Seni gebertirim Eda yellozu... !!
Eda yı karşıma alıp bağırmaya başladım:
" Bana sormadan nasıl böyle bir karar alırsın sen ? Ben bu evde yaşamıyor muyum? Hele ki Can denen o öküzü evimde istemiyorum Eda!...." sözümü yarıda kesip sakin bir ses tonuyla:
" Başak o öküz dediğin kişiyle ben çıkıyorum biraz saygılı olur musun ? Hem neden bu kadar sert tepki veriyorsun anlamış değilim.Senin hatandı o gün olanlar. Sana bir zararı olmaz bu evde olmasının. Can değil bir başkası olsa seni daha kötü durumlara düşürürdü.Bu evde kalmasını istememenin altında başka bir şey mi var ? dedi.
Sinirden saç tellerim havaya zıpladı resmen. Onu oracıkta öldürsem ne olacaktı acaba ? Boğazlamak istiyordum. Saçından tutup duvarın her bir köşesine yapıştırmak istiyordum. Dediğine bak kızın ya Allahım ya resmen Can a karşı bir şeyler hissettiğimi düşünüyor.Kendimi toparlayıp:
"Başka ne olcak Eda ne demek istiyorsun benim kızdığım nokta bana danışmadan çocuğa olur demen. Annemler falan duyarsa ne olacak?"dedim.
"Ya gerçekten abartıyorsun. Nereden haberleri olacak? Annenler gelirse eğer arkadaşlarına kalmaya gider. Zaten eşyasıda yok sadece kıyafetlerini falan alıp benim odama yerleşecek sana bir zararı olmaz merak etme. " dedi.
Bunun üstüne ne diyebilirim ki? Yok olmaz desem zaten kararlarını almışlar. Hem yerleşmese de sevgili oldukları için sürekli eve gelecek bunu kabul etmek zorundayım.Aman banane ya ne halleri varsa görsünler zaten çok geçmez ayrılırlar çıkar gider evimizden. Kendimi küçük düşürdüm yeteri kadar. Gelsin o amazonların odunu ne yapayım artık.
" Tamam Eda siz zaten kararınızı almışsınız.Bana bulaşmasın evde de don atlet gezmesin o zaman kötü olur! " dedim.
Sevinçten havaya zıpladı salak geldi öptü. "Hemen Can ı arayımda gelsin bugün " dedi. Hoplaya zıplaya odasına gitti.
Bu olanlar kabus gibi ya hemde bitmeyen kabus hatta gün geçtikçe üstüne katlanan bir kabus off offf. Akşam yemek yapıp içine fare zehiri koysamda ikiside geberseler keşke.Ne diyorum ben ya katil yapacak bunlar beni. Neyse katlanacağız artık kaçış yok şimdilik.
1 saat sonra...
Eda evin içinde süpermen gibi bir oraya uçuyor bir buraya. Can gelince dağınıklığını pisliğini görmesin diye akşam evine yetişecek gündelikçi kadınlara döndü. Odasını topladı, her yerin tozunu aldı, süpürdü sildi. Yemek yapmaya geçti. Şaşkınlıktan ağzım açık kaldı.Eda ya temizlik yapacağız deyince ölü taklidi yapardı hastayım derdi işim var derdi kaçardı. Aslında Can ın gelmesi iyi mi oldu ne ? Ben kesinlikle yardım etmedim aldım elime bir roman açtım ortasını okuyormuş gibi yapıp aynı sayfaya 1 saat baktım. Çok geçmeden dayanamadı herhalde mutfaktan bana seslendi:
" Başaaaakk canım bir gelebilir misin ? "
Yağ çekiyor pislik resmen .Neyse tamam deyip yanına gittim. Çorbayı karıştırmamı istedi. Kendi duşa girecekmiş. Çok terlemiş Can gelmeden duş alması gerekiyormuş.Tamam dedim ifadesiz bir suratla aldım kaşığı elinden . Teşekkür edip yanağımdan öpüp kaçtı. Deli ya ne kadar sinir olsamda onu böyle mutlu görmek hoşuma gitmişti. Belki ben olaylara tersten bakıyordum.Bari salata yapayım da bi jestim olsun dedim. Çorba piştikten sonra altını kıstım yeşillikleri yıkamaya başladım. Sonra onları kafam kadar kesiyordum ki zil çaldı. Hass... elimi kestim bayağı bir derinden.Peçeteyle bastırmaya çalıştım. Can gelmiştir kesin mecbur kapıyı açmam lazımdı. Kapıyı açmaya giderken kan heryere aktı durmuyordu.Elimle uğraşırken kapıyı açtım . Hoşgeldin dedim bakmadan ..
" Ne oldu sana böyle iyi misin ?" diye bi bağırış sesi duydum.Kafamı yukarı kaldırdığımda şok oldum. Can ın yanında Bora vardı!!! İyiyim dercesine kafamı salladım.Peçete kaydı kanlar hızlandı. Başım döndü. Galiba bayılacaktım.Ya da tansiyonum falan yerinden hopladı.Biraz kan tutuyordu beni.Yere çöktüm bir an Bora nın dışında heryer karanlık elimi tuttu peçeteyi bastırdı. Konuşuyordu galiba ama ben duymuyordum sadece dudakları oynuyordu.Kömür gözlerine öylece baktım.Ne kadar güzellerdi. Kirpikleri uzun uzundu. Dudakları ruj sürülmüş gibi pembeydi.Buğday tenli. Biraz kirli sakallıydı. Ne kadar yakışık lıydı.Acaba öldüm de cennette miyim?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hayatı İçtim
Genç Kurgu... Hissizliği hissediyorum.Kafamda milyonlarca hayal, dibi görünmeyen düşüncelerim var... Gerçek hayat nedir anlayamıyorum.Sadece elimde kalan bir kaç saatlik sahte mutluluk. İlacını almış bir hasta gibi mutluluğu istiyorum... 18 yaşında,uyuşturucu...