☆
28.03.1994
İyi ki...
Doğdun.İyi ki.
Sleeping At Last - Saturn
•
"Hangisinden istiyorsun?"
Küçük ayaklarını saran pembe ayakkabılarının ucuyla doğruldu. Ellerini cam bariyere koyup büyük gözleriyle pasta vitrinini taramaya başladı.
Aradığını bulana kadar kaşları çatık bir şekilde etrafına bakındı ve sonunda bulduğunda ellerini çırparak bağırdı.
"Ah işte! İşte orada!"
"Hangisi?"
Minik parmağını cama yasladı ve dudaklarını kocaman araladı. "İşte, görmüyor musun? Üstünde We Bare Bears ayıları olan!"
Güldüm. "Pekala, gel kucağıma."
Ellerini boynuma dolayıp koluma oturdu. Tüy kadar hafifti, hatta tüyden de hafif. Kucağıma alıp yanağından büyük bir öpücük aldıktan sonra görevliye istediği pastayı gösterdim ve ücretini ödeyip aldıktan sonra oradan ayrıldık.
Arabaya geçtiğimizde onu arkadaki küçük ve güvenli koltuğuna oturttum. Ardından direksiyona geçtim ve elimdeki pasta poşetini yolcu koltuğuna bıraktım.
"Nereye gidiyoruz baba?"
Aynadan ona baktım. Meraklı gözleriyle bana bakıyordu. İlginç bir şekilde kıvırcık olan siyah uzun saçları yüzünü çerçevelemişti. Buruk bir gülümsemeyle ona döndüm.
"Anneni görmeye."
Gözleri kocaman açıldı ve küçük ellerini ağzına götürüp şaşkınlıkla açılan dudaklarını kapatmaya çalıştı.
"Hani yurttaki arkadaşlarımın hep bahsettiği anne mi?"
Kalbime saplanan ucu bileylenmiş kelimelerine rağmen gülümsedim.
"Evet."
Bir piyanonun tuşlarından dökülen sevimli bir melodiyi andıran gülüşü ile kıkırdadı.
"Vay canına! Benim de annem var demek!"
Yutkundum. Önüme dönüp boğazıma oturan taştan yumruyu yok saymaya çalıştım ve arabayı çalıştırdım.