bölüm 32 - evlensek ya biz?

875 104 107
                                    

"Hyung! Hadi şurada ki şeylere de binelim!" Taehyung heyecanla konuştuktan sonra bir eliyle Jimin'i bir diğer eliyle de Jungkook'un bileklerinden tutarak koşuşturmaya başlamış ve arkalarında 4 beden bırakmıştı.

"Bu çocuk hiçbir zaman büyümeyecek sanırım." Namjoon gülerek konuştuğunda geriye kalan 3 bedende bunu onaylamıştı. "Bizde şuraya geçip oturalım madem." Seokjin eliyle kafe gibi olan yeri işaret ederek önden ilerlemeye başlamıştı.

"Ne alırdınız efendim?" Garsonun sorusuyla hepsi sırasıyla siparişlerini söylemiş ve beklemeye başlamışlardı. "Vay be." Namjoon ortaya bir söz attığında merakla bütün gözler ona çevrilmişti. "21 yaşına girdik, çok ilginç. Üniversiteye girdiğimiz 2 yıl olmuş ama ben sanki daha dün girdik gibi hissediyorum. Ya siz çocuklar?"

"Bende öyle hissediyorum. Hastalığımı yendiğim bile neredeyse 3 yıl oldu. Hatta belki geçmiş bile olabilir. Tabi bu sizin sayenizde oldu çocuklar. Çok teşekkür ederim, gerçekten çok teşekkür ederim. İyi ki yanımdasınız." Hoseok konuşmasını bitirdiği sırada gelen siparişleriyle bir süre susmayı tercih etmişlerdi.

"Jungkook için çok endişelenmiştim. Tanrı'ya şükür onun suçu olmadığı ortaya çıktı. İyi ki ona inanmayı seçmişiz çocuklar. Öyle değil mi?" Seokjin ortaya Jungkook'un konusunu attığında masada geriye kalan bedenler bir anda doğrulmuştu.

2 yıldır başlarına birçok şey gelmişti. Jungkook'un adı neredeyse bir yaralama olayıyla kirleniyordu, fakat tanık olan bir bayan tarafından ismi temizlenmişti. Ki sadece temizlenmekle kalmayıp, bu sayede hayatının aşkını bulmuştu.

Jimin'in çok katı kurallı babası (?) Taehyung ile aralarında ki ilişkiyi öğrendikten sonra onu tehdit ederek yurt dışına yollamaya çalışmış fakat Taehyung kimsenin bilmediği içindeki bir diğer karakterini dışarı çıkartarak Jimin'in babasının karşısında durarak onu yurt dışına göndermesine engel olmuştu. Gayet başarılı bir engel olmaydı.

Taehyung tüm bu olaylar olmadan önce aile içi sorunları yüzünden kız kardeşiyle birlikte kimseye bir şey demeden gidecekken Jimin bu işin içinde bir şeyler olduğunu hissedip onu bulmuş ve gitmesini engellemişti. Taehyung'da tüm bu şeylerin olması karşılığında Jimin'i koruyabilmişti.

Namjoon Seokjin'le kavga edip neredeyse ayrılmanın eşiğine geldiklerinden dolayı zil zurna sarhoş olduğu bir zaman kaza yapıyordu. Ve çarpacağı kişide az daha Seokjin oluyordu.

Son anda kendine geldiğinde kaldırımın kenarında ki kişinin Seokjin olduğunu gördüğünde gözyaşlarına engel olamayarak koşarak Seokjin'in yanına gidip dizlerinin üzerine oturmuştu.

Ve daha sonra da barışmışlardı.

"Çok şey geçirdik bu 3 sene boyunca. Hayatımız kitap olacak derecede entrikalarla dolu çocuklar, fark ettiniz mi?" Yoongi kıkırdayarak konuştuğunda Hoseok'ta yalnızca onu izliyordu.

Yoongi bunu fark ettiğinde heyecanlandığını fark etmiş ve önünde ki içeceğinden birkaç yudum aldıktan sonra geri bırakmıştı. "Neden öyle bakıyorsun ki sen şimdi?" Hoseok oturmakta olduğu sandalyesini Yoongi'ye biraz daha yakınlaştırmış ve ellerini çenesine koyarak konuşmaya başlamıştı.

"Çünkü, çok güzelsin. Güldüğün zaman görünen diş etlerin çok güzel, erkeksi duran ellerin çok güzel, babyboy mu daddyboy mu belli olmayan kişiliğin çok güzel. Sen, çok güzelsin." Hoseok bir süre sustuktan sonra konuşmasına iki kelimeyle devam etmişti. "Sahi Yoongi?" Yoongi soru dolu bakışlarını Hoseok'ta kenetlediğinde söylediği şeyle soru dolu bakışları şaşkınlıkla dolu bakışlarla yer değiştirmişti.

"Evlensek ya biz?" Seokjin içmekte olduğu kahvesini duyduğu şeyle püskürttüğünde Hoseok yüzüne gelen ıslaklığı sinirle silmişti. "Yavaş olsana biraz Seokjin?" "Ne? Ben mi yavaş olacağım? Bizden az zamanınız var asıl siz yavaş olun! İlk önce biz evlenmeliyiz, değil mi Namjoon?" Namjoon yalnızca kıkırdayıp bir şey söylemediğinde Seokjin masanın altından bacağına vurarak sözlerine devam etmişti. "Bir şey söylesene hayatım?"

lavinia & yoonseok.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin