39-Yarım Kalan

1.2K 31 2
                                    

-Anne şey.
-Alpay'ın arabası değildi sanki, başka birisiydi değil mi?

Anneme yalan söylemek istemiyordum ama olanları da anlatamazdım.

-Alpay değildi.
-Kimdi kızım çatlatma da söyle.
-Anne yorgunum ve midem de kötü uyumak istiyorum.
-Evrim bu halin hiç hoşuma gitmedi.
-Ne varmış halimde?
-Kaçar gibi cevap veriyorsun sorularıma baksana! Ne oluyor kızım? Gece vakti kim bu evimize gelen kişi? Yüzünü de göremedim karanlıkta ama bir adamdı besbelli.
-Annecim yarın konuşuruz hadi gidip uyuyalım.
-Sen söylemiyorsun ama yakında öğrenirim ben.

Güldüm annem belli ki bana sinirlenmişti.

-Ciddi birşey olsa söylerim anne, benim İstanbul'a döndüğümü duyan bir arkadaşım gelip görmek istemiş.
-Bu saatte? Gecenin bir saatinde? Günler çuvala mı girmiş?
-Ay anne çok soru soruyorsun, önemli birşey değil diyorum.
-Anlıyorum kızım da hem artık nişanlısın bak Alpay duyarsa da üzülür.
-Anne Alpay ile aramızdaki şey bir aşk ilişkisi değil biliyorsunuz yani en azından bunu akıl edebilirsiniz değil mi?
-Alpay'ı sevmediğini mi söylüyorsun?
-Alpay'ı elbette seviyorum anne ama bir eş olarak değil.
-Başka biri mi var kızım? Yoksa bu gecenin bir saati kapıya gelen adam mı?

Anneme ne diyebilirdim ki 'Evet' desem bile neyi açıklayabilirdim. Benim için çok zor bir dönemdi.

-Hayır anne sevmiyorum kimseyi ben. İçin rahat olsun.
-İyi peki öyle olsun. Alpay iyi çocuk kızım.
-Eee anne.
-Yani hayatta her zaman böyle şeyler denk gelmez. Bir kere olur herşey, sadece bir şansın olur ve bir kere de evet demediğinde herşey gider. Sonra kala kalırsın.

Kahkaha attım.

-Yani Alpay giderse onun gibisini bulamazsın mı diyorsun?
-Yok kızım Alpay gibi eli yüzü düzgün ailesi soyu sopu belli birilerini bulmak zor diyorum.
-Anne ne çok büyütmüşsün gözünde onları. Onlarda senin benim gibi insanlar.
-Sen öyle san! Kızım kaç nesildir doktor onlar, aristokratlar yani.
-Tamam bizde iki kuşaktır doktoruz. Babam sonra ben.
-Senin için herşey bu kadar kolay dimi Evrim.
Bak ben bu zamana kadar sana evliliğin lafını etmedim. Üniversite okuyayım yok tayin olayım derken bak yaşın geçiyor.
-Anne ne yaşı ya insanlar kırkından sonra bile evleniyor.
-İnsanlar evleniyor da çocuk çoluk öyle zor oluyor işte. Bizde artık torun sevmek istiyoruz.

Annem ilk kez böyle şeyler söylüyordu. İçine mi doğdu kadının ne!

-Tamam anne herşey sırayla bakalım. Hadi gidip uyuyalım artık.
-İyi tamam seni çok özledik Evrim, diyip bana sarıldı bende ona sarıldım.
-Neyse hadi bu kadar duygusallık yeter hadi uyuyalım, sabah Sarperlerle alışverişe gideceğiz. Malum düğünümüze iki hafta kaldı hazırlık yapmak lazım.
-Offf anne ya, diyip odama çıktım ve yatağıma yattım.

Düşünceler içinde saat kaçta uykuya daldığımı bilmiyorum ama sabah uyanmak benim için oldukça zor oldu kahvaltı edip Sarperlerin şöförünü beklemeye başladık. Daha sonrasında ise sıkıcı bir dizi moda tasarımcı ve gelinlikçi adı altında soygunculuk yapan bir yere gittik. Gelinlikler o kadar pahalıydı ki ilk etapta gördüğüm rakamı gelinliğin model numarası sandım. Ayrıca hepsi fazla şatafatlı ve avize misali parıl parıl parıldıyordu. Alışveriş için Alpay'ın kardeşi Ece ve üvey annesi Şermin Hanım dışında evde koşturduğu yetmezmiş gibi bir de Nadide hanımı getirmişlerdi. Nadide hanım şuraya Nadide hanım buraya derken ara yerde koşturmaktan kadıncağızın canı çıktı.

-Ne düşünüyorsun Evrim, bence bu sana çok yakışacak?
-Şermin hanım hepsi gerçekten harika ama bunlar beni tam yansıtmıyor.
-Nasıl yani hafif mi buldun modelleri? Başka bir modacıya da gidebiliriz sen bak şimdi fikir edin.
-Yok öyle demek istemedim. Bunlar benim için fazla şatafatlı ben daha çok helen kesim bohem tarzı gelinlik seviyorum.
-O ne nasıl birşey?
-Hani elbise tarzı oluyor ya anne.
-Anladım kızım, biliyorum ama Evrimciğim o tarzlar bize çok sade gelebilir. Nihayetinde düğün Çırağan'da olacak.

YANGIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin