6-Kurtarıcı

3.9K 146 7
                                    

Sabah Canan aradığında hazırdım. Eşyalarımı küçük bir çantama koyup aşağıya indim. Bayram ve Canan beni bekliyorlardı, hava güneşli ve güzeldi.

Hamamın önünde durduk ve içeri girdiğimizde hazırlanmak için soyunma odalarına geçtik. İçerisi oldukça temiz ve büyüktü.

-Burda özel kutlamalarda yapılıyor. Dedi Canan hemşire.
-Güzel ve değişik bir kültürmüş dedim.

Dışarıda hamam havuzu da vardı. Biraz ısındıktan sonra masaja geçtik. O kadar rahatlamış hissediyordum ki. Az sonra Canan hemşire yanıma geldi.

-Evrim, İlçe sağlıktan aradılar sağlık ocağına malzeme gelmiş dedi. Sen istersen dur ben Bayram'ı çağırayım gelip beni alsın dedi.
-Tamam Canancım. Benim yapmam gereken birşey var mı? Dedim.
-Yok sen dinlen biraz ben halledip hemen dönerim.

Havlumu üzerime sarınıp biraz hava almak için araya dinlenme bölümüne çıktım. Bu alan uzun kolonlu ve adeta eski camileri hatırlatan kubbeli tavanlı bir yerdi. Dinlenmek için eski tarz sedirler koymuşlardı. Köşedeki sedire gittim, yanımda getirdiğim diğer havluyu üzerine serdim ve uzandım. Hamam çok kabalık değildi ama sıcaklık biraz beni mayıştırmıştı, zaten böyle sıcak ve nemli havalar hemen uykumu gelirdi.
...
Güneş parıl parıl etrafta koşuşturan çocuk sesleri...

Ağaçların arasından süzülen güneş tenimi ıssırıcasına dokunuyor ama yakmıyor. Hafif serin meltem boynumdan vücudumu yayılıyor. Saçlarım rüzgarda dalgalanıyor, etrafımda kahkahalarını duyuyorum, bir grup insan, ama göremiyorum... Usulca gözlerimi açıyorum biri var, tanımıyorum ama sanki uzun zamandır tanıyormuşum hissi veren biri. Uzun boylu, yüzü sert ama gözlerinde merhameti görüyorum. Gözlerimi kapıyorum... Tekrar açıyorum... Alpay sen misin? Tekrar kapatıyorum sanki elimi uzatsam dokunacağım.

Gözlerimi açıyorum... Aman Allahım ben nerdeyim?

Hamam da uyumuşum ama bu sesler erkek sesleri. Gittikçe yaklaşıyor üstelik. Ne oluyor böyle...

Toparlanıp hemen bir sütunun arkasına geçtim. Ne oluyordu? kadınlar hamamında erkeklerin işi neydi? Üstelik ben nasıl uyuya kalmıştım? Ne kadardır uyuyordum?
Telefonum giyinme odasında, erkek seslerinin geldiği taraftaydı. Oraya gidip Canan hemşireyi aramam gerekiyordu. Üstelik herkes nereye gitmişti? Sesler dışında kimse yoktu. Sesler yaklaştıkça usul usul geri geri yürüyüp kendimi gizlemeye çalıştım. Böyle beni görürlerse, düşüncesi bile aklımı başımdan almaya yetti. Derken tam arkamda bir şeye çarptım. Birinee.....
....
Bu gün hamama gitmek için bizimkilerle söz vermiştim. Çok keyfim yoktu o yüzden üzerimi değiştirdim, havlumu sarınıp kalabalıktan sıyrıldım, içerisi çok sıcaktı. Dinlenmeye ihtiyacım vardı. Zaten aşiret işleri yeterince kafamı bunaltmıştı. Dün bütün gece Berat'ın sarhoşluğu ile uğraştım bir de!

-Abim içmeyi bilmiyorsan içme diye kaç defa uyardım seni?
-Abi seviyorum Revin'i amcama diyeceğim onu bana versin.

Ayakta duramıyordu. Yatağına yatırdım. Berat yıllardır küçük amcamın kızı Revin'i seviyordu ama ortanca amcam kendi kızı Roj'u benimle ya da Berat ile evlendirmek istiyordu. Çünkü biz Karaaslan ailesinin en büyük erkek torunlarıydık. Berat benim üvey kardeşimdi. Annem öldükten sonra babamın ikinci eşinden olmuştu, ama onu özüm bilirdim. Küçüklükten bu yana koruyup kollardım.

Düşünürken dinlenme alanına varmıştım. O sırada bir kolonun arkasına koşan birini gördüm.  Başımı olduğu tarafa doğru uzattım arkası dönüktü beni görmüyordu ve bu bir kadındı onun burda ne işi vardı!!

Öğlenden sonra erkeklerin hamama giriş vaktiydi. Saatleri karıştırmış ya da başka bir  karışıklık vardı. Sessizce ilerledim korkutmak istememiştim ama o da geri geri bana doğru geliyordu. Beni fark etmediği belliydi, etrafta yankılanan seslerin nerden geldiğini çözmeye çalışır gibi sağa sola bakınıyordu. Güldüm... bu kadın çok aptaldı ve burdan olmadığı belliydi.
...
-Aayyy!! Sen kimsin? Kadınlar hamamında ne işin var? Her yerde bir sürü erkek var!! Ne oluyor böyle?

Korkuyordum ama korkumu belli etmekte istemiyordum. Üstelik bu ızbandut sinsi sinsi arkamdan yaklaşıp  beni korkutmuştu.

-Asıl sen kimsin?

Bana kim olduğumu soruyordu. Her an birinin gelip bizi görmesi an meselesiydi.

-Sanırım siz saatleri karıştırdınız, sabahtan bayanlar girer öğleden sonra da erkekler. Siz yanlış bir zaman diliminde gelmişsiniz, dedi.
-Ah kafam ya! Ne gelmesi ben burda uyuya kalmışım, dedim.

Hayatımda başıma gelebilecek en kötü olaydı bu! Nasıl olur saatlerce uyuya kalırdım. Üstelik Canan Hemşirenin gelip beni bulması gerekirdi. Lakin bunları düşünmek için çok geçti, bir an önce burdan çıkmam gerekiyordu.

-Benim burdan çıkmama yardım et lütfen!

Dedim adama dönüp, merhamet edip beni rezil olmadan çıkarması için yalvarmaya başladım. Eğer burda bu halde yakalanırsam kariyerime gelecek zararı düşünemiyordum bile işte o zaman tükürdüğümü yalayıp İstanbul'a dönmek zorunda kalırdım.

Adam cevap veremeden girişin önüne doğru yürüyen birinin ayak seslerini duydum. Hemen belindeki havluya yapıştım.

-Hop hop hop, dur napıyorsun!!

Gerçekten ne yapıyordum ben!

-Havlunu ver çabuk başıma örteyim. Dedim.

Acınacak halime gülüyordu bir taraftanda çekiştirdiğim havlusunu sıkıca tutup benden kurtardı.

-Sakin ol dur! Ben gönderirim şimdi onları dedi ve girişe doğru yürüdü.

Bağırdığını duyuyordum ama söylediklerini yankıdan ötürü anlayamıyordum.

Ne oluyordu?

Kimseye görünmeden burdan çıkabilecek miydim?

Bir kaç dakika sonra elinde bir havlu ile geri geldi.

-Al omzuna ört bunu, böyle görmesinler.

Havluyu aldım üzerime örttüm.

-Buraya mı geliyorlar?
-Merak etme buraya gelmeyecekler, ama seni burdan çıkarmamız gerekiyor, dedi ve güldü.
İçinde bulunduğum durum çok mu komikti! Bu adama resmen benimle alay ediyordu!
-Nerden çıkacağım? Hamamın içimden geçemem ya! Beni görürler.
-Şu arka taraftan çık dedi.

Eli ile işaret ettiği yerde dışarıya açılan bir kapı vardı.

-İyi de kıyafetlerim?

Bu halde nasıl dışarı çıkardım kafayı yemiş olmalıydı. Hamamda rezil olmak dışarı çıkmaktan hafif kalırdır.

-Bekir'e haber verdim dışarıda bekliyor, seni alıp gideceğin yere bıracak Doktor.

Eyvahlar olsun bu adam beni tanıyordu!!!

YANGIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin