"Hiçbir şeyden zevk almıyorum artık" dedi ağzına götürdüğü sigaranın son dumanını da yüzüme üflerken. Nedenini sorarcasına baktım sadece gözlerine, tek bir ses bile çıkarmadan. Bu kadar süredir tanışmamızın hatırına anlaması gerekir diye düşünmüştüm, anlamıştı da. "Bilmem, sadece öylesine" dedi biten sigarasını kül tablasında söndürdüğü sırada.
Söylediği sözlerin beni nasıl yaraladığını bilmiyordu. Beni nasıl paramparça ettiğini fark etmiyordu bile. Hiç mi iyi gelmiyordum ona bu süre zarfında?
Belki de o kadar sene boyunca benim onu tanıdığım kadar o beni gerçekten de tanıyamamıştı. Her zaman bunu yapardı, artık alışmıştım oysa ki. Ama ona karşı hissettiğim duygularımı artık görmezden gelmemeliydi. Bunu artık bana yapmaması gerekirdi. 5 senedir yetmemiş miydi bu kadar acı, bu kadar ızdırap?
Söylemiş olduğu tek basit söz bile, kalbimde bir şeylerin sızladığını, acıyı hissettiriyordu bana iliklerime kadar. 5 sene önce o gün, o şekilde karşılaşmamış olsaydık her şey çok daha farklı olur muydu ki?
Eskiye dönmek ister miydim? Evet. Eskiye dönmek ve onunla yine de tanışmak isterdim. Farklı şekilde, farklı şartlar altında onunla tekrar tanışmak isterdim. Acaba, eskiye dönmek ne hissettirirdi bize?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
lavinia & yoonseok.
Fanfictionaynı hikâye, farklı seçimler. ✉&düz yazı. ✉not: açıkçası bir miktar beyin yakıyorum burada.. ufak tefek yanlışlarda var ama ilk yazdığım fic olduğu için umarım mazur görürsünüz. saygılar.