Grimsi

2.6K 181 18
                                    

***
Sıkıntıyla nefesimi verdiğimde fotoğrafları kaydırmaya da son verdim.

Zeynep, bir araya gelmemizi, mühim konularda hain planlar yapmamız gerektiğini söylemişti.

Uzun zamandır birlikte okul dışında takılmamıştık diye kabul etmiştim.

Fakat işsiz, amaçsız kalıp tuhaf pozlarla fotoğraflar çekeceğimizi ve hiçbirini beğenmeyişimizin hazin sonumuz olacağını düşünmemiştim.

"Kanka tamam işte, at bunu." dedi telefondaki fotoğrafı işaret ederken.

"Orada güzel çıkmamışım ya." dedim.

Fotoğraftaki boğazlı, kalın, pudra pembesi kazağım boğazımı kaplayacak kadar pofuduktu.

Ellerimle iki yanımda sahte sakura dalları tutuyordum.

Geldiğimiz kafenin dekoratif açık pembe çiçekli sakura ağacı dallarını görünce, güzelliklerine dayanamamıştık.

Heveslendiğimiz kadar güzel olmamıştı fotoğraflar. Veya...
"Sen de hiçbir şey beğenmiyorsun."

"Bunu atıyorum."

"Hayır!"

"Ya nesi var güzel işte."

"Ver telefonumu."
Telefona uzanmaya çalıştım. Kolunu kaldırıp kaçırdı.
Sinirle ne diyeceğimi bilemeden öylece baktım.

"İyi al!"

Sonunda elime vermişti.

"Ya aslında güzelmiş."

Zeynep homurdandı.

Fotoğrafta ekranı kaplıyordum.
Gülümseyip üst köşeye bakmıştım.
Gamzelerimin iki yanında sakura dallarını tutuyordum.

Kumral saçlarım, dalgalı ve geriye atılmıştı.
Birkaç kısa parçası omzumun üzerinden önüme düşüyordu sadece.

Yukarıya baktığımdan grimsi gözlerim dikkat çekiyordu.

Belki zoraki güldüm ama... Çiçekler için atılır be!

Fotoğrafı instagrama yüklediğimde Zeynep'e döndüm.

"İstediğin oldu."
Önce göz devirsede tiribi uzun sürmedi.

"Daha bir sürü soruya cevap almalıyız. Madem halanın kapısına notu Bno bıraktı o zaman hangi seçenekle yaptı bunu."

Elimde kapalı vaziyette duran telefon art arda titremeye başlayınca kilidini açıp bildirimlere baktım.

"Diş macunu seyyar satıcısı olarak mı yapmıştı, topunu balkona kaçıran çocuklar sayesinde mi göndermişti? Hangisi oydu? Bilmiyoruz. Yine yerimizde sayıyoruz, mükemmel."

"Bak bunu düşünmemiştim." dedim Bno'dan gelen mesajları masanın altında tuttuğum telefonda okurken.

"Ayrıca madem bankta yanına oturan Bno değildi. O yanına oturan çocuk neden hazırlıklıydı? Onu Bno tutmuş olabilir. Belki arkadaşı, ona ulaşamayalım diye kandırıyor. O çocuğu bulmalıyız öğrenmek için."

Bno: ohaa
Bno: yapma bunu pamuk şekeri
Bno: vicdansız
Bno: kalbime iniyordu.
Bno: bir de pamuk şekeri rengi giymişsin
Bno: pudra pembesi değil tamam mı, pamuk şekeri rengi!
(görüldü 15.50)

Bno: dayanamıyorum. Kalp var bende. Çarpıyor.
(görüldü 15.51)

~Betül yazıyor...

Betül: Kalp hepimizde olan şey değil mi? Hepimizde çarpan.

Bno: Ne diye bozuyorsun?

Bno: İlla kalp hastası mı olmam lazımdı.
Bno: Gerçi o da yakındır.

Bno: Sanki gözlerinin rengi değil de bakışlarının rengi grimsi.
Bno: Sanırım bir kez daha aşık oldum.

Son gelen mesajla kafamı kaldırıp etrafa baktım yersiz heyecanla.

Zeynep karşımda yoktu!
Zeynep yoktu!

"Ohoo uçmuşun. Kime laf anlatıyorum."

Çok yakınımdan gelen ses ile yerimde sıçradım.

"Ne ara yanıma geldin be?!"

"Pamuk şekeri rengi ne iş?"
"Gerçi Bilinmeyen Numaralı Operatörden bu çıkardı. Mantıklı."

Zeynep'in sorusuyla ona pamuk şekeri olayını anlatmadığımı hatırladım.

En son anlatacakken beni gıcık etmişti, vazgeçmiştim.

Sonra da unutmuş olmalıyım.

"Kar tutmuştuya hani. İlk günü. Mesaj attı aşağıya in diye." Derin bir nefes alıp devam ettim.

"Aşağıya indim, ayak izleri vardı. Onları takip ettim. Sonunda bir banka ulaştım. Üzerinde kar küresi, pamuk şekeri vesaire vardı."

"Yaa. Vesairenin çikolata olmadığını söyle. " diye araya girdiğinde ilerlemesine müsade etmeden devam ettim.

Biliyordum ki devamını da anlat diyecekti.

"Kar küresinde bankta bir kız ve yanındaki ağacın arkasında bir erkek modeli vardı. Yanımdaki ağaca baktım. Oradaydı gerçekten."

"Yaa inanmıyorum! Bu mükemmel. Nasıl ama... Dur bir dakika yüzünü gördün mü?"

"Hayır."

"Bende öyle tahmin etmiştim."
"Bunu bana daha önce neden söylemedin Betül!"

"Unuttum."

"Unuttun mu?" dedi küçümseyici bakışlar atarak.

"İnanmıyorum."
"Biz yüzünü görelim diye uğraşalım sen hayal aleminde yaşayıp sana koşullanana razı gelmeye devam et."

"Oha lan, çok mantıklı konuştum. Ani oldu bu." diye ekledi tepki değişikliğiyle.

"Kanka koşsam yetişemiyorum ki kardan. Ayrıca yüzünde dalin maskesi vardı. Gülmekten koşamadım da."

Gülmeye başladı.

"Dalin mi?" dedi gülerek.
Sonra ciddileşti.

"Hayvan."

Ağzımdan aniden kaçan kahkahaya engel olamadım.

BNO | Yarı Texting (Bitti)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin