam o zaman görüşürüz."

"Görüşürüz." deyip arkamdan öpücük attığında Berkant'la göz göze gelmiştim. Günlüğümü çantamdan çıkartıp yazmaya başladım.

"Günlerce kollarıma, ayaklarıma, parmaklarıma çizik atıyorum. Bunu yaptığım için pişman değilim sevgili günlük. Beni kimsenin anlamadığını biliyorum. İnsanları tanıdıkça daha çok içime kapanıyor, yalnızlaşıyorum..."

"Her geçen günlerde acılarımı kapatmak için maske takıyorum yüzüme. Güldüğüme inandırmaya çalışıyorum herkesi. İnanıyorlar da. Ben inanmalarını istemiyorum. Beni anlamalarını istiyorum..."

"Onu sevdim. Çok sevdim. Onu kendimden sakınacak kadar çok sevdim. Kendi ruhsuzluğumdan, karanlığımdan, uzak kalsın istedim. Bir bahanesine baktı her şey. Sevmiyormuş. Soğumuş benden. Ben onun için canımı bile verebilirdim ama o..."

"Sevmedi." Fısıldayışım acı bir şekilde etrafa yayıldı. Ama kimse duymadı. Gözlerimin dolduğunu hissettim. Ama ağlamayacaktım. Berkant beni izliyordu. Şaşırmış değildim. Durduk yerde eskisi gibi kendini sevdirmeye çalışıyordu. Benim peşimden koşuyordu. Ama artık eskisi gibi olamazdık.

Ben değişmiştim. Hayat değişmişti ve hayaller bitmişti.

takıntılı [texting] Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin