"I can't go back to you.
I can't wake up from this dream.
Inside this frozen time,
I'm pacing back and forth endlessly."Bily Acoustie - Monochrome
•
Eve girdim.
Çantamı ve montumu askılığa astım, ayakkabılarımı çıkardım.
Tüm hareketlerim otomatik olarak kontrol ediliyor gibiydi. Beynimdeki düşünceler o kadar yoğundu ki, bedensel faaliyetlerim otomatik vitese alınan araba gibi ilerliyordu.
Odama girip üstümdekileri çıkardım. Siyah bir tayt ve gri bol bir tişört giydim. Saçlarımı ise tepeden bir topuz yapıp ellerimi yıkamaya banyoya gittim. Ellerimi yıkarken aynada kendim ile göz göze geldim.
Bakışlarımdaki yıkık kadını zaten tanıyordum ama orada başka bir şey vardı. Kalbim kırıktı. Sertçe musluğu kapattım.
"İyi yaptın Yun Min. Keşke o dosyayı kafasına geçirseydin..."
Yine sertçe havluya asıldım ve ellerimi sildim. O sırada omuzlarım düştü, yorgun hissettim.
"Ben ne hakla öyle davrandım ki?"
Havluyu kenara atıp odama geçtim. Yatağıma girip yorganı kafama kadar çektikten sonra gözlerimi kapatıp derin bir nefes aldım.
"Ben ne yaptım?"
Homurdanarak yatakta ters döndüm ama ani hareket ile tüm kaslarım acıdı. Saatlerce yürümüştüm. Yürümüştüm çünkü Jackson'ın yüz ifadesi aklımdan çıkmıyordu. Eve gelene kadar yüzlerce kez aklımda tekrar tekrar oynattığım görüntüyle sızlandım.
Dudakları dudaklarına dokunmuştu.
Elleri omuzlarına tutunmuştu.
Ben, o omuzlara tutunuyordum. Ben, onun boynuna sarılıyordum. Kokusunu ben duyuyordum, sıcaklığı ile ben nefes alıyordum.
Dolan gözlerimi ovuşturarak yaşların akmasını engelledim. Sinirle olduğum yerde doğrulup yatağa attığım ve ayakucumda duran telefona uzandım. Rehbere girip aradığım numarayı buldum ve tıkladım.
İkinci çalışta açtığında burnumu çektim.
"Yugyeom-ah..."
Yugyeom'un telefonu eliyle kapatıp izin isteyerek bir yerden kalktığını duydum. Dışarıda olmalıydı. Birkaç saniye sonra sesini duydum.
"Min Min, iyi misin?"
Tekrar burnumu çektim. Gözümden firar eden bir damla yaşı elimin tersiyle sildim. "Pek sayılmaz, yanıma gelebilir misin?"
Yugyeom derin bir nefes aldı. "Tabii ki güzellik. 15 dakikaya yanındayım."
Telefonu kapattıktan sonra iyice yastığıma gömüldüm. Sonra aklıma bir fikir geldi. Instagrama girip arama butonuna tıkladım.
Feng Li.
Sonuç yok.
Ne bulmayı bekliyordum bilmiyordum fakat derin bir nefes aldım. Nedensiz bir şekilde rahatlamıştım. Birlikte fotoğraflarını görseydim ne hissederdim hiçbir fikrim yoktu. Sonra parmaklarım benden bağımsız bir şekilde arama butonuna tıkladı.