-3-

15.8K 1K 1K
                                    

-2018- (Eylül) jimin

"Jeon jimin"

Uçak biletimi aldıktan sonra, babamı aramak için telefonumu elime almıştım.. bu yaz tatilinde hobi olarak edindiğim şey, Dünya'yı turlamaktı. Bir kaç gün önce hedefim olan bütün ülkeleri gezip, okullarım açılmadan hepsini tamamlamıştım..

"Alo. Baba, nasılsın?"

"İyiyim oğlum. İş güç, sen neler yapıyorsun? Bitti mi turun?"

"Bitti babacığım. Hatta bir kaç saat sonra uçağa bineceğim."

"Oh, okullar açılmadan halletmene sevindim."

"Baba.. Ben teşekkür ederim. Bütün masraflarımı sen ödedin."

"Elbette ödeyeceğim. Ben senin babanım, hem kafanı dağıtman beni çok mutlu etti."

"Abim ve annem nasıl?"

"Onlar da iyiler. Seni çok özlediler"

"Özledi olacaktı sanırım babacığım. Unuttun mu abim benden nefret eder" derin bir iç çektiğimde, babam da beni tekrarlamıştı.

"Yıllar geçti. Neden hala böyle yapıyor anlamıyorum."

"Ben de anlamıyorum... Her neyse, akşam geleceğim baba. O zaman konuşuruz. Bay bay"

"Bay bay"

Telefonu kapattığımda, gözlerimin dolduğunu hissetmiştim. Üvey de olsam, ailemi çok seviyordum, ama abim beni asla sevmiyordu..

Bir kaç saat sonra

"Ben geldim~"

Kapıdan içeriye girdiğimde, bütün gözler bana dönmüştü. Yalnız bir çift göz bana bakmıyordu.. abim.

"Ahh oğlum. Tanrım seni çok özlemişim!"

Annem gelip, yanaklarıma sulu öpücükler kondururken geri çekilmedim. Sevilmeyi özlediğimi hissettim..

Babamla da sarıldıktan sonra, annemin  geri dönüp, hyungumu dürttüğünü görmüştüm.. Hyungum, isteksiz bir şekilde ayağa kalkıp tam karşıma geldiğinde. Bir milim oynamayan surat ifadesine bakıyordum. Yapay bir şekilde konuşmaya başlamıştı.

"Hoş geldin sevgili kardeşim PARK jimin"

Soy adımı bastıra bastıra söyleyerek, üvey olduğumu tekrardan hatırlatmıştı.. Hiç yüzüme bakmadan, merdivenlere adımladığında, annemin arkasından bağırmasıyla, duraksamıştı.

"Jungkook, kardeşin ile doğru konuş. Onu kırmaya hakkın yok!"

Gözlerim dolarken, sinirli bir şekilde arkasına dönmüştü.

"O benim kardeşim değil! Ben tek çocuğum! O üvey ve fazlalık!"

Annem ve babamın ağzı kocaman açıldığında, hyungum hızlı hızlı merdivenlerden çıkarken, gözlerimi silip üvey aileme dönmüştüm.

"Doğru söylüyor.."

"Hayır jimin saçmalama. Onu biliyorsun.." Babam konuştuğunda, zorla tebessüm etmiştim.

"Ben dışarıya çıkacağım. Hava almam gerek"

"Tamam oğlum"

Dışarıya çıkıp, bir taksiye bindiğimde, buraya en yakın barı tarif etmiştim..

••••••••••••••

Kafamın içi dönüyordu. Fazlaca serhoş olmuştum.. eve girip hızla merdivenlerden çıktığımda, hyungumun Odasına yönelmişti ayaklarım... kapısını yavaşça açtığımda, cama dönük olan koltuğunda, kitap okuduğunu görmüştüm.. sanırım kitaba kendini kaptırdığı için beni duymamıştı.. Duvarına yaslanıp, yere oturduğumda, bir süre onu izleyip, konuşmaya başlamıştım.

"Haklısın.." dilim zor dönüyordu..

Kafasını hızla bana çevirdiğinde, çatık kaşları ile beni izliyordu.

"Sen ne diye odama izin almadan girebilirsin?"

"İzin istesem, odana alacak mısın?"

"..."

"Ben, jeon ailesinin biricik oğlu için tutulmuş oyuncak bir üvey evlatlığım. Gülünç değil mi?"

"Evet."

"Kendimi bir fahişe gibi hissediyorum"

"Ne alakası var?"

"Öyle hissetmemi sağlıyorsun!"

"Öncelikle sesine dikkat et. Ve kendini fahişe gibi hissetmene gerek yok. Sonuçta Senin bedenini kullanmıyorum."

"Çünkü benden nefret ediyorsun."

"Evet. Senden nefret ediyorum park jimin"

"H-hep bunu yapıyorsun.. şerefsizsin sen!"

"Ben senden büyüğüm! Benimle doğru konuş!"

"N-ne olacaktı beni kabullenseydin? Küçücüğüm zaten.. kalbim acıyor jungkook.. kalbim çok acıyor. Seninle iyi anlaşmak istiyorum, ama sen hep beni tersliyorsun. Neden? Çünkü tek kardeş olmak istiyorsun.. Sen inatçının tekisin işte! Bu dünyada herkesin istediği olmuyor tamam mı? Sen öz çocuksun. Ben de istiyorum... Senin ailen yerine kendi ailemi istiyorum.."

Ağlamam şiddetlendiğinde yanıma geldiğini hissetmiştim. Ama gözlerim benden habersiz çoktan kapanmıştı bile...

Selam! Ben gelim~ ve gidiyorum! Bay bayyy

stepbrother | kookminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin