GS/BEFM~ 1.1.Bölüm: "Değişen Şeyler"

4.9K 260 1.4K
                                    

DÜZENLENMİŞ BÖLÜM!!!

Herkes buraya başladığı tarihi bırakabilir mi?

Umarım bölümü beğenirsiniz...

İyi okumalar :)

Aynanın pürüzsüz yüzeyine düşen ve benim tam olarak odaklanmadığım için silik gördüğüm yansımam, gözlerimin içini yakarak parlıyordu.

Buğulu gören gözlerimi kıstım. Ayna parçalanmış ve parçalanan camlar gözlerimin içine batmış gibi yanıyordu gözlerimin içi.

Akşamın bilmem kaçıydı...

Ah, pardon... Sabahın bilmem kaçı demek istemiştim. Çünkü saatin beş olduğunu banyodan çıkıp odama girdiğimde görmüştüm.

Yatağıma ilerleyip, örtünün altına girdim. Saatlerdir doğru düzgün uyuyamıyordum. Bir saat uyusam, uyanıp bir o kadar daha uyanık kalıyordum.

Kendimi bir garip hissediyordum.

Tam göğsümün üzerinden bir şeyler yaka yaka mideme doğru akıyor ve midemde fokurduyorlardı.

Bu hissi biliyordum ama sebebini bilmiyordum.

Bu his şey gibiydi... Hani aşık olduğumuz insanı göreceğimiz için heyecanlanırız ya. Bir şeyler olur içimizde. Tam da öyle bir şeydi.

Ancak sorun şu ki, ortada aşık olduğum biri yoktu.

İçimdeki küçük Liya'nın kıs kıs güldüğünü duydum.

Her ne kadar kaşlarımı çatsamda hiçbir zaman ona kızamıyordum. Çünkü o bana Kasırga'mı, küçük adamımı, Arat'ımı; kısacası çocukluğumu hatırlatıyordu.

Acıyla gözlerimi yumdum ve birkaç dakika sonra bilincim parçalara ayrılarak, etrafa savruldu.

♧♧♧

Tül perdenin ardından sızan güneş ışıkları keskin birer bıçak hamleleri gibi göz kapaklarıma saplandılar. Arkasından duyulan ses ise benim için yükseliyordu.

"Rüya, uyan artık!"

Her ne kadar uyanmak istemesemde annemin meşhur terliklerinin hedefine de girmek istemiyordum. Bu yüzden ikinci defa ismimi duyduğumda oflaya puflaya yataktan çıktım. Odamdaki banyoya giriş yaptığımda, lavabonun karşısındaki aynada kısık ve uykulu gözlerle bakan, saçları dağılmış bir ben duruyordum.

Ben kim miydim?

Zihninizde boş bir sayfa açıp, tam ortasına bir çizgi çektiğinizde ardından da çizginin üst kısmına bir kadın çizdiğinizde oluşan o varlıktım ben.

Kızıl kahve renginde, düz ve uzun saçları olan, 1.60 boylarında, yeşil gözlü, güldüğünde yanaklarında papatya gibi açan gamzeleri de olan... İşte o Rüya Elmas'tı.

Daha sonra çizginin alt kısmına geçip, bir kız çocuğu çizmeye başladığınızda oluşan o varlık da bendim.

Uçları dalgalı, upuzun, kızıl kahve renginde saçları olan; kocaman yeşil gözleri ve minik bir bedeni... İşte o da Liya Elmas.

Ruhunda bir oğlan çocuğu saklayan, avuç çizgilerinde bir oğlan çocuğunun öpücük izlerini besleyen küçük bir kız çocuğu...

Ben, Rüya Liya Elmas...

İki ruha sahip bir bedenden oluşuyordum ben aslında. Rüya, mantıklı ve gerçekçi yanımdı. Liya ise duygusal ve çocuksu yanım.

Ben Rüya'ydım ama Liya'yı yaşatıyordum. Çünkü Liya farklıydı, özeldi. Onu farklı kılan bir şey, daha doğrusu biri vardı ama aynı zamanda yoktu da.

Geçmişin Senfonisi/BEFM (Senfoni Serisi I)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin